Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1821 E. 2022/2392 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1821
KARAR NO : 2022/2392

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2020
NUMARASI : 2015/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : 1- … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVACI TEMLİK ALAN : 2- … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … SİGORTA A.Ş. ( … ) -…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … – … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/07/2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı …’ın sürücüsü ve işleteni olduğu davalı … Nezdinde sigortalı olan … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken … plaka sayılı motosiklet sürücüsü müvekkiline çarpması sonucunda 11.06.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden davalı …. ‘den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, 20.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağına göre müvekkiline asli kusur sürücü belgesiz, plakasız ve hiçbir … donanımı olmayan araca tali kusur atfedildiğini, atfedilen kusur oranlarını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, müvekkilinin mevzuata aykırı bir davranışının bulunmadığını, müvekkilinin ehliyetli tecrübeli bir şoför olduğunu, davacının trafik mevzuatına aykırı davranışlarının olduğunu, ehliyetsiz ve plakasız şekilde seyreden o tarihte 17 yaşında olan davacının tali kusurlu olmasının kabul edilemeyeceğini, tarafların aynı köyde ikamet ettiklerini, birbirlerini tanıdıklarını aralarında herhangi bir husumet olmadığını, sonrasında da husumet olmadığını, davacının Kozan Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki beyanında ışıklarının yanmadığını, fark edilmediğini beyan ettiğini, müvekkilinin kaza sonrası kendi aracında oluşan hasar için davacının sigorta şirketi ile görüştüğünü ancak davacının ehliyetsiz olması nedeniyle hasar ödemesinin davacıya rücu edileceğini söylemesi üzerine müvekkilinin hasar dosyası açtırmaktan vazgeçtiğini, hasarını kendisinin karşıladığını, davacının maddi taleplerinin müvekkilinin sigortasından karşılandığını ve 20.240,00 TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … (…) Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazlarının bulunduğunu, yetkili mahkemelerin Anadolu İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davacının dava hakkının bulunmadığını davacıya 04.09.2014 tarihinde 20.241,00 TL ödeme yapıldığını ve müvekkilinin ibra edildiğini, bu nedenle davacının hak ettiği tazminatın o günkü şartlara yani ödemeye esas hesaplamanın yapıldığı tarih itibariyle yapılması ve buna göre bakiye tazminatın fahiş derecede farklı olması halinde ibranın iptalinin gerektiğini aksi takdirde davanın reddinin gerektiğini, kusur dağılımının tespiti için Adli Tıp’tan rapor alınması gerektiğini, davacının maluliyetinin Adli Tıp Kurumunca tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne, 23.280,80 TL kalıcı ve geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın davalılardan … yönünden kaza tarihi olan 11.06.2013 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. (Eski …) yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne, 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı ve temlik alan … vekili; müvekkilinin kazaya karıştığı olayda kusur tespitinin tam olarak yapılamadığını, müvekkilinin sakatlık oranının da düşük olarak hesaplandığını, ayrıca manevi tazminat oranının da düşük hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … şirketi vekili; davacının müvekkil sigorta şirketine yapmış olduğu başvuru sonrasında kendisine 04.09.2014 tarihinde 20.241,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, ödemeye ilişkin dekont ve ibranamenin dosyaya sunulduğunu, yapılan bu ödeme ile müvekkil sigorta şirketinin ilgili poliçeden doğan tüm sorumluluğunun yerine getirildiğini ve başka bir sorumluluğunun kalmadığını, davacının manevi tazminat talebinin teminat dışı olması sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, her iki kusur raporu arasında çelişkilerin mevcut olduğunu ve bu çelişkilerin giderilmesi gerektiğini, tazminat hesaplaması yapılırken TRH 2010 ölüm tablosu ile %1,8 teknik faiz esas alınarak sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanması ve müvekkil sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ödemenin güncellenmiş tutarının hesaplanacak olan tazminattan tenzil edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının efor kaybı talepleri sağlık hizmet bedeli olup müvekkili şirket tarafından karşılanmasının söz konusu olmadığını, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, faiz işletilecekse dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, davacının avans faizi talebinin haksız olduğunu, bu nedenle avans faizine hükmedilmesinin hukuka uygun olmayıp Yargıtayca bozma sebebi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davanın, TBK’nun 54/3 ve 55.md gereğince açılmış ve çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davacı ve temlik alan … vekili ile davalı … şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kusur raporuna yönelik itirazları yönünden yapılan incelemede:
Dosya arasında mevcut kaza tespit tutanağında davacı …’in tali kusurlu olduğu, davalı sürücü…’in asli kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
İşbu dava dosyasında trafik bilirkişisinden alınan 28.12.2015 tarihli raporda …’ın %40, davacı … …’in T kavşakta gece vakti farları yanmaz şekilde seyir etmesi sebebiyle %60 oranında kusurlu oldukları bildirilmiştir.
Rapora itiraz üzerine alınan 27.01.2017 tarihli İTÜ heyet raporunda davacı … …’in %75 oranında, davalı sürücü …’ın kavşakta uzun farlarını yakarak kontrol edip sonra geçiş yapması gerekirken yapmadığından %25 oranında kusurlu olduklarının bildirildiği görülmektedir.
Mahkemece İTÜ bilirkişilerinden aldırılan raporların dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olduğu, İTÜ heyet raporu ile çelişkinin giderildiği anlaşıldığından taraf vekillerinin kusur oranın yanlış tespit edildiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Maluliyet raporuna yönelik yapılan istinaf incelemesinde:
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli Tıp Kurumu ilgili. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden, kaza/ olay tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre alınacak rapora göre belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan 31.07.2019 tarihli rapora itibar edilerek karar verildiği belirlenmiştir. Ancak dosya kapsamından Çukurova ATK tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenen 22.01.2016 tarihli raporda davacının maluliyet oranının %49 olduğu, İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 31.07.2019 tarihli aynı yönetmeliğe göre düzenlenen raporda ise %19 olduğu belirtilmiştir.
11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir. Bu yönüyle uygulanan yönetmelik doğrudur. Ancak Çukurova Üniversitesi ATK’dan alınan raporla, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 31.07.2019 tarihli aynı yönetmeliğe göre düzenlenen raporlar arasında açık çelişki vardır. Mahkemece çelişkinin giderilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Kabule göre yapılan istinaf incelemesinde:
Dosyada maddi tazminat alacağının önce …’e temlik edildiği, yargılama sırasında onun da alacağı …’ya devrettiği, bu haliyle …’in davada sıfatı kalmadığı halde karar başlığında gösterilerek infazda tereddüt oluşturulması hatalı olmuştur.
Yine maddi ve manevi tazminat hükmü kurulurken her iki tazminatın da “davacıya verilmesine” karar verilmiş ise de; hangi davacıya olduğu belirtilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Davacının dava dilekçesinde geçici iş göremezlik talebi olmadığı halde bu zararın da tazminine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Davalı vekili müterafik kusur indirimi yapılmasını talep etmişse de müterafik kusur indiriminin yapıldığı, dava tarihinden yasal faize hükmedilmesini istemiş ise de zaten bu şekilde hükmedildiği anlaşılmış olup bu yöndeki istinafı yersiz olmuştur.
Tarafların sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmemiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, İstanbul Adli Tıp Kurumundan kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak; Çukurova ATK tarafından düzenlenen 22.01.2016 tarihli rapor ile İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 31.07.2019 tarihli aynı yönetmeliğe göre düzenlenen raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak sonucuna göre davacının bakiye zararı olup olmadığı hususunda TRH 2010 ve prograsif rant tekniğine göre hesap raporu alınıp yukarıdaki eksiklikler de dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK’nun 353/1-a.6. maddesi uyarınca, HMK’nın 353/(1)-b-3. Maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırmasına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/07/2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksiklikler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Taraflar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/12/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … … İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.