Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1996 E. 2022/2424 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1996
KARAR NO : 2022/2424

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2018/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …- … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALILAR : 1- … – … -…
VEKİLİ : Av. … –
2- …-
VEKİLİ : Av. … –
3- …- … –
DAVA : Tazminat (Trafik kazasından kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 19/12/2022

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.03.2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10.10.2017 tarihinde müvekkili …’in sahibi olduğu … plakalı aracıyla, … Blv. Üzerinde kuzeyden güney istikametine düz devam etmekte iken, … Blv. İle … caddesinin kesiştiği ışık kontrollü dönel kavşakta müvekkile yeşil ışık yanarken aniden dönel kavşak içerisinde batı istikametine geçmeye çalışan ve kendisine kırmızı ışık yanan davalı … yönetimindeki … plakalı aracın müvekkilinin aracına sol arka kapı tarafından çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında müvekkilinin ağır yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını, BTM ile iyileşemeyecek derecede kemik kırığı meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren … plakalı araç şoförünün kırmızı ışıkta geçtiği ve olayda % 100 kusurlu olduğunu bildiği için olay yerinden kaçtığını, bu nedenle aracın kim tarafından kullanıldığının tespit edilemediğini,ancak kazadan 10 dakika sonra olay yerine gelen davalı …’ın … plakalı aracı kullanan kişi olduğunu beyan ettiğini, müvekkilinin kaza sonrasında maddi ve manevi zararları bulunduğunu, müvekkilinin kazadan sonra çalışamadığı için gelirinden mahrum kaldığını ve halen de çalışamadığını, davalının kullandığı aracın … tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, davalı … şirketinin tüm tazminatlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL’ nin davalı sürücü, araç sahibi yönünden olay tarihinden itibaren, davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ayrıca kaza tarihinden itibaren 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davalı … ve araç sahibi … adına kayıtlı taşınmazlar ile adına kayıtlı araç ve tüm malvarlıkları üzerine tensiben ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından başvuru şartının yerine getirilmediğini, kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının ve davacının gerekli güvenlik tedbirlerini uygulayıp uygulamadığının tespiti bakımından adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden rapor alınması gerektiğini, davacı vekilinin geçici işgöremezlik ve tedavi gideri tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde; davacının kırmızı ışıkta geçerek, kavşak içerisindeki araçlar hareket etmeden geçmek istemesi ile yüksek hız yaptığını, bu sırada kavşak içerisindeki yeşil yanan araçların hareket ettiği ve kazanın bu şekilde meydana geldiğini, kazaya ilişkin olarak müvekkile herhangi bir kusur isnat edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi usulünce tebliğ edilmiş, ancak davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı, duruşmadaki beyanında bir kusuru olmadığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece ceza dosyasında aldırılan kusur raporuna göre kaza ile ilgili kusurun ihtimalli olarak değerlendirildiği bu nedenle şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca sanığın beraatine karar verildiğinden davanın reddine karar verildiğini, ceza mahkemesince verilen kararda olayın gerçekleşme biçiminin belirlenemediğini, bu nedenle hukuk hakimini bağlayıcılığının bulunmadığını, müvekkilinin kırmızı ışık ihlali yapmadığı ve kusurunun bulunmadığı halde %100 kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından olay yeri algılanmadan yanlış şekilde rapor tanzim edildiğini, bu nedenle yeniden keşif yapılması ve ek rapor talebinde bulunduklarını, ancak mahkemece talepleri göz önüne alınmadan hüküm kurulduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili ceza mahkemesince verilen kararda olayın gerçekleşme biçiminin belirlenemediğini, bu nedenle hukuk hakimini bağlayıcılığının bulunmadığını, müvekkilinin kırmızı ışık ihlali yapmadığı ve kusurunun bulunmadığı halde %100 kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
Eldeki dosyaya baktığımızda dosya içerisinde mevcut kazanın hemen akabinde düzenlenen kaza tespit tutanağı incelendiğinde kırmızı ışık ihlalini kimin yaptığının belirlenemediği ve kusurun tespit edilemediği anlaşılmıştır.
Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/… Esas sayılı dosyasında tarafların kusur oranlarının belirlenebilmesi amacı ile dosya ATK Trafik ihtisas Dairesinden aldırılan 09.01.2019 günlü kusur raporu incelendiğinde ise, raporun ihtimalli olarak düzenlendiği, dosyamız davacısının kırmızı ışık ihlali yaptığının kabulü halinde asli kusurlu kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın ise kusursuz olduğu, davalı sürücünün kırmızı ışık ihlali yaptığının kabulü halinde ise davalının asli kusurlu olduğu, davacının ise tali kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı 05.03.2019 günlü kararının incelenmesinde mahkemece şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince dosyamız davalısı sanığın meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
İş bu dosyada Mahkemece tarafların kusur oranlarının belirlenebilmesi amacı ile … görevlilerinden oluşan 03.11.2020 günlü kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde davalının kusursuz olduğu, dosyamız davacısının ise mevcut aşırı hızı ile kırmızı ışık ihlali yapmak sureti ile kavşağa girerek davalı tarafın aracına çarpması nedeni ile %100 oranında asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece her ne kadar söz konusu rapora göre davacının ışık ihlali yaptığı gerekçesi ile tüm kusurun davacıya yüklenmiş ve davanın bu nedenle reddine karar verilmiş ise de,
Sürücülerden hangisinin kusurlu olduğunun toplanan tüm delillere rağmen kesin olarak tespit edilemediği durumlarda, tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi uyarınca, işletme tehlikeleri doğrultusunda tehlikeler eşit varsayıldığından, zararın yarı yarıya paylaştırılması gerekir. (Yargıtay 17. HD. 2014/22159 E. 2014/17827 K. , 2015/727 E. 2017/7073 K. 2016/211 E. 2018/10473K.)
Mahkemesince yapılan tüm yargılamaya, kaza tespit tutanağına ve alınan kusur raporuna rağmen taraflardan hangisinin kırmızı ışıkta geçtiği tam olarak tespit edilememiştir. Dosya arasında bulunan CD inceleme tutanağında da hangi tarafın kırımızı ışık ihlali yaptığı noktasında bir tespit bulunmamaktadır. Tüm bu hususular dikkate alındığında kazanın kavşak içinde meydana gelmiş olması, kırmışı ışık ihlalinden kaynaklanmış olması birlikte değerlendirildiğinde hangi tarafın kırmızı ışık ihlali yaptığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin net bir şekilde belirlenmediğinden, tarafların kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğunun kabulü gerekecektir.
Her ne kadar mahkemesince … öğretim görevlilerinden alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacını kazanın oluşumunda davacının tam kusuru olduğu davalının bir kusurunun bulunmadığı kabul edilmiş ise de ; hükme esas alınan kusur raporunda somut bir maddi olguya göre değil davacının soruşturma evresinde vermiş olduğu beyanındaki bir cümleden hareketle davacının tam kusuru olduğu kabul edilmiştir. Oysa ki maddi gerçeğe ortaya çıkarılabilmesi adına hukuk mahkemelerinden daha geniş imkanlara sahip delilleri daha rahat değerlendirme araştırma ve inceleme yetkisine sahip ceza mahkemesince iş bu dosyaya konu kaza nedeni ile açılan kamu davasında dahi hani tarafın kırmızı ışıkta geçtiği tam olarak tespit edilememiştir. Öte yandan bilirkişilerin davacının tam kusurlu olarak kabul etmiş olmalarına sebep olan ifadenin bütünü incelendiğinde dosyamız davacısının kavşakta seyrederken davalı sürücünün başka bir araç ile birlikte beklediğini gördüğünü ifade ettikten sonra beyanın devamında kendisinin kavşakta geçişi sırasında davalı sürücünün harekete geçerek kendisinin aracına çarptığını beyan etmiştir. Şu halde bu beyana göre ve kazanın kavşak içinde meydana geldiğinin anlaşılmasına göre davalının da kendisine yeşil ışık yanmasının beklemeden hareket etmiş olması olasılığı bulunmaktadır. Bu tespitlere göre yukarıda açıklandığı gibi hani tarafın kırmızı ışık ihlali yaptığı tam ve kesin olarak maddi olgular ile deliller ile tespit edilmemiştir. Buna rağmen … öğretim görevlilerinin davacının ifadesindeki bir cümleden hareketle davacının tam kusurlu olduğunun kabulü ve buna göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre meydana gelen kazada tarafların %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davacının zararının buna göre belirlenmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle davacının maddi tazminata ilişkin sunacağı delilleri toplanmalı, maluliyetine ilişkin hesap uzmanı bilirkişiden ve davacının aracında meydana gelen hasarın belirlenmesi amacı ile makine mühendisi bilirkişiden rapor alınarak, davacının uğradığın iddia ettiği zararın tam ve kesin olarak belirlenmesi gerektiği halde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle tarafların iddia ve savunmalarının alınması, delillerin toplanması, davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararın tam ve kesin olarak tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Bu yönü ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yukarıda açıklanan gerekçeler ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.03.2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalcı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.19.12.2022

… … … … Başkan … Üye … Üye … Katip…