Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1817 E. 2022/2443 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1817 – 2022/2443
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1817
KARAR NO : 2022/2443

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Sigorta A.Ş.
VEKİLİ : Av….
DAVA : Tazminat (Trafik sigorta sözleşmesi kaynaklı)

KARAR TARİHİ : 20.12.2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/04/2021 tarih, 2015/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04.08.2013 tarihinde müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı … idaresindeki …plakalı aracın direksiyon hakimiyetin kaybedilmesi sonrasında takla atan aracın dava dışı … yönetimindeki araca çarptığını, meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır yaralandığını ve sakat kaldığını, meydana gelen kazada …plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğunu ve bu aracın ZMMS poliçesinin davalı tarafından yapılmış olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL geçici ve 100,00 TL kalıcı olmak üzere 200,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 15.02.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini geçici iş göremezlik yönünden 6.718,80 TL ve kalıcı iş göremezlik yönünden ise 47.575,19 TL olmak üzere toplamda 54.293,99 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yaralanmasıyla ilgili olarak maluliyet tazminatı olarak 23.07.2015 tarihinde 15.773,52-TL ve 24.07.2015 tarihinde 30.007,78-TL olmak üzere toplam 45.781,30-TL tutarında tazminatın davacıya ödendiğini, iş bu trafik kazası ile ilgili olarak bakiye maluliyet teminatı miktarının 204.218,70-TL olduğunu, müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirdiğini beyanda bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; 6.718,80-TL geçici iş göremezlik tazminatının ve 47.575,19-TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 24.07.2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, zararın tamamını karşılaması sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, gerçek zarar ile ödeme arasında açık nispetsizlik olup olmadığı tespit edilmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamı dışında olduğunu, kararda müterafik kusur indiriminin uygulanmamasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekilinin istinaf etmiştir.
Davalı vekilinin hükmedilen geçici işgörmezlik tazminatına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesi 17/07/2020 tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. (Aynı yönde Yargıtay. 17 Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 sayılı kararı)
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; iptal edilen Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesindeki “Genel Şartlar” ibaresi gereğince teminat dışı bırakılan geçici iş göremezlik tazminatı yönünden, yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararı gereği davalı Sigorta Şirketinin sorumluluğunda olduğu anlaşılmakla, davanın geçici işgöremizlik tazminatı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görüldüğünden davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız görülmüştür.
Davalı vekilinin, dava açılmadan evvel yapılan ödeme ile zararın karşılandığına ilişkin yaptığı istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı vekili söz konusu davada davacı tarafa, davacının yaralanmasıyla ilgili olarak maluliyet tazminatı olarak 24.07.2015 tarihinde 30.007,78 TL olmak üzere davacıya ödendiğini, böylece davacının tüm zararının karşılanmakla reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de;
Ödeme tarihi olan 24.07.2015 tarihi itibariyle itibarı ile talep edebileceği geçici ve kalıcı işgörmezlikten kaynaklı olarak tazminat miktarının toplam 41.194,50 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tutarının ise 30.007,78 TL üzerinde olduğu, diğer bir anlatımla davacıya ödeme tarihi itibari ile yapılan 30.007,78 TL TL ödemenin, ödeme tarihi itibariyle davacının 41.194,50 TL olan tüm zararını karşılamadığı ödeme ile zarar arasında fahiş fark bulunduğu buna göre davacının eldeki davayı açmak sureti ile bakiye zararını istemekte hukuki yararı bulunduğu kanaatine varılmış, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin hükmedilen maddi tazminat miktarına müterafik kusurun dikkate alınmadığına ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana artmasına etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, davacının içinde bulunduğu aracın sürücüsünün B sınıfı sürücü belgeli olduğu ve sürücü alkol kontrol sonucunun 0.00 (sıfır) promil olduğu, kaza esnasında istiap haddinin aşılmadığı, davacının emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz olduğu ve fakat davacıların veya desteğinin kaza esnasında araçtan fırlama gibi emniyet kemerinin takılı olmadığının gösterir emarelerin de bulunmadığı veya zararın artmasına sebep olduğu iddiasını kanıtlar somut emare veya delilin dosyaya yansımadığı anlaşılmakla müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine ilişkin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.708,82 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 928,00 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 2.780,82 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 20.12.2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.