Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1654 E. 2022/2473 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1654
KARAR NO : 2022/2473

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2021
NUMARASI : 2017/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
Av. … –
Av. … –
DAVALI :1-… TÜRK SİGORTA ŞTİ
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 2- … – …
3- … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 20/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.11.2016 tarihinde, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile davalı şirkete zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı, davalı …’nın maliki olduğu ve davalı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu davacının yaralanarak ağır engelli hale geldiğini, psikolojisinin bozulduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu ileri sürerek ve FİHS tutularak belirsiz olacağın alacağın tespiti ile daimi iş gücü kaybı zararı, sürekli iş göremezlik zararı ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zarar kalemleri olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL maddi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigorta limiti, sigortalının kusur oranı ve gerçek zarar ile sınırlı olduğunu, tarafların kusur oranları ile davacının sürekli maluliyet oranının ATK tarafından belirlenmesi, tazminatın poliçe yeni genel şartlarında belirtilen usul ve esaslara göre aktüer siciline kayıtlı bilirkişi marifeti ile hesaplanması gerektiği, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiğini, tedavi gideri zararından SGK’nın sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın tamamen davacının kusuru ile meydana geldiğini, müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, davacının hiçbir maluliyetinin oluşmadığını, maddi ve manevi tazminat talep koşullarının oluşmadığını ve talep edilen miktarların fahiş olduğunu, müvekkilinin davacıyı hastanede kontrol ettirdiğini, bir kısım hastane masrafını müvekkilinin karşıladığını davacının bu yöndeki talebinin de reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, maddi tazminat davasının kabulü ile, 17.494,28 TL sürekli işgöremezlik zararının davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 21/11/2016; davalı … yönünden dava tarihi olan 09/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Meydana gelen kazada davalı sürücünün tam ve asli kusurlu olduğunu, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun müvekkilinin maluliyet oranını karşılamadığını, müvekkilinin hasarının yüzde 14’ten daha fazla olduğunu, … Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından 05/03/20219 tarihinde özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre düzenlenen maluliyet raporunda müvekkilin engel oranının %24 olarak tespit edildiğini, Mahkemece aralarında fahiş fark bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm verildiğini, zira müvekkilinin kırıklar sebebiyle yürümekte dahi zorlandığını, müvekkilinde psikojen bayılmaların mevcut olduğunu, diş hekimi muayenesinde üst sasol 1 ve 2 kuronlarının tamamına yakının kırık olduğunu, ATK raporunda belitilen kusur oranları kabul edilerek düzenlenen aktüerya raporunun hatalı olduğunu, somut olayda müvekkilinin uğradığı manevi zarar ile hükmedilen manevi tazminat tutarı arasında fahiş fark bulunduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin psikolojik bunalıma girdiğini, psikolojik tedavi de gördüğünü, istinaf dilekçeleri doğrultusunda müvekkilinin maluliyet oranı ve bunun akabinde iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat miktarının tekrar hesaplanarak artırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … ve … vekili; Mahkemenin hükme esas aldığı ATK kusur raporunda davacıya %75 kusur izafe edildiğini, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin kusursuz, davacının tam kusurlu olduğunun ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacının asli (ağır) kusurlu olduğunun rapor edildiğini, bu itibarla davacının ağır kusurlu olduğundan dolayı manevi tazminata hak kazanamayacağını, bir an için manevi tazminatın şartlarının oluştuğu kabul edilmesi halinde ise, Mahkemenin fahiş olarak çok yüksek manevi tazminata hükmedildiğini, İskenderun 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/… E. Sayılı dosyasının 16.06.2020 tarihli duruşmasında davacı vekilinin “müvekilin zararı giderilmemiştir.,2.192,00 TL zararı mevcuttur.” beyanında bulunduğunu, mahkeme içi ikrarın kesin delil olduğunu, davacı tarafın zararlarının 2.192,00 TL olduğunu bildirdiğini ve bu zararın giderilmiş olduğundan manevi tazminata ilişkin istinaf taleplerinin bu yönden de kabulü gerektiğini, bir an için tüm zararın karşılanmadığı kabul edilmesi halinde davacıya ödedikleri tazminatın terditli istinaf taleplerine istinaden takdir edilecek manevi tazminattan mahsup edilmek suretiyle kararın kaldırılarak yeniden karar verilmesini talep ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi- manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin kusur durumuna yönelik istinaf sebeplerinin birlikte incelenmesinde;
Davalı … plakalı araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki minibüs ile çift yönlü yolu takiben seyredip olay yerine geldiğinde hızını azaltmadan yaklaştığı kavşağa kontrolsüzce girerek solundan gelen geniş kavisle kontrolsüzce sağa dönüş yapan ve kendi şeridine giren davacı sürücünün kullandığı motosikletle önlem tali ve %25 oranında kusurlu olduğu, davacı … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki motosiklet ile olay mahalli kavşaktan sağa dair dar kavisle dönmesi gerekirken aksine karşıdan gelen trafiği kontrol etmeden hızla ve geniş kavisle dönüş yaparak davalı sürücü idaresindeki minibüs ile istikametine göre sol şeritte önlemsizce çarpışması sonucu meydana gelen kazada dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketi sonucu asli ve %75 oranında kusurlu olduğu, kazanın ardından tutulan kaza tespit tutanağı, savcılık aşamasında ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 22.11.2017 tarihli kusur raporu ve yerel mahkemece ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 14.03.2018 tarihli kusur raporu ile sabit olduğundan ve kaza tespit tutanağı ile savcılık aşamasında alınan 19.06.2017 tarihli bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporları ile giderilmiş olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınan kusur durumunun yerinde olduğu kanaatine varılmakla taraf vekillerinin kusura yönelik istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddi gerekmiştir.

Davacı vekilinin maluliyet durumuna yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde;
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre 11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemeleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, 11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu 01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasındaki kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki meydana gelen kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu ve 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir.
Eldeki dosyaya baktığımızda Mahkemesinde hükme esas alınan 27.04.2020 tarihli İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 21.11.2016 tarihinde yürürlükte bulunan, 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine usulüne uygun şekilde son film ve grafileri incelenerek düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu yönüyle davacı vekilinin maluliyet raporunun hatalı olduğu yönündeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili her ne kadar dosyada bulunan maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğunu ileri sürmüş ise de, dosya içerisinde mevcut 05.03.2019 tarihli … Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık kurulu raporunun ve yine dosya içerisinde mevcut 16.07.2018 tarihli … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporun kaza tarihi olan 21.11.2016 tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediği, bu nedenle söz konusu raporlar ile ATK 2. İhtisas kurulu tarafından düzenlenen rapor arasında çekişki bulunduğundan söz edilemeyeceğinden davacı vekilinin bu yöndeki itirazları da yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebeplerinin birlikte incelenmesinde;
Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesi; “Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmünde olup; 21/11/2016 tarihinde, davalı sürücü …’nın idaresindeki … plakalı araç ile davacı idaresindeki … plakalı motosikletin çarpışması sonucunda davacı sürücü …’ın yaralandığı, kaza sebebiyle davacının %75 orananda, davalı sürücü …’nın %25 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın bacak bölgesinden yaralandığı, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 27.04.2020 tarihli rapora göre maluliyetinin % 14 oranında olduğu, iyileşme süresinin 9 ay olduğu, ceza dosyası ve mahkemece alınan kusur raporları, tedavi evrakları, maluliyet raporları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olmakla tarafların kusur durumu, davacıda meydana gelen maluliyetin oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih, davacının yaşı, paranın satın alma gücü ile manevi tazminatın mahiyeti nazara alınarak mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının takdire göre yerinde ve yeterli tayin edildiği anlaşılmakla davacı vekilinin ve davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurularının ayrı ayrı reddi gerekmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin davacı tarafın zararının ceza mahkemesi aşamasında giderildiğine yönelik istinaf sebeplerinin birlikte incelenmesinde;
Taraflar arasındaki İskenderun 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/… E sayılı dosyasında davacı/müşteki tarafın 2.192,00TL zararının davalı/sanık tarafından karşılanması hususunda yapılan ihtaratın ardından bankaya yatırılan 2.192,00TL miktara ilişkin dekontun dosyaya sunulduğu anlaşılmakta ise de; yatırılan meblağın davacının tedavi giderlerine yönelik olduğu anlaşıldığından söz konusu meblağın dava konusu tazminattan mahsubunun gerekmediği anlaşılmakla davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekili ve davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalılar … ve …’dan alınması gereken 2.219,68 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 256,20 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 1.963,48 TL harcın davalılar … ve …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
…-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.21/12/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.