Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1765 E. 2022/2280 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1765
KARAR NO : 2022/2280

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : .. (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2021
NUMARASI : 2017/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –

DAVALI : … – Büyük Mükellefler- V.N.: …
VEKİLLERİ : Av. … – [] UETS
Av. … –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.04.2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 08/07/2012 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanarak sakat kaldığını, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı … nezdinde sigortalı olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 100,00 TL maddi tazminat tutarının temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 04/03/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava değerini arttırarak toplam 3.116,40 TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, 24.382,64 TL tutarındaki tazminat ödemesinin müvekkili şirket tarafından 03.03.2014 tarihinde yapıldığını, raporların Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; sigorta şirketinin dava öncesinde yaptığı 24.382,64 TL tazminat ödemesinin %100 kusurlu olan sürücünün verdiği zararı karşılamadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin geçici iş göremezlik durumunun 4 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiğini, dava dilekçesi ile hem geçici iş göremezlik hem de kalıcı iş göremezlik taleplerinin bulunduğunu, mahkemece talepleri açıklatılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunun müvekkilinin bizzat muayene edilmeden alındığını, mahkemece müvekkilinin bizzat muayene edilerek sağlık kurulu raporu alınması yönündeki taleplerinin reddine karar verildiğini ve müvekkilinin mağduriyetinin arttığını belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasında meydana gelen maluliyetten kaynaklı kalıcı iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar sigorta şirketinin dava öncesinde yaptığı 24.382,64 TL tazminat ödemesinin müvekkilinin zararını karşılamadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin geçici iş göremezlik durumunun 4 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiğini, dava dilekçesi ile hem geçici iş göremezlik hem de kalıcı iş göremezlik taleplerinin bulunduğunu, ancak mahkemece talepleri açıklatılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiş ise de,
Dosyada hükme esas alınan 27.10.2020 günlü bilirkişi raporu incelendiğinde davacının kalıcı iş göremezlik zararının bulunmadığı, geçici iş göremezlik tazminatı yönünden ise 3.116,40 TL zararının bulunduğu belirlenmiştir.
Mahkemece davacının geçici iş göremezlik zararının bulunduğu kabul edilmiş ancak, davacı tarafından yapılan başvuru nedeni ile sigorta tarafından davacıya dava tarihinden önce 03.03.2014 tarihinde yapılan 24.382,64 TL ödemenin davacının gerçek zararını ödeme tarihi itibarı ile tümü ile fazlası ile karşıladığı görülmektedir. Buna göre davalı … tarafından dava tarihinden önce yapmış olduğu ödeme ile tüm sorumluluğunu yerine getirdiği, davacının bakiye alacağının kalmadığı anlaşılmakla, mahkemece yapılan tüm tespitler usul ve yasaya uygun bulunmuş ve davanın tümü ile reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu yönü ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”
Somut olayda Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun davacı vekiline 27.09.2020 gününde usulünce tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından itiraz süresi geçtikten sonra 20.10.2020 günlü celsede maluliyet raporuna karşı itirazda bulunduğu, davacı vekili tarafından süresi içerisinde itiraz edilmemekle kesinleşen raporlara karşı artık istinaf aşamasında da itiraz edilemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.04.2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY İLGİLİ HUKUK DARİESİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.28.11.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip…
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır