Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1981 E. 2023/57 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1981 – 2023/57
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1981
KARAR NO : 2023/57

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2020
NUMARASI : 2015/… Esas, 2020/… Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat

KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/11/2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/09/2015 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ile seyir halindeyken, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, davacının ciddi oranda geçici ve kalıcı sakatlığa duçar olduğu, bu kazanın gerçekleşmesinde … plakalı aracın sürücüsünün tazminatı gerektirir derecede kusurlu olduğu, kusurlu olan aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, bu nedenle şimdilik 1.000,00 TL kalıcı iş göremezlik maddi tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili 01.09.2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebinin 16.932,31 TL’ye çıkardığını belirtmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde sigortalı olduğu, sigortalı aracın kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, kusur tespitinin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılması gerektiği, davacı tarafın müterafik kusurunun bulunduğu, davacının maluliyetinin adli tıp kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiği ve neticesinde bir aktüerya bilirkişisi tayin edilmesi durumunda müterafik kusurun göz önünde bulundurulması gerektiği, öncelikle açılan davanın reddi talep edilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının kusurlu olduğu ispatlanamadığından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; taraflardan hangisinin kırmızı ışıkta geçtiğinin tespitinin mümkün olmaması durumunda Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/1350 Esas, 2015/7998 Karar sayılı kararında “Bu hale göre BK’nun 53.maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hakimi, ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ve delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı olmadığından, mahkemece yapılacak iş davacı ve davalıdan kimin kırmızı ışıkta geçtiğinin tespitinin yapılması, dosya kapsamındaki delillerden kimin kırmızı ışıkta geçtiği kesin olarak belirlenemiyorsa her iki tarafı da %50 kusurlu kabul edip sonuca göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denildiğini, ıslah dilekçesinde taleplerinin de zaten bu doğrultuda olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesinin usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen yaralamalı trafik kazası sonucunda açılan kalıcı iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından kimin kırmızı ışıkta geçtiği tespit edilemediğinden %50- %50 kusur kabul edilerek karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
… 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/… Esas sayılı dosyasında tanık … beyanında, olay günü kendisinin tesadüfen diş hastanesinden çıktığını, kazayı bizzat gördüğünü, kaza olduğu anda trafik ışıklarının motosiklet sürücüsüne kırmızı yandığını, kendisini motosiklet sürücünün geçtiğini ve bu anda kazanın meydana geldiğini, kazanın meydana geldiği yer ile ışıkların bulunduğu yerin arasında yaklaşık 5 metre mesafe bulunduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Mahkemece tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 11/09/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle gerek kaza tespit tutanağında gerek soruşturma dosyasında ışık ihlali yapan tarafın tespit edilemediği, her iki tarafında yeşil ışıkta geçtiğini beyan ettiği, soruşturma dosyasının da şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verildiği, soruşturma dosyasında bir tanık dinlendiği, bu tanığın beyanlarının mahkeme dosyası için yetersiz olduğu, kaldı ki ATK Trafik ihtisas dairesinden gelen raporda da ihtimalli değerlendirme yapıldığı, davacı vekilinin tanık deliline dayanmadığı, kusur durumunu netleştirmek için bu haliyle Karayolları Fen Heyetine göndermenin dosyaya katkısının olmayacağı ve davalının kusuru ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar mahkeme gerekçesinde bir tanığın beyanının yetersiz olduğu belirtilmiş ise de, tanık beyanının açık ve net olduğu, tanık beyanına itibar edilmemesini gerektiren bir sebep bulunmadığı, bu haliyle davacı tarafça davalının kırmızı ışıkta geçtiğinin ispatlanamadığı, dosya kapsamına göre davacı sürücünün kırmızı ışıkta geçmesi sebebiyle tam kusurlu olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla neticede Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Açıklanan sebeplerle, davalının kusurunun bulunmaması sebebiyle ret kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ret verilmesi hatalı ise de neticede davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 290,00 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla fazla yatan 110,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (16.932,31 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.10/01/2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.