Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1756 E. 2022/2277 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1756 – 2022/2277
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1756
KARAR NO : 2022/2277

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : 2016/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – –
VEKİLLERİ : Av. … E Tebligat adresi mevcut

DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av. … E Tebligat adresi mevcut
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/11/2022

GEREKÇELİ KARARIN

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.03.2021 tarih ve 2016/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 11/02/2016 tarihinde sürücü …’nin sevk idaresindeki … plakalı minibüsün sebep olduğu tek taraflı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiği, kazada … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkil işbu kaza sonunda kısmi olarak iş göremez hale geldiği, kazaya sebep olan aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu ve sürücüsünün kusurlu olduğu, bu nedenlerle öncelikle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00 TL geçici iş göremezlikten kaynaklı 2.000,00 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklı olmak üzere toplam 2.500,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 23.10.2020 günlü ıslah dilekçesi ile; 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatını 4.208,80 TL, 2.000,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatını 33.414,00 TL arttırarak toplam 40.122,80 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle sigortacının sigortalısının kusur oranına isabet eden zarardan sorumlu olduğundan, izafe edilecek kusur oranının tespit edilmesinin gerektiği, davacının maluliyetinin Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenecek rapor ile tespit edilmesinin gerektiği, tazminat hesaplamasının ise aktüer sıfatına haiz bilirkişilerce yapılmasının gerektiği belirterek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; 4.708,80 TL geçici iş göremezlik tazminatının ve 35.414,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 11/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin meydana gelen kaza neticesinde kalıcı olarak sakatlık yaşadığını, müvekkilinin maluliyeti yönünden mahkemece ATK’dan maluliyet raporu alındığını ve müvekkilinin %22 oranında maluliyetinin bulunduğunun tespit edildiğini, ancak mahkemece söz konusu raporun yürürlükte olan yönetmeliğe aykırı olduğu gerekçesi ile yeniden İstanbul ATK’dan rapor alındığını bu kez müvekkilinin maluliyetinin %9 olduğunun tespit edildiğini, mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiğini, mahkemece yeniden rapor alınması yönündeki taleplerinin reddedilerek ve güncel tarihli hesap raporu alınmadan ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kaza sebebi ile gerçek maluliyetinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre tespit edildiğini, buna göre hesaplama yapılması gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile meydana gelen maluliyetten kaynaklı geçici iş göremezlik ve kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili her ne kadar müvekkilinin kaza sebebi ile gerçek maluliyetinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre tespit edildiğini, hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre belirlendiğini ileri sürmüş ise de,
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre 11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemeleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, 11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu 01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasındaki kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki meydana gelen kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu ve 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/4121 Esas ve 2018/8559 Karar sayılı kararı, yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/13431 Esas ve 2022/8667 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir. )

Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda Mahkemesince ATK 3. İhtisas kurulundan davacının maluliyeti hususunda rapor alınmış, ATK tarafından düzenlenen 10.08.2018 günlü rapor incelendiğinde raporun kaza tarihinde yürürlükte olmayan 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiği ve davacının %22 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının tespit edildiği görülmüştür.
Davalı tarafın rapora karşı 28.01.2019 günlü itirazı ile mahkemece bu kez ATK 2.İhtisas Kurulundan alınan 13.02.2019 günlü maluliyet raporu incelendiğinde, davacının maluliyetinin kaza tarihi olan 11.02.2016 tarihinde yürürlükte bulunan 30/3/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine usulüne uygun şekilde düzenlendiği, davacı tarafından söz konusu rapora karşı itirazda bulunulmadığı, 05.08.2019 günlü dilekçe ile maluliyete karşı itirazlarının bulunmadığı ve buna göre hesap raporu alınması yönünde talebinin bulunduğu, HMK’nın 357. maddesi gereğince süresi içerisinde itiraz edilmemekle kesinleşen bu rapora karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceği, ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporun 13.02.2019 günlü raporun davacının kazadan sonraki tüm tedavi evrakları, hastane kayıtları incelenmiş ve gelişen süreçte davacının yeni tarihli film ve grafileri incelenmek sureti ile kaza tarihindeki mevzuat hükümlerine uygun şekilde hazırlandığı anlaşılmakla davacı vekilinin maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiği ve yeniden rapor alınması gerektiği yönündeki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili güncel tarihli hesap raporu alınmadan ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de,
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/… E.-2017/… K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”
Eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince ilk olarak alınan 13.03.2020 günlü rapor incelendiğinde raporun TRH 2010 tablosu ve 1,8 teknik faiz kullanılarak düzenlendiği, rapora göre davacının 34.951,00 TL kalıcı iş göremezlik zararının bulunduğunun tespit edildiği görülmüştür. Davacı vekili tarafından söz konusu rapora karşı itiraz edilmemiş, sadece geçici iş göremezlik tazminatı yönünden hesaplama yapılmadığı yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece bunun üzerine 05.10.2020 günlü ek rapor alınmış, bu kez davacının 4.708,80 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 35.414,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı talep edebileceği belirtilmiştir. Davacı vekiline söz konusu hesap raporu usulünce 10.10.2020 gününde usulünce tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından söz konusu rapora karşı itirazda bulunulmamış aksine 23.10.2020 günlü bedel arttırım dilekçesi ile rapor gibi karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı vekili tarafından süresi içerisinde itiraz edilmemekle kesinleşen rapora karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceği anlaşıldığından, davacı vekilinin güncel güncel tarihli hesap raporu alınmadan ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.

HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.03.2021 tarih ve 2016/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.28.11.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır