Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2074 E. 2023/687 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM …. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2074 – 2023/687
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
…. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2074
KARAR NO : 2023/687

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2021
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2-… SİGORTA A.Ş.
VEKİLLERİ : Av….
Av. …
DAVALI : …-… SİGORTA A. Ş.-
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 4-…
DAVA : Tazminat (Hasar Bedelinden Kaynaklanan Maddi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 03/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 05/04/2018 günü saat 18:40 günü saat 18:40 da tarafına ait olan ve kendisinin kullandığı … plakalı araçla … İli … İlçesi … çevre yolu metre kavşağından dağa doğru giden 20’nci cadde ve 15’nci caddenin kesiştiği kavşakta plakası yazılı olan ve …’ın yönetimindeki kiralık aracın kendi aracına çarptığını ve maddi hasarlı kaza oluştuğunu zararlarının tanzimini talep ettiğini, zararların toplamı olan 20.000,00-TL maddi hasar bedelinin davalılardan tahsilini kazaya sebebiyet veren araç olan … plakalı araç üzerine dava sonuna kadar tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu usule yönelik itirazlarının olduğunu, müvekkili şirkete dava öncesinde herhangi bir başvuru yapılmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, görev ve yetki itirazlarının olduğunu, müvekkili şirket tarafından düzenlenen poliçenin dava dışı … …’ın maliki olduğu … plakalı vasıta için müvekkili şirket tarafından “31.05.2017 başlangıç – 31.05.2018 bitiş tarihli, Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Poliçesi” düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe özel ve genel şartları çerçevesinde poliçede yazılı teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, araç başına 2018 yılı için öngörülen maddi hasar/değer kaybı teminat limitinin 36.000,00-TL olduğunu, kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, polis tutanaklarında davacının asli kusurlu olduğunu belirterek vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ::: Sigorta A.ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddia ettiği 05.04.2018 tarihli kazaya karışan (… ve … plaka sayılı) araçların şirketleri nezdinde kaza tarihini kapsar sigorta poliçesi bulunmadığını, davacının davası Karayolları Trafik Kanunu 97. Maddesine uygun başvuru yapılmadığından yine davadan önce arabuluculuk başvurusu yapılmadığından usule aykırı olduğunu ve usulden davanın reddi gerektiğini, haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, ….800,00-TL’nin davalılar … Sigorta, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … sigortaya karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Yerel mahkemece verilen kararın, kusur oranı ve tazminat miktarları yönünden yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 14/08/2020 tarihli kusur raporunun mahal şartları hakkında tam bilgiye sahip olunmadan tanzim edildiğini, mahkemece rapordaki işbu eksiklik giderilmeksizin ve olay mahallinde keşif dahi yapılmaksızın eksik ve hatalı bilirkişi raporu dikkate alınarak hüküm tesis edildiğini, 10/02/2021 tarihli bilirkişi raporunun da eksik inceleme neticesinde hatalı şekilde tanzim edildiğini, tanzim edilen raporda, aracın ağır hasarlı olduğunu, onarılmasının mümkün olmayacağının tespit edildiğini ve aracın 2. el piyasa değeri hesaplanarak pert değeri düşülmek suretiyle 19.000 TL hasar tutarı olduğu tespit edildiğini, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, zira, müvekkile ait aracın 2.el değeri “arabam.com” sitesinde 63.000 TL, “sahibinden.com” sitesinde 102.500 TL bedelle satıldığını, yine, müvekkilin %80 oranında kusurlu olduğunu, bu nedenle hesaplanan 19.000 TL’nin yalnızca %20’sinin müvekkiline ödenmesi gerektiği yönündeki tespitin de hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, …sigortanın pasif husumet ehliyetinin bulunduğunu, müvekkilinin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep ve haklarını saklı tuttuğunu, faiz talebinin de bu kapsamda olduğunu, yerel mahkemece fazlaya ilişkin talebin reddine şeklinde verilen karar ve bu doğrultuda müvekkilinin alacağına dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmamasının da usule, hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … vekili; Raporda müvekkilinin kusurlu olduğuna dair isnatların tamamını Kaza Tespit Tutanağı ve ek krokisinden yola çıkarak afaki ifadeler ile ortaya koyulduğunu, dikkatli olunmaması, hızını azaltmaması gibi afaki, soyut ve delillerle desteklenmemiş ifadelerin yer aldığı raporun isabetsiz olduğunu, maddi hasarın tespiti için düzenlenen bilirkişi raporunun hatalı olduğunu aracın birçok kazasının olduğunu ve yapılan kazaların araç değerini düşüren en önemli etken olduğunu, itiraz konusu bilirkişi raporu ile belirlenen değerin, kaza konusu aracın gerçek değerinden yüksek olmakla isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen trafik kazası neticesinde araçta oluşan hasar bedeline dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin kusur durumuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davacı vekiline kusur raporu usulüne uygun tebliğ edilmiş, ancak vekil tarafından bilirkişi raporuna karşı yargılama aşamasında süresi içinde ilk derece mahkemesine herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir….” denilmiştir. Aynı husus Yargıtay 17. HD’nin 2015/3253 E-2017/9419 K; 2015/8676 E-2018/2775 K; 2013/11884 E-2015/835 K; 2015/8056 E-2017/2988 K sayılı içtihatlarında ve benzer içtihatlarda da benimsenmiştir.
Bu nedenle davacı vekili yönünden süresinde ilk derece mahkemesinde kusur bilirkişi raporuna itiraz edilmemekle kesinleşen rapora karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davacı vekili her ne kadar aracın 2. El değerinin daha yüksek olduğunu, hesaplamanın hatalı yapıldığını belirtmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun denetime olanak veren açıklıkta olduğu, bilirkişi tarafından aracın ağır hasarlı olduğu, onarılmasının ekonomik olmayacağı belirtilerek aracın kazadan önceki 2. El piyasa bedeli olarak tespit edilen değerinden, hurda piyasa değerinin düşülmesi sonucu bulunan miktarın hasar bedeli olarak belirlendiği, rapora göre belirlenen bedelden kusur oranı dikkate alınarak indirim yapılarak hüküm kurulduğu anlaşılmakla davacı vekilinin hasar bedeline ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin, davalı … Sigorta A.Ş’nin pasif husumeti bulunduğuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından, dava konusu … plakalı aracın kaza tarihi olan 05.04.2018 tarihini kapsayan poliçesinin bulunmadığı bildirilmiş olmakla ve dava konusu aracın 31.05.2017-2018 tarihlerini kapsar ZMMS poliçesinin diğer davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapıldığı anlaşılmakla, dolayısı ile bu kaza sebebi ile davalı …Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun bulunmadığı, bu itibarla açılan davada davalı … Sigorta A.Ş’nin pasif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla bu davalı yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmekle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin faiz talebine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
HMK 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Davacı vekili tarafından hükmolunan alacağa faiz işletilmesi gerektiği belirtilmiş ise de; dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak yalnız 20.000,00TL bulunulduğu, faiz talebinin yer almadığı, yargılamanın devamında da bu yönde bir ıslah talebinin bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece talep doğrultusunda faize hükmedilmemiş olması yerinde görülmekle bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 20.000,00TL tazminat talebinde bulunulduğu, Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ….800,00TL tazminata hükmolunduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu kabul edilen kısma ilişkin dava değeri ….800,00TL’dir
HMK’nın 352. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 341/1 maddesinde öngörülen 1.500 TL kesinlik sınırının her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında arttırılacağı düzenlenmiş olup 01/01/2021 tarihinden itibaren kesinlik sınırı 5.880,00 TL’dir.
Somut olayda; mahkemece davanın kısmen kabulü ile ….800,00 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Davalı vekilinin istinaf ettiği miktar istinaf sınırı olan 5.880,00 TL’nin altında kaldığından ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar istinaf yoluna başvurulması mümkün olmayan kesin kararlardandır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibariyle kesin karar niteliğinde olduğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
…-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 64,89-TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 115,01‬ TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Harçlar Kanunu gereğince davalı …’dan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 64,89-TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 115,01‬ TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı ve davalı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/…. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.03/05/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.