Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1675 E. 2022/2221 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1675 – 2022/2221
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1675
KARAR NO : 2022/2221

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2021
NUMARASI : 2018/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ..

DAVALI : GÜVENCE HESABI
VEKİLİ : Av. ..
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :..

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.01.2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin motorsiklet ile seyir halinde iken plakasını görmediği arkadan gelen bir aracın onu sıkıştırması ve sol koluna çarparak düşürmesi neticesinde yaralandığını, meydana gelen kaza da bu aracın tam kusurlu olduğunu, kaza ile ilgili Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/… soruşturma numarası ile soruşturma başlatıldığını, kaza sonucunda müvekkilinin vücudunda kırıklar meydana geldiğini, bu nedenlerle şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın kazanın meydana geldiği …/08/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişler.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin … olduğunu takip ve davalar için …-Merkez mahkemeleri ve İcra dairelerinin yetkili olduğunu, müvekkiline sorumluluk yüklenebilmesi için kazaya karıştığı iddia olunan plakası tespit edilemeyen ikinci motorlu aracın varlığı olaya dahil somut deliller ile ispat edilmesi gerektiğini ayrıca aracın trafik poliçesi yaptırmak zorunda olan bir araç olduğunun tespiti gerektiğini aksi takdirde vekil eden aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının geçici iş görmezlik tazminatı talebinin reddine, 15.158,75TL kalıcı iş görmezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; zararlandırıcı olaya sebebiyet verdiği belirtilen ikinci bir aracın varlığı ve kazaya kusuru ile sebebiyet verdiğinin somut delillerle ispatlanması gerektiğini, hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde geçerli yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmadığını, hesap bilirkişisi raporunda hatalı formül ile hesaplama yapıldığını, rapora karşı yapmış oldukları itirazlarının mahkemece değerlendirilmeye alınmadığını, davanın ispatlanamadığını, bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce, Mahkemesince ilk kurulan 07.02.2018 günlü davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 02/10/2018 günlü 2018/… Esas 2018/… Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının davacı vekiline trafik kazasına ilişkin olarak bildirmiş olduğu tanık delillerinin toplanması bakımından tanık listesini sunması konusunda usulünce süre verilmesi ve tanıkların keşif mahallinde dinlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince Dairemizin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapılmış ve bu kez 18.01.2021 günlü karar ile davacının geçici iş görmezlik tazminatı talebinin reddine, 15.158,75TL kalıcı iş görmezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemenin iş bu kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Mahkemece dairemizin kaldırma kararından sonra yeniden yapılan yargılama neticesinde; 04/01/2019 tarihinde olay yerinde keşif yapıldığı, keşif mahallinde davacı tanığının dinlenildiği, yapılan keşif neticesinde alınan kusur raporuna göre plakası tespit edilemeyen gri renkli otomobil sürücüsüne %100 oranında kusur atfedildiği, bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
5684 sayılı sigortacılık Kanunun Güvence Hesabı başlıklı 14. maddesi “
Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/…/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.
Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için,
ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için,
d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren … Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için, başvurulabilir…” hükmünü içermektedir .
Somut olayda eldeki dosyaya baktığımızda davacı, davasını ispat edebilmek için tanık deliline başvurmuştur. Tanıkların takdiri delil niteliği taşıyan beyanları, yargılamanın aydınlanmasına ve gerçeğin ortaya çıkmasına hizmet eder. Hâkim, tanığın beyanını dikkatlice değerlendirmeli, dava konusu uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayacak sorular sormalı ve varsa çelişkileri gidermelidir. Tanığın olaylara ilişkin ifadesi ne kadar ayrıntılı olursa tanığın verdiği bilgilerin doğruluğu ve güvenirliliği de o oranda yüksek olacaktır.
Buna göre davacı tanığı beyanında, davcını dayısının oğlu olduğunu, olay günü davacının motosikleti ile kendilerinin aracının önünde seyir halinde iken bir aracın davacıya çarptığını belirtmiştir. Ne var ki olayın gerçekleşme şekline ilişkin bu tanığın soyut yetersi beyanı dışında başkaca bir delil bulunmamaktadır. Kaldı ki tanığın beyanı ise hayatın olağan akışına aykırıdır. Şöyle ki tanık davacının dayısının oğlu olduğunu söylemesine rağmen, hemen önünde meydana geldiği ileri sürmüş olduğu trafik kazasınında kaynaklı olarak ayrıntılı bir beyanda bulunmamıştır. Yine bu tanığın soruşturma evresinde adı geçmektedir. Diğer bir yandan, davacı emniyette vermiş olduğu beyanında da olay mahallinde akrabası olan tanığın olduğuna ilişkin bir beyanda bulunmamıştır. Yine tanık da her nasılsa akrabası olan davacının trafik kazası geçirdiğini ambulans ile hastaneye kaldırıldığını görmesine rağmen davcının yanında yer almamış bu konuda bu zamana kadar hiç bir beyanda bulunmamıştır. Şu halde tamamen soyut anlatım şeklindeki tanık beyanına itibar edilmiş olması yerinde olmamıştır. Mahkemece gerekçeli kararda hükme esas alınan davacı tanığın beyanları soyut beyanlarla ibaret olduğu ikinci bir aracın varlığına ilişkin detaylı, somut anlatımlardan uzak olduğu görülmüştür. Nitekim davacı tanığı olay günü kendisinin de kaza yerinde olduğunu söylemişse de; tanığın dinlenildiği keşif gününe kadar Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma aşamasında, kolluğa verilen ifadelerde, yargılama sırasında yapılan duruşmalarda ve sunulan dilekçelerde davacı, olay günü halasının oğlu olan tanığın kaza yerinde bulunduğunu ifade etmemiştir. Buna göre davacı dinlettiği tanıkla yaralamalı trafik kazasına plakası markası modeli belli olmayan bir aracın sebebiyet vermiş olduğunu ispat edemediğinden davanın tümü ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabul edilmesi isabetsiz bulunmuştur.
HMK’nınHMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
2-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.01.2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-DAVANIN REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından ıslah harcı ile birlikte peşin alınan 82,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,66 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri bakımından;
8-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
…-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
11-Davalı tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan 48,50 TL istinafa dosya gönderme posta masrafının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.22.11.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır