Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/175 E. 2022/266 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/175 – 2022/266
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/175
KARAR NO : 2022/266

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/….
NUMARASI : 2015/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.

DAVALI : … SİGORTA A.Ş. –
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 07/02/2022

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/…. tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/08/…. tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile seyir halinde iken müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ve geçici iş göremezlik bedelinin davalıdan tahsilini arz ve talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 11/08/…. günlü ıslah dilekçesi ile; geçici iş göremezlik talebi olarak açmış oldukları 500,00 TL’lik tazminat taleplerini 7.934,20 TL arttırarak 8.434,20 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek üzere kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının, kusur oranlarının ve maluliyet oranın Adli Tıp Kurumunca tespitinin gerektiğini ve geçici iş göremezlik tazminatı talebinin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 8.434,20 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili süresi istinaf dilekçesinde; Davacı tarafından talep edilen geçici iş göremezlik tazminatından müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça sunulan maluliyet raporu ile belirlenen geçici iş göremezlik süresini kabul etmediklerini, söz konusu raporun davacı tarafın kişisel müracaatı ile hazırlandığını bu nedenle yeniden denetime elverişli bir maluliyet raporu alınması gerektiğini, davacı lehine hesaplanan tazminat miktarının fahiş olduğunu, davaya konu trafik kazasının oluşumunda sigortalı aracın kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, bu nedenle kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, ayrıca hükmolunan tazminatlara uygulanacak faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirterek, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile; 8.434,20 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadıklarına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili geçici iş göremezlik tazminatından müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, ve Anayasa Mahkemesi kararının söz konusu olayda uygulanamayacağını ileri sürmüş ise de, Mahkemenin karar tarihi olan 01/09/…. tarihinden sonra 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı dikkate alındığında davacının zararının belirlenmesinde 01/06/2015 günlü ZMSS genel şartlarının tümü ile dikkate alınamayacağı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davacının tedavi sürecinde uğramış olduğu geçici iş görmezlik zararının davacının gerçek zararı niteliğinde olduğu, dolayısıyla davalı sigorta şirketi tarafından davacının uğramış olduğu bu zararın karşılanması gerektiği anlaşıldığından bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır bu yönü ile buna dair istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.(Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 karar sayılı 03/12/2020 günlü kararı).
Davalı vekilinin faiz tarihine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili hükmolunan tazminatlara uygulanacak faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirtmiş ise de, ilk derece mahkemesince verilen karar incelendiğinde hükmolunan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işlendiği anlaşılmakla davalının bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin kusur raporuna, maluliyet raporuna ve hesap raporuna yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede;
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporunun 28/04/…. tarihinde, maluliyet raporunun 21/05/…. tarihinde ve hesap raporunun 06/08/…. tarihinde davalı vekiline usulünce tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından süresi içerisinde itiraz edilmemekle kesinleşen kusur, maluliyet ve hesap raporuna karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceği anlaşıldığından davalının bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/…. tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 576,14 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 144,03 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 432,11 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.07/02/2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır