Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1710 E. 2022/2311 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1710 – 2022/2311
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1710
KARAR NO : 2022/2311

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2021
NUMARASI : 2019/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 05/12/2022

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/03/2021
tarih ve 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 29/04/2018 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanarak sakat kaldığını, müvekkilinin yaya konumunda olduğunu, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek, 100,00 TL sürekli iş gücü tazminat tutarının temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ayrıca 01/03/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava değerini 2.082,17 TL arttırarak toplam 2.182,17 TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, raporların Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiği, müterafik kusur incelemesi yapılarak belirlenecek tazminattan indirim yapılmasını, şirketin temerrüde düşürülmediğini, davanın belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile, 2.182,17 TL kalıcı iş gücü kaybı nedeniyle maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 05/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; tüm yasal düzenleme ve Yargıtay içtihatları birlikte değerlendirildiğinde uygulanması için yasal dayanağı olmayan talep edilen tazminat davasının mantığına ve ruhuna aykırı olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğine uygun rapor düzenlenmesini kabul etmelerinin mümkün olmadığını, izahı yapılan sebeplerle itirazlarının ve AYM iptal kararı gereğince belirlenen maluliyet oranını kabul anlamına gelmemekle birlikte Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenen 08.12.2020 tarihli raporun esas alınmasını talep ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen trafik kazası sonucu açılan sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından Çalışma Gücüne göre belirlenen maluliyet oranının esas alınması gerektiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ve Dairemizin bu içtihatlar ile uyumlu olan kararlarına göre, maluliyet oranları Adli tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilimdalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre, 11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu; 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki meydana gelen kazalar için 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerekmektedir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6247 E – 2021/9135 K; 2021/5898 E – 2021/8467 K; 2021/4501 E – 2021/7401 K sayılı kararları)
Açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda ilk olarak Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 27.05.2020 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlendiği ve maluliyet oranının %7 olduğu, davalı vekilinin itirazı üzerine düzenlenen ve mahkemesince hükme esas alınan 08.12.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun ise, kaza tarihi olan 29.04.2018 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde davacının tüm tedavi belgeleri incelenerek rapor düzenlendiği ve maluliyet oranının %3 olduğu, maluliyet oranları arasındaki farkın esas alınan yönetmeliklerin farklı olmasından kaynaklandığı, bu raporun hükme esas alınmasının ve buna göre belirlenen tazminata hükmedilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla bu yönüyle davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde bulunmamıştır.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,

3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (5.521,64 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.05/12/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … … İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.