Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1656 E. 2022/2471 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1656 – 2022/2471
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1656
KARAR NO : 2022/2471

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2020
NUMARASI : 2019/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- … SİGORTA A.Ş –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3- ..
DAVA İHBAR OLUNAN : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 19/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/12/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin kullandığı motosiklet ile davalı …’in kullandığı … plaka sayılı aracın 04/09/2016 tarihinde çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacı müvekkilinin yaralandığını, müvekkili davacının meydana gelen trafik kazasında kusurunun bulunmadığını, davacının kalçasının kırıldığını, ameliyat olduğunu, platin takıldığını, ayağında çatlak meydana geldiğini, tedavisinin halen devam ettiğini, bu trafik kazası nedeniyle hayatı boyunca bakıma muhtaç kalacağını, meslekten kazanma gücünü kaybettiğini, koltuk değneği ile yürüdüğünü, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine yazılı olarak başvuruda bulunduklarını ancak yasal süresi içerisinde cevap verilmediğini ve her hangi bir ödeme yapılmadığını, davacının …Tuğla fabrikasında çalıştığını, aylık 1.800,00 TL maaş aldığını, kazadan bu yana 1 yıla yakın zaman geçmesine rağmen halen çalışamadığını, evine ve ailesine bakamadığını, sakat kaldığını, kaza nedeniyle çok büyük üzüntü ve ızdırap çektiğini, davalarının kabulü ile bilirkişi incelemesi yapılıncaya kadar belirsiz olan tazminat alacaklarının şimdilik 1.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik maddi tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesi ile; davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, görev yönünden itiraz ettiğini, dava konusu kazada kusurun davacıya ait olduğunu, davacı tarafından talep edilen tazminatın çok fahiş olduğunu, açılan davayı kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tarafların kusur oranı ve davacının maluliyet oranının adli tıp kurumundan alınacak rapor ile belirlenmesi gerektiğini, tazminat yönünden uzman bir aktüerya bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, müvekkili şirketin tedavi harcamalarına ilişkin her hangi bir sorumluluğu bulunmadığını, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu trafik kazasının oluşumunda müvekkili davalının sahibi olduğu aracın sürücüsüne atfedilecek her hangi bir kusur olmadığını, davacı asilin kusurlu davranışı nedeniyle kazanın meydana geldiğini, davacının kaza anında her hangi bir kask kullanmadığını, davacının talep ettiği tazminatın fahiş olduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, maddi tazminat davası yönünden davanın kabulü ile; 4.769,77 TL’nin davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 04/09/2016 tarihinden davalı sigorta yönünden dava tarihi olan 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ilgili davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile; 4.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiğini, maluliyet oranını kabul etmediklerini, davacının sürekli maluliyet oranının daha yüksek olmasına rağmen itirazları reddedilerek usul ve yasaya aykırı maluliyet raporuna itibar edilerek karar verildiğini, mahkemece istinaf mahkemesinin kaldırma kararından sonra alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde fahiş miktarda kusurlu bulunduğunu, verilen kusurun olayın gerçekleşme şeklinde, yapılan keşfe ve tanık ifadesine uygun olmadığını, hükme esas alınan aktüer raporunun hatalı olduğunu, müvekkilinin maddi zararının bilinen son ücret üzerinden hesaplanmadığını, ayrıca müvekkili yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin sahibi olduğu aracın sürücüsüne kusur izafe edilmesine dair bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, meydana gelen kazada müvekkilinin aracının da zarar görmesi, zararla müvekkilinin eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığını, yaralama olayının meydana gelmesinde davacının da kusurlu olması nedenleri ile manevi tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat davası yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiğini, maluliyet oranını kabul etmediklerini, davacının sürekli maluliyet oranının daha yüksek olduğunu belirtmiş ise de, bu iddiasına ilişkin olarak herhangi bir tedavi evrakı, tıbbi belge ya da heyet raporu sunulmamıştır. Dosya içerisinde bulunan ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporun ise davacının kazadan sonraki tüm tedavi evrakları, hastane kayıtları incelenmiş ve gelişen süreçte davacının yeni tarihli film ve grafileri incelenmek sureti ile kaza tarihindeki mevzuat hükümlerine uygun şekilde hazırlanmıştır. Bu nedenle davacının soyut itiraz niteliğindeki yeniden maluliyet raporu alınması yönündeki istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili ve davalı … vekilinin kusura yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Taraf vekilleri kusur oranlarını kabul etmediklerini, kusur oranlarının hatalı belirlendiğini ileri sürmüş iseler de, mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak 03.07.2018 günlü karar öncesinde alınan bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda davalının bir kusurunun bulunmadığı, davacının tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bu karara ilişkin olarak davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemizce verilen 09.04.2019 günlü 2018/…Esas, 2019/… Karar sayılı kararımız ile tanık beyanları ile bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacı ile … Heyetinden ya da … öğretim görevlilerinden oluşan bilirkişi heyetinden kazanın oluşumuna ilişkin kusur raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Dairemizin kararından sonra … öğretim görevlileri tarafından düzenlenen 26.08.2019 günlü kusur bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda davalı sürücünün sağa veya sola dönerken geçiş yapan bisikletlere geçiş hakkını vermek zorundadır kuralını ihlal etmiş olduğundan %20 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Davacı sürücünün ise aracın cinsine ve hızına göre aracın hızını yol ve trafik durumuna uygun şekilde ayarlamadığı, araçların solundan geçme yapması gerektiği halde aracın sağından geçmeye çalışması nedeni ile %80 asli oranda kusurlu kabul edildiği görülmüştür. Buna göre, … Öğretim görevlileri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun olayın oluş ve özelliklerine uygun olduğu, kazanın oluşumunda davacı sürücünün asli kusurlu kabul edilmiş olmasının yerinde olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin kusur oranına yönelik yapmış oldukları istinaf başvurularının reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı tarafından ilk derece mahkemesince 07.10.2020 gününde alınan aktüer bilirkişi raporuna süresinde itiraz edilmiş, mahkemesince ise bu itiraz dikkate alınmamıştır. Oysaki, mahkemesine hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde aktüer bilirkişinin davacının zararının 1,8 teknik faiz yöntemi ile davacının zararının belirlenmiş olduğu görülmüştür. Halbuki, yargılama sırasında resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı, Danıştay 8. Dairesinin 2020/5413 sayılı dosyasında ZMMS Genel Şartlarının bazı maddelerine ilişkin verilen yürütmeyi durdurma kararı sonucu oluşan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kararları ile uyumlu şekilde TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi kullanılmak sureti ile hesap raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle heyetimizce davacıların zararının belirlenmesi bakımından 2022 yılı Temmuz ayı asgari ücret verilerinin de belli olması nedeni ile bu miktara göre zararın belirlenmesi istenmiştir. Buna göre, davacının geçirmiş olduğu trafik kazasından kaynaklı olarak uğramış olduğu %4 maluliyet oranına göre ve davalı sigortalı araç sürücüsünün kusuru dikkate alındığında 12.767,00 TL kalıcı iş göremezlik zararının bulunduğu anlaşılmıştır. Bu yönü ile davacının dairemizce alınan bilirkişi raporundan sonra bedel arttırım ya da ıslah dilekçesi sunma imkanı da bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun kabulü ile geçirmiş olduğu kazadan kaynaklı olarak 12.767,00 TL kalıcı iş göremezlik zararı bulunduğunun tespitine ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili ve davalı … vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, davalı vekili ise hükmolunan manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda 04.09.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, dosya içerisinde mevcut maluliyet raporuna göre davacının %4 oranında maluliyetinin bulunduğu, kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davacının %80 davalı sürücünün ise %20 oranında kusurlu olduğu, tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, yaralanmasının niteliği, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yeterli ve yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle taraf vekillerinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nınHMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ise HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE;
3-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/12/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
4-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
4-a)-Davanın maddi tazminat davası yönünden Kabulü İle; 4.769,77 TL’nin davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 04/09/2016 tarihinden davalı sigorta yönünden dava tarihi olan 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ilgili davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, DAVACININ FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
4-b)-Davanın manevi tazminat davası yönünden Kısmen Kabulü İle; 4.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 599,06 TL nispi harçtan dava açılırken yatırılan 71,73 TL peşin harç, yargılama sırasında yatırılan 12,88 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 514,45 TL karar ilamı harcının (davalı sigorta şirketi 325,82 TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan tebligat, Adli Tıp Fatura gideri, müzekkere, keşif, talimat posta ve bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 5.346,30 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 1.892,59 TL ile dava açılırken yatırılan 71,73 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, 12,88 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.008,60 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.080,00 vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından manevi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.000,00 vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve manevi tazminatın reddolunan kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.000,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e ödenmesine,
10-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

İstinaf giderleri bakımından;
11-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
13-Harçlar Kanunu gereğince davalı …’den alınması gereken 599,06 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin yatırılan 150,00 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 449,06 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
14-Davalı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
15-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
16-Davacı tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.373,46 TL istinaf yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 487,34 TL yargılama giderinin (davalı sigorta şirketinin yargılama giderinin 264,47 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (….090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.19.12.2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır