Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1868 E. 2021/1310 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …/…
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …/…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : ……….. (……. )
ÜYE : ……. (….. )
ÜYE : ……… (…… )
KATİP : ……. (………)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : ….
NUMARASI : …./…. esas ve …/… karar

DAVACI : ……
VEKİLİ : Av. ……..
DAVALI : 1- ……
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 2-……..
İHBAR OLUNAN : …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : ……..
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ……..

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin …… tarih ve …/….. Esas ve …/…. karar sayılı kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …… tarihinde İskenderun’da meydana gelen trafik kazasında …. ‘in sevk ve idaresindeki ……. plakalı aracın, müvekkil …… ‘un sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı motosiklete çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin malul kaldığını, kamyonet sürücüsü olan ….. asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusuru bulunmadığını,….. plakalı aracın …. ile sigortalı olmadığından oluşan zararların …. Hesabı’ndan talep edilmesi gerektiğini, davalı tarafa başvurularının red edildiğini, müvekkilinin kazancının asgari ücretin üzerinde olduğunu, ancak kaza nedeniyle işini gereği gibi yapamadığını, müvekkilinin ………. … Bölümü Mezunu olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50,00 TL geçici maluliyetten kaynaklı maddi tazminat, 50,00 sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminatın ve 50,00 TL bakıcı giderinden kaynaklı maddi tazminattın davalılardan müştereken müteselsilen ve 7500,00 TL manevi tazminatın davalı …….. ‘den kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …… hesabı cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazanın ……. tarihinde meydana geldiğini, iş bu kaza sebebiyle ilgili davasını . yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, aynı şekilde .. yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresininde dolduğunu, her şart ve koşulda davacının davası zamanaşımına uğradığını, bu nedenle reddine karar verilmesini talep ettiğini, kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu trafik poliçesi yok ise, müvekkil kurumun sorumluluğu kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davanın ……. plaka sayılı aracın maliki ……. ‘e ihbarını talep ettiklerini, kusur, maluliyet ve zararların tespiti gerektiğini, ayrıca davacı tarafın usulüne uygun başvurusunun olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Davanın davalılardan ……… yönünden davadan önce arabulucuya başvuru olmadığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, diğer davalı ……. yönünden ise davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekilinin süresi içerisinde vermiş olduğu istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemenin davayı ret gerekçesinin hakkaniyet ve somut gerçeklik ile bağdaşmadığını, yerel mahkemenin sigorta şirketinin zamanaşımına itiraz ettiklerinin kabulü ile yanlış karar verdiğini, yaptıkları başvurular neticesinden birden fazla eksik evrak talebinde bulunduklarını ve işi sürüncemede bırakıp dava yoluna başvurma haklarının engellendiğini, davalının daha sonra yargılama esnasında zamanaşımı definde bulunmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, davalı …… Hesabının Davalı ……. ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki mevcut olmadığını, davanın haksız fiilden kaynaklı maddi manevi tazminat davası olduğunu, davanın herhangi bir ticariliğinin mevcut olmadığını, bu sebeple zorunlu şekilde arabuluculuga başvurma zorunluluğunun bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55, ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davalı …… Hesabı yönünden tazminat talebinin zamanaşamı nedeni ile reddine, davalı …….. ‘nin yönünden ise davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili istinaf etmiştir.
HMK 355 maddesi gereğince dava şartları bakımından yapılan incelemede;
Davacı tarafından ……… gününde aynı davalıya, karşı aynı kazadan kaynaklı olarak,…… Asliye Ticaret mahkemesinin ……/…… esas sayılı dosyasında, kalıcı maluliyet nedeni ile maddi tazminat davası açılmıştır. Mahkemesince yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin …………. günlü oturuma mazeretsiz olarak katılmamış olması nedeni ile dosya işlemden kaldırılmış ve süresi içinde dosyanın yenilenmemiş olması nedeni ile …….. gününde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
….. Asliye Ticaret mahkemesinin …….. esas ve….. /… karar sayılı kararı taraflara tebliğ edilmemiş ve henüz kesinleşmemiştir. Bu noktada davacı tarafından aynı davalıya karşı, aynı konuda daha önceden açılan bir dava bulunduğundan söz konusu davanın, dosyamız için derdestlik oluşturup oluşturmayacağı bu bağlamda dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmıştır.
HMK 150. Maddesi gereğince verilen davanın açılmamış sayılması kararları temyizi kabil nitelikte kararlardandır. Ancak, derdestlik yönünden, kararın temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek kesinleşmesini aramaya gerek olmayıp davanın taraflarca takip edilmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren …. içinde dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına ilişkin oluşan tüm yasal hüküm ve sonuçlar başkaca bir işleme bağlı olmadan doğrudan doğruya yürürlük kazanır. Derdestlik durumunun dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren …süre ile sınırlı olduğu, bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların doğumu ile davanın kendiliğinden derdest olmaktan çıkacağı kuşkusuz olup, HGK’nun .. tarih ve ../….. Esas-…./…. Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır. Buna göre; somut olayda da davacı tarafından daha önce açılan davanın derdestliği, dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren …süre ile sınırlı olup ayrıca kararın kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Bu nedenle davacı tarafından açılan bu davada derdestlik bakımından dava şartlarında eksiklik bulunmadığı, davacı tarafından açılan ve derdest olan bir dava bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı vekilinin, davalı … Hesabı yönünden zamanaşımının dolmadığına yönelik yaptığı istinaf başvurusunun incelenmesinde;
2918 sayılı KTK.nin 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak …. ve her halde, kaza gününden başlayarak …….. içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir.
Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı gibi 2918 sayılı yasanın 109/2. maddesi gereğince davacının trafik kazası neticesinde yaralanmış olduğu anlaşılmakla olayda ceza zamanaşımı dikkate alınacaktır. Bu durumda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 89 ve 66. maddeleri nazara alındığında ….. zamanaşımı süresi dikkate alınmalıdır.
Bu açıklamalara göre, kazanın … tarihinde meydana geldiği, 2918 sayılı sayanın 109/2. maddesi ve 5237 sayılı sayanın 89 ve 66. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde …. zamanaşımı süresinin ……. tarihinde dolacağı, davanın ise ……. tarihinde zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılmış olduğundan zamanaşımı yönünden yapılan istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin, davalı …’in yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Her ne kadar, ……… tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı kanunun 20. maddesi gereğince ticari davaların açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının gerektiği ve bu hususun dava şartı olarak belirlenmiş ve dava dilekçesi ekinde sunulan arabulucu tutanağında davalılardan … yönünden arabulucuya başvuru yapılmadığı anlaşılmakta ise de; 7155 sayılı kanunun 23. maddesi gereğince davanın davalı … ile davacı arasında ticari bir dava bulunmadığı, davalı … hesabı ile diğer davalı … yöneltilen davanın birlikte ticaret mahkemesinde görülmesinin nedeni, aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden biri yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “yargılama usûlüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece uyuşmazlığın çözülmesi zorunluluğundan kaynaklanmaktadır.
O halde, davalı … ile davacı arasında ticari bir dava bulunmadığı ve 7155 sayılı kanunun 23. maddesi gereğince arabuluculuğa başvuru hususu da zorunlu olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece;
– Davalı …’e yöneltilen dava yönünden HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca bu yönüyle KABULÜYLE, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine,
– Davalı … Hesabına yöneltilen dava yönünden ise; ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin davalı … Hesabı yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin, davalı … yönünden istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE; İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. tarih ve …./…. Esas ve …/….. karar sayılı kararının davalı … yönünden KALDIRILMASINA,
Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı vekilinin davalı … Hesabı yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusu için Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, davacı ile davalı … arasındaki uyuşmazlık yönünden yukarıda kurulan hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere,
Davacı ile davalı … Hesabı arasındaki uyuşmazlık yönünden yukarıda kurulan hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren … içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. ……

Başkan ….

Üye ……..

Üye ….

Katip ….

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.