Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1566 E. 2022/2052 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1566 – 2022/2052
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1566
KARAR NO : 2022/2052

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2020
NUMARASI : 2015/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 01/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.11.2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/10/2014 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken yaya kaldırımında bulunan müvekkiline çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve kalıcı beden gücü kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazlarının bulunduğunu, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davaya konu … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu poliçe limitinin 268.000,00 TL olduğunu, kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; kaza sonucunda müvekkilinin uğramış olduğu zararlarının tespiti amacıyla dosyanın adli tıp kurumuna sevk edildiği ve ATK tarafından 03/07/2019 ve 12/03/2020 tarihli iki adet rapor sunulduğunu, anılan her iki raporda da dava dilekçesinde müvekkilin tedavi gördüğü hastahanenin Aydın Devlet Hastahanesi olarak sehven belirtilmiş olması nedeniyle müvekkilin kaza öncesi ve sonrası durumlarının karşılaştırılamadığını ve sağlıklı bir rapor düzenlenemediğini, anılan tedavilere dair raporların sunulduğunu, mahkemece bu hususun aydınlatılmadan davamızın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin beden gücü kaybına uğradığını ve çeşitli operasyonlar geçirdiğini, söz konusu hususun raporda belirtilmesine rağmen kazadan dolayı müvekkilinde fonksiyonel araz kalmadığı yönünde rapor tanzim edilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca müvekkilinin beden gücü kaybına uğradığını bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında meydana gelen maluliyetten kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin mahkemece tedavi evraklarının dosya arasına getirtilmediği yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili her ne kadar kaza sonucunda müvekkilinin uğramış olduğu zararlarının tespiti amacıyla tedavi evraklarının getirtilmediğini, müvekkilin kaza öncesi ve sonrası durumlarının karşılaştırılamadığını bu nedenle sağlıklı bir rapor düzenlenmediğini ileri sürmüş ise de, eldeki dosyaya baktığımızda mahkemece davacının dava açarken bildirdiği tüm evrakların, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin tedavi dosyası Aydın Devlet Hastanesinde düzenlenen tedavi dosyasının dosya arasına alındığı ve incelendiği anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili her ne kadar müvekkilinin beden gücü kaybına uğradığını ve söz konusu hususun raporda belirtilmesine rağmen kazadan dolayı müvekkilinde fonksiyonel araz kalmadığı yönünde rapor tanzim edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de,
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”

Somut olayda Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun davacı vekiline 07.06.2020 gününde usulünce tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından süresi içerisinde itiraz edilmemekle kesinleşen maluliyet raporuna karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, öncelikli olarak 30.12.2015 günlü dava dilekçesi incelendiğinde davacının sadece kalıcı maluliyetten kaynaklı tazminat isteminde bulunduğu, geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemesince geçici iş görmezlik istemini de kapsar şekilde kesin hüküm oluşturacak biçimde davacının geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Zira yukarıda açıklandığı gibi davacı yan dava dilekçesinde sadece kalıcı iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat isteminde bulunmuş olup geçici iş göremezlik konusunda usulüne uygun bir dava bulunmamaktadır. Bu yönü ile davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davacının talep etmiş olduğu geçici iş görmezlik zararı bakımından usulüne uygun açılan bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır, bu yönüyle davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
HMK’nınHMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE;
2-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.11.2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-Davacının kalıcı maluliyetten kaynaklı maddi tazminat talebinin REDDİNE,
4-Geçici iş göremezlik tazminatı yönünden usulüne uygun açılan bir dava bulunmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 27,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 53,00 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

8-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri bakımından;
9-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
11-Davacı tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan 59,50 TL tebligat ve posta giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY İLGİLİ HUKUK DARİESİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.01.11.2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır