Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1745 E. 2022/2274 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1745 – 2022/2274
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1745
KARAR NO : 2022/2274

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2021
NUMARASI : 2016/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 1-… –
VEKİLİ : Av. … [] UETS
DAVALI : 2-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3-…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.04.2021 tarih ve 2016/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; trafik kazası nedeniyle yaralanan müvekkilinin belirlenecek geçici iş göremezlik, devamlı iş göremezlik, tedavi gördüğü süre boyunca bakıcı gideri, tedavi için harcanan ulaşım, konaklama ve haricen yapılan tedavi giderlerinin fazlaya ilişkin hakların saklı kaldığını, sigorta şirketi yönünden limitler dahilinde olmak üzere ihbar olunan tarihten itibaren işletilecek faiz ive yarılama giderleri ile avukatlık ücreti ile 30.000,00-TL manevi tazminatın sürücü ve işleten yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ve yargılama ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsilini, davalı … ve davalı …’nın taşınır ve taşınmazlar malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000,00-TL maddi tazminatın sürücü ve işleten yönünden olay tarihinden sigorta şirketi yönünden ihbar tarihinden itibaren, 30.000,00-TL manevi tazminatın sürücü ve işleten yönünden olay tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekil ıslah dilekçesinde özetle; 2.000,00 TL olarak açılan belirsiz alacak davalarını 30.580,80 TL arttılarak taleplerini 32.580,80 TL’ye yükseltmişlerdir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının beyanlarının ve taleplerinin tümünün hukuktan yosun olduğunu davacı … ün çok ağır yaralanması nedeniyle kendisine oğlunun bakıcı olarak baktığı ve işinden çıktığı beyanlarının doğru olmadığını, kaza anında da davacınında kusuru olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, kazayı yapan …’i tanımadığını, motorun kendisinde olduğunu ve bu olaydan haberinin olmadığını, …’ın kardeşi olan …’in sigortalı ve ehliyetli işçisi olduğunu evine gidip gelmek için motoru ara sıra aldığını, bilgisi ve rızası dışında motoro …’in kardeşinden kendi evlerinden aldığını götürüp sonra kaza yaptığını hiçbir suçunun ve kabahatinin olmadığını, bu nedenle açılan davayı kabul etmediğini belirterek kendisi yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı arcın dava konusu olayda meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını kusur oranı ile ilgili iddianın asılsız olduğunu, buna ilişkin oranın ATK tarafından belirlenmesi gerektiğini belirtilerek tüm itirazlarının saklı kalmak kaydıyla hukuki dayanaktan oysun haksız davanın reddini yargılama giderler ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; 5.124,98-TL geçici iş göremezlik, 27,455,82-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 32.580,80 TL tazminatın davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 26/04/2015, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 15.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve … dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı sigorta vekili istinaf dilekçesinde; davacı yanın dava açılmadan önce kanunla belirtilen özel dava şartını yerine getirmediğini, dava açmadan önce sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat istemi ile müvekkili şirkete hiçbir başvuruda bulunulmadığını, dava şartının yerine getirilmemesi nedeni ile dava açılmasına sebebiyet vermemeleri nedeni ile temerrüt faizine, yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini ileri sürmüştür.
Karara karşı davalı … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin meydana gelen kazada bir sorumluluğunun bulunmadığını, kazaya konu motosikletin sürücüsü …’in müvekkilinin işçisi olmadığını, müvekkili ile aralarında hiçbir şekilde iş sözleşmesi veya iş ilişkilerinin varlığını gösterir herhangi bir hukuki bağ bulunmadığını, davalı …’ın müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında aracı aldığını ve söz konusu kazaya karıştığını, bu nedenle müvekkilinin diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına ve tazminat ödemeye mahkum edilmesini kabul etmediklerini, mahkemece davacı taraf lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının dosya kasamına uygun olmadığını, çok yüksek olduğunu, kararın denetime elverişli olmayan bilirkişi raporlarına dayanılarak verildiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında meydana gelen yaralanmadan kaynaklı geçici iş göremezlik ve kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.

Mahkemece davacının maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı sigorta vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı … A.Ş vekilinin başvuru şartının yerine getirilmediği yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili davacı yanın dava açılmadan önce önce sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat istemi ile müvekkili şirkete hiçbir başvuruda bulunulmadığını ve dava şartının yerine getirilmediğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini ileri sürmüş ise de,
2918 Sayılı yasanın 97 maddesi (Değişik madde: 26/04/2016-6704 S.K. 5. Mad.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklindedir.
Bu madde hükümüne göre davacının trafik kazası nedeni ile tazminat davası açmadan önce sigorta şirketine yazılı olarak başvuru zorunluluğu ilişkin 6100 sayılı HMK 114/2 md.si gereği dava şartı bulunmaktadır.
Bu açıklamalara göre eldeki dosyaya baktığımızda; davacı vekili 01.06.2016 havale tarihli dava dilekçesi ile dava açmadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmadığı, f0akat, yargılama sırasında davacı vekili, davalı sigorta şirketine dava konusu tazminat ödenmesi için 02.03.2021 tarihinde başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır. Buradan hareketle sigorta şirketine dava açılmasından önce başvurulmasına ilişkin dava şartı HMK 115/3 md.si gereği giderilebilir bir dava şartı olup karar verilinceye kadar tamamlanabileceğinden, davacı vekilinin yapmış olduğu 02.032021 tarihli başvuru dikkate alınarak, dava şartının tamamlandığı anlaşılmakla, davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusu haklı bulunmamıştır.
Davalı … vekilinin meydana gelen olayda müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar müvekkilinin meydana gelen kazada bir sorumluluğunun bulunmadığını, davalı …’ın müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında aracı aldığını ve söz konusu kazaya karıştığını, bu nedenle müvekkilinin diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına ve tazminat ödemeye mahkum edilmesini kabul etmediklerini ileri sürmüş ise de, eldeki dosyaya baktığımızda davacının yaralanmasına neden olan kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı motosikletin kaza tarihi itibari ile davalı … adına tescilli olduğu, davalının aracın işleteni sıfatını devrettiğine ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, KTK 85. maddesi gereğince işleten olarak davacının uğramış olduğu zarardan kaynaklı olarak müşterek müteselsil sorumlu olduğu anlaşılmakla Mahkemesince bu davalı yönünden işleten sıfatı ile sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu yönü ile davalının istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … vekilinin maddi tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili davacı taraf lehine hükmedilen maddi tazminat miktarının, çok yüksek olduğunu, kararın denetime elverişli olmayan bilirkişi raporlarına dayanılarak verildiğini ileri sürmüş ise de, mahkemece aldırılan 22.10.2020 günlü hesap raporu incelendiğinde raporun usul ve yasaya, Yargıtay içtihatlarına uygun, açıklayıcı gerekçeli ve denetime olanak verir nitelikte olduğu, söz konusu raporda davacının %5,3 maluliyet durumu, tarafların kusur oranları ve davacının gelirinin asgari ücret esas alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu ileri sürmüş ise de,

6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda 26.04.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, İstanbul 2. İhtisas ATK tarafından düzenlenen 29.04.2019 tarihli maluliyet raporuna göre davacının %5,3 oranında maluliyetinin bulunduğu alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü … …’in %90 oranında kusurlu olduğu, davacının %10 oranında kusurlu olduğu, tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, yaralanmasının niteliği, olay tarihi ve TMK’nın 4. Maddesindeki hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yeterli ve yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin manevi tazminatın yüksek olduğu yönündeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı sigorta vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.04.2021 tarih ve 2016/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … A.Ş vekili ve davalı asil … tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı … A.Ş’den alınması gereken 2.225,60-TL istinaf karar harcından, davalı sigorta tarafından peşin yatırılan 238,75 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 1.986,85 TL harcın davalı … A.Ş’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalı …’dan alınması gereken 3.250,25 TL istinaf karar harcından, davalı … tarafından peşin yatırılan 812,56 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 2.437,69‬ TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … A.Ş ve davalı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.28.11.2022

… …. … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır