Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1865 E. 2022/2370 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1865
KARAR NO : 2022/2370

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2020
NUMARASI : 2020/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – […] UETS

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [] UETS
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 13/12/2022

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.10.2020 tarih ve 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.17 M.3 uyarınca Arabuluculuğa başvuru şartını yerini getirdiklerini ancak görüşmeler sonucu karşı tarafla uzlaşılamadığını, müvekkili …’e İskenderun ilçesi … Mah. … Caddesi üzerinde plakası tespit edilemeyen bir aracın çarptığını ve müvekkilinin yaralandığını, İş bu kazada müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, müvekkilinin meydana gelen kaza sebebiyle maluliyeti oluştuğunu, Yargılama esnasında ilgili yönetmeliklere göre alınacak Sağlık Kurulu Raporlarında ( Adli Tıp ) müvekkilinin geçici ve sürekli maluliyet oranlarının belirleneceğini, mali sosyal durum araştırmaları ve emsal ücret araştırmasında müvekkilinin gerçek kazancının ortaya çıkacağını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; şimdilik 100,00 TL geçici ve 100,00 sürekli maluliyetten kaynaklı ve 100,00 TL bakıcı giderinden kaynaklı maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı elektrik şirketinden alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap diekçesinde özetle; dava konusu kazanın 23/12/2010 tarihinde meydana gelmiş olup davacı tarafın işbu kaza sebebiyle ilgili davasının 2 yıllık ve uzamış zaman aşımı olan 8 yıllık süreler geçtikten sonra açtığını, bu nedenle mahkemece işbu davanın zaman aşımına uğradığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin davaya konu olan trafik kazasına bağlı maluliyetinin nihai sonucunu yani zararını kapsam ve miktarını yargılama aşamasında alınacak maluliyet raporları ile öğrenebileceğini, bu nedenle mahkemece maluliyet raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece 07.01.2021 günlü ek karar ile; verilen kararın kesin olarak verilmiş olduğu gerekçesi ile HMK’nın 366 ve 343. maddeleri gereğince davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 07.01.2021 günlü ek karara karşı istinaf dilekçesinde; esasa ilişkin istinaf dilekçesini tekrar ederek, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, taraflarına istinaf hakkı verilmesi gerekirken mahkeme kararının kesin olduğu gerekçesi ile istinaf taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek 07.01.2021 günlü ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında meydana gelen yaralanma nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin Mahkemenin 07.01.2021 günlü ek kararına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede;
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacının 15.04.2020 tarihli dava dilekçesinde 6100 sayılı HMK’nın 107 maddesine dayalı olarak 300,00 TL tutarlı belirsiz alacak davası açtığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince belirsiz alacak davasına ilişkin davada verilen kararın kesin olmasından söz edilemeyecektir. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin 07.01.2021 günlü davacının istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kaldırılması ve istinaf başvurusunun esastan incelenmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin davanın esasına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede ise;
Davacı vekili her ne kadar müvekkilinin davaya konu olan trafik kazasına bağlı maluliyetinin nihai sonucunu yargılama aşamasında alınacak maluliyet raporları ile öğrenebileceğini, bu nedenle mahkemece maluliyet raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, davacının dava dilekçesi ile gelişen durum iddiasında bulunmadığı, dava dilekçesinde kaza tarihinin bildirilmediği, dosya içerisinde mevcut İskenderun C. Başsavcılığının 2011/… Soruşturma ve 2019/… Karar sayılı kararının incelenmesinde kaza tarihinin 23.12.2010 olarak belirtildiği ve 26.02.2019 günlü karar ile zamanaşımı nedeni ile takipsizlik kararı verildiği, davalı vekilinin 28.06.2020 günü cevap dilekçesi ile süresi içerisinde zamanaşımı defiinde bulunduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı yasanın 109/2. maddesi gereğince davacının trafik kazası neticesinde yaralanmış olduğu anlaşılmakla olayda ceza zamanaşımı dikkate alınacaktır. Bu durumda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 89 ve 66. maddeleri nazara alındığında 8 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınmalıdır.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacının yaralanmasına konu olan kazanın 23.12.2010 tarihinde meydana geldiği, bu tarihten itibaren Borçlar KAnunun 60/2 maddesi ve 5237 Sayılı TCK’nun 86-66 maddelerine göre 8 yıllık uzamış zamanaşımının 23.12.2018 tarihinde dolduğu, eldeki davanın ise zamanaşımı süresi dolduktan sonra 15.04.2020 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, mahkemece davalının zamanaşımı definin kabulü ile davacı tarafından açılan davanın zamanaşımı sebebi ile reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir yanlışlık bulunmadığı kanaatine varılmış, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.10.2020 tarih ve 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY İLGİLİ HUKUK DARİESİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.13.12.2022

… … … … Başkan … Üye … Üye … Katip…
(Muhalif Üye)

MUHALEFET ŞERHİ

Mahkemesince her ne kadar 8 yıllık zaman aşımı süresi dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş ve dairemizin sayın çoğunluğu tarafından da yapılan değerlendirmede bu hususun doğru olduğu kabul edilerek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ise de,
Bilindiği üzere 2918 sayılı yasanın 109/1. Maddesinde zarar ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde 10 yıl geçmekle zaman aşımının dolacağı düzenlenmiştir. Eldeki dosyaya baktığımızda dosya davacısı …’ın yaralanmasına neden olan trafik kazasının 23.12.2010 gününde meydana geldiği dosya davacısının kendisinin yaralanmasına sebebiyet veren kişiyi dava tarihi itibari ile öğrenemediği anlaşılmaktadır. Zira, kendisine çarpan aracın sürücüsü tespit edilemediğinden İskenderun C. Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada dahi şüpheli konumunda bulunan kişi için faili meçhul kaydı düşülerek zaman aşımı bürosunca araştırma yapıldığı görülmüştür. Yasada belirtilen kaza tarihinden itibaren her halde 10 yıllık süre dava tarihi itibarı ile doğmamış olduğu anlaşıldığından ve davacının kendisinin yaralanmasına sebebiyet veren tazminat yükümlüsü sürücünün kim olduğunu tespit edememiş olması, öğrenememiş olması dikkate alındığında 10 yıllık zaman aşımı süresi dolmadan eldeki davanın açılmış olduğu anlaşılmakla işin esasına girilerek davacının delilleri toplanmak sureti ile karar verilmesi gerektiği halde zamanaşımı sebebi ile davanın reddi kararına ilişkin dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne iştirak etmemekteyim.

Muhalif Üye


İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır