Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1834 E. 2023/187 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1834
KARAR NO : 2023/187

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2017/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – T.C:… …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI :… SİGORTA (GÜNEŞ SİGORTA) A.Ş. -…
VEKİLİ : Av. … -….
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 31/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/11/2015 tarihinde sürücü … … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile seyir halinde iken sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını belirterek 100,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen kazada müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olabileceğini, müterafik kusur indirimi talebinde bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; 17.07.2020 tarih 2019/… E ve 2020/… K sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ile, KTK madde 90 hükmündeki ”…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ve ikinci cümledeki ”…ve genel şartlarda…” ibaresinin, KTK madde 92-(i) bendinin iptal edildiğini, bundan dolayı tazminata ilişkin KTK’nda düzenlenmeyen hususlarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağını, maluliyet raporunun maluliyet tespit işlemleri yönetmeliğine, düzenlenemiyorsa çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, tüm yasal düzenlemelerin ve Yargıtay içtihatleri birlikte değerlendirildiğinde uygulanması için yasal dayanağı olmayan, talep edilen tazminat davasının mantığına ve ruhuna aykırı olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilerek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğine uygun rapor düzenlenmesini kabul etmediklerini, müvekkilinin itiraza konu karara esas alınan raporunda da sol tibia fibula kırığı olduğunu ve bu nedenle plak vida takıldığının belirtildiğini, kaldı ki raporda iyileşme süresi içinde başkasının bakımına muhtaç olabileceğinin belirtildiğini, müvekkilinin maluliyeti ile heyetin belirlediği maluliyet oranının ve iyileşme sürecinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmadığından raporu kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50 ve 54. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, sürekli iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerekmektedir.
Açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda, kaza tarihinin 09/11/2015 olup mahkemesince hükme esas alınan 25/11/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 09/11/2015 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, davacının son film ve grafileri incelenmek ve heyet tarafından bizzat muayene edilmek sureti ile raporun hazırlandığı, kemik kırığının tek başına maluliyete sebep olmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.

HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.31/01/2023

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … … İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.