Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1578 E. 2022/2004 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1578 – 2022/2004
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1578
KARAR NO : 2022/2004

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/… Esas, 2017/… Karar

DAVACILAR :1-… –
2-… –
3- … –
4- … –
5- … –
6- … –
7- … –
8- … –
9- … –
10-… –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : Güvence Hesabı –
VEKİLİ : Av. … –
İHBAR OLUNAN :1-…-
2-… –

DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/04/2017 tarih, 2016/… Esas, 2017/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 07/12/2010 tarihinde müvekkillerinin murisi … ‘ın … plakalı araçta yolcu olarak seyahet etmekte iken aracın arka lastiğin patlaması sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, …’ ın kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, kaza sonrası davalıya başvuruda bulunulduğunu ancak başvurunun reddedildiğini, araçta ticari bir taşıma yapıldığını, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası’ nın yapılması gerektiğini ancak bu sigortanın yaptırılmadığını, bu nedenle Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğunu belirterek fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 125.000,00 TL tazminatın davalı kuruma yapılan ilk başvuru tarihi itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında ve zamanaşımı definde bulunduğu, … plakalı aracın 11/06/2010-2011 tarihleri arasında… Sigorta Şirketi tarafından… poliçesi ile sigortalı olduğunu, davayı konu taşımanın yasa kapsamında bir taşıma olmadığını, bu nedenle Ferdi Kaza Sigortası’nın yapılmasının gerekmediğini, Güvence Hesabı’ na gidilemeyeceğini, faiz isteminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 4925 sayılı KTK’nın 2. maddesinde özetle, motorlu taşıtlarla yapılan yolcu taşımacılığından bahsetmekte, ticari taşıma diye veya aile taşıması diye bir tanım bulunmadığını, söz konusu olayda, yolcu taşımacılığı yapıldığından dolayı yolcu bulunan müvekkillerinin murisinin poliçe limitleri dahilinde zorunlu ferdi koltuk sigortasından faydalanması gerekmekte olduğunu, aynı kanunda belirtilen istisnai hallerinde dava konusu kazada bulunmadığının aşikar olduğunu ayrıca söz konusu kazada Kara Yolları Trafik Kanunu 92. madde kapsam dışı hallerden birininde olmadığını, mahkemenin gerekçesinde taşımanın 2010/8 sayılı genelgede açıklanan yetki belgelerinden herhangi bir birine haiz olmaması nedeniyle red kararı verildiği belirtilmiş ise de, 2010/ 8 sayılı genelgenin kanuna aykırı olamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen ölümlü trafik kazası sonucu ferdi kaza koltuk sigortası nedeniyle açılan tazminat davasıdır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili istinaf edilmiştir.
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
07/02/2010 tarihinde … plakalı araç …’ ın sevk ve idaresinde Malatya istikametinden, Kayseri istikametine seyri sırasında minibüsün sağ arka lastiğinin patlaması sonucu meydana trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan … vefat etmiştir. Araç, sürücü …’ ın oğlu … adına kayıtlıdır. Kazanın olduğu sırada araç içinde sürücünün eşi …, çocukları …, …, gelinleri …, …, torunları … ve …, yeğeni … ve babası … bulunmaktadır. Minibüste bulunanlar Hakkari’ deki yakınlarına ait düğüne katılmışlar, İstanbul’ a dönerken kaza meydana gelmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ nin 29/03/2016 tarihli yazı cevabında … plakalı aracın kaza tarihini kapsayacak şekilde Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasının bulunmadığı bildirilmiştir. Güvence Hesabı’ na 11/09/2014 tarihinde başvurulmuş ancak herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Araç Ford Transit marka bir minibüs olup, ruhsatında kullanım amacının ticari olduğu yazılıdır. Davacı vekili duruşma sırasında aracın kazasırasında ya da halen resmi olarak herhangi bir ticari taşıma işinde kullanılmadığını beyan etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, kazaya karışan aracın ve taşımanın, 4925 sayılı KTK’ nu kapsamında olup olmadığı ve ayrıca Zorunlu Ferdi Koltuk Sigortası yaptırılması gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
4925 sy. Karayolu Taşıma Kanunu’nun 2. ve Yönetmeliğin 2.maddesinde, kanunun kapsamı ve kanun hükümlerine tabi olmayan taşımalar düzenlenmiştir.
Kanunun 3. Maddesinde Taşımacı;KTK’yetki belgesine sahip olan ve kendi nam ve hesabına taşımayı bir ücret karşılığı üstlenen gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır.
Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 48. Maddesinde; Bu Yönetmelik kapsamındaki yolcu taşımalarında; 2918 sayılı Kanunda tanımlanan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununa dayanılarak çıkarılan Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırılması zorunlu olan sigortalardır. Hükmü bulunmaktadır.

Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir.
Taşımacı, Yönetmelik hükümleri uyarınca “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmamışsa, yolcular bir kazaya uğradıklarında, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü ve yardımcılarının “bir kusurları bulunmasa bile” kaza tarihinde Koltuk Sigortaları için belirlenen limitler üzerinden tazminat ödemek zorundadır. Aynı şekilde zarar görenler, Güvence Hesabı’na başvurma hakkına da sahiptir. Bunun için ortada kanuna uygun olarak gerçekleştirilen bir taşımanın bulunması gerekmekte olmayıp, ticari taşımanın varlığı yeterlidir. (Yargıtay 17.HD. 2013/19809 E. 2015/7781 K.)
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13/1 maddesine göre; Bakanlar Kurulu, kamu yararı açısından gerekli gördüğü hallerde zorunlu sigortalar ihdas edebilir. Sigorta şirketleri, 20. Maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi ile üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla faaliyet gösterdiği sigorta branşlarının kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamaz.
Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası 25/02/2004 tarih, 25384 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2004/6789 nolu Bakanlar Kurulu Kararı ile ihdas edilmiş olup, 10/07/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu hükümleri çerçevesinde yolcu taşımacılığı yapan taşımacıların, yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımalarında görevlendirecekleri sürücüler ile bunların yardımcıları ve taşıyacakları yolcular için “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmak zorunda oldukları belirtilmiş, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnaların ise Ulaştırma Bakanlığı’nca belirleneceği açıklanmıştır. Daha sonra 13/11/2009 tarih, 27405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15545 nolu Bakanlar Kurulu kararı ile 2004/6789 sayılı kararda değişiklik yapılmış ve Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnaları belirleme yetkisi Ulaştırma Bakanlığı’nın görüşü alınmak suretiyle Hazine Müsteşarlığı’na verilmiştir.
Karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnalara ilişkin Hazine Müsteşarlığı’nın çıkardığı 28.06.2010 tarihli genelgede ise “01.07.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, ticari amaçla yapılmayan taşımaların 4925 Sayılı Kanunun 2.maddesinin 2.fıkrası ile kanun kapsamı dışında bırakılan taşımalar ile yine aynı kanunun 2. Maddesinin 3. Fıkrasıyla düzenlenmesi, ilgili mahalli idarelere bırakılan il sınırları içerisindeki taşımalar ile 100 km’ye kadar olan şehirlerarası taşımaların karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası kapsamı dışında olduğu kararlaştırılmıştır” ifadesi vardır. (Yargıtay 17 HD. 2014/19852E. 2016/7943 K.)
Açıklanan nedenle; yapılan taşımanın ticari olmayıp özel nitelikte bulunduğu, aracın davaya konu taşıma dışında da herhangi bir ticari taşıma işinde kullanılmadığı, araç malikinin 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 3.maddesinde tanımlanan “taşımacı” sıfatına haiz olmadığı, yapılan taşımanın aynı kanunun 2.maddesi kapsamında bulunmadığı ve yine aynı kanunun 18.maddesi ile Karayolu Taşıma Yönetmeliği ve Hazine Müsteşarlığı’nın yukarıda belirtilen genelgesi gereğince karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının yapılmasının zorunlu bulunmadığı, davalı Güvence Hesabının da bu sebeple sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddi şeklinde hüküm hüküm kurulması hukuka uygun bulunmuştur. Bu nedenle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Açıklanan sebeplerle, dosya içeriği, tarafların dayandığı ve davanın niteliği gereğince toplanan deliller, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçe ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacının tüm istinaf sebeplerinin HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince reddi ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. …
… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.