Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1565 E. 2022/2051 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1565 – 2022/2051
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1565
KARAR NO : 2022/2051

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2021
NUMARASI : 2019/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 01/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.03.2021 tarih ve 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/03/2018 günü saat 13:25 sıralarında sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı 2012 model beyaz renkli Fiat Linea marka otomobili ile … Mah. … Bulvarı üzerinde batıdan doğu istikametine seyir ederken mersin oteli karşısına geldiği esnada aracının ön kısımları ile … bulvarını kuzeyden güney istikametine yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmeye çalışan muris …’e çarpması sonucu bir trafik kazası meydana geldiğini yaya …’ün kaldırıldığı Toros Devlet Hastanesinde aynı gün saat 14:00 de hayatını kaybettiğini, Merhum …’ün müvekkilinin eşi olduğunu merhum kurallara uygun bir şekilde karşıdan karşıya geçmekte iken … plaka sayılı aracı aşırı süratli olarak yayaya çarptığı, şahsın hız limitini aşmış olmakla birlikte kaza sonrası durmadığı arkasına bile bakmadan hızla olay yerinden uzaklaştığını müvekkilinin ev hanımı olduğunu, başkaca bir geçimi bulunmadığını, kaza sebebiyle eşi …’ün desteğinden yoksun kaldığını şimdilik 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve vekalet ücret ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; dava açılırken talep ettikleri 500,00 TL destekten yosun kalma tazminatına 47.004,47 TL daha arttırarak taleplerinin 47.504,67 TL destekten yoksun kalma tazminatının arabuluculuk başvuru tarihi olan 10.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan tahsiline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya karşı husumet itirazlarının olduğunu, menfaat yokluğu yönünden davanın reddi gerektiğini, görev, yetki yönünden itirazlarının olduğunu, davacının SGK’dan ödeme alıp almadığının araştırılmasını ve varsa bir tazminatın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, usul yönünden davanın reddini bu taleplerinin yerinde görülmemesi durumunda kusur yönünden yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın kabulü ile; 47.504,67-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; denetime elverişsiz ve Genel Şartlara aykırı olarak hazırlanmış aktüer raporuna göre davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatının hesabında müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı ve somut desteği dikkate alınmadan afaki olarak yapılan tazminat hesabını kabul etmediklerini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkilinin temerrüde düşmediğinden aleyhe hüküm kurulsa dahi faiz işletilmemesi gerektiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinden müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, sigortalı araç sürücüsü tarafından aracın yıkanması amacıyla kendisine bırakılan oto yıkama işleteninin meydana gelen kazadan sorumlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsü ve müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile; 47.504,67-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili mahkemesine sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve sonraki beyan dilekçelerinde kazaya karışan aracın ZMMS poliçesinin kendileri tarafından yapıldığını, ne var ki sigortalı araç sürücüsü tarafından aracın yıkanması amacıyla kendisine bırakılan oto yıkama işleteninin meydana gelen kazadan sorumlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsü ve müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ZMMS genel şartlarının teminat dışı hallerin düzenlenmiş olduğu A-6/ m bendi ” 2918 sayılı Kanunun 104 üncü ve 105 inci maddelerinde düzenlenen sorumluluklar (Bu maddeler kapsamına dahil durumlar bu amaçla yaptırılan zorunlu mali sorumluluk sigortasına tâbidir.)” şeklindedir.
2918 sayılı yasanın Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar başlıklı;
104/1 maddesi ise ” Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım – satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir” hükmünü içermektedir.

Somut olayda, 17.03.2018 tarihinde … plakalı aracın, dava dışı araç maliki … tarafından yıkanması için … Otopark isimli işyerine getirdiği ve aracı bu işyerine teslim ettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Söz konusu araç burada bulunduğu sırada aracın anahtarının dava dışı sürücü … tarafından bu iş yerinden alınmak sureti ile kullanıldığı sırada bu sürücünün sevk ve idaresinde iken yaya konumunda bulunan dosyamız davacılarının desteği …’e çarpması neticesinde davacıların desteği …’ın vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/… Esas 2018/… Karar sayılı kararı incelendiğinde dava konusu aracın araç maliki tarafından oto yıkamacıya bırakılıp teslim edildiği hususu kabul edilmiştir.
Kazaya karışan … plaka sayılı hususi otomobil davalı … Sigrota A.Ş tarafından kaza tarihini kapsar şekilde 12.10.2017 – 12.10.2018 tarihleri arasında ZMMS poliçesi düzenlenmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslere gözetim, onarım, bakım, alım satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaç ile bırakılan aracın sebep olacağı zararlara ilişkin her türlü talepler teminat dışı olarak kabul edilmiştir.
Eldeki dosyada, kazaya sebep olan aracın İşleteni tarafından oto yıkamacı olarak faaliyet gösteren, diğer bir ifade ile bu amaçla mesleki faaliyette bulunan iş yerine gözetim amacı ile teslim edildiği, maddi olgu bu şekilde sabit olduğuna göre ve davalı sigorta şirketinin yargılamanın en başından beri söz konusu zararın teminat dışında olduğuna ilişkin savunması dikkate alındığında; aracın işleteni tarafından aracın bu amaçla mesleki faaliyette bulunan oto yıkamacıya bakım, gözetim için terk edildiği ve kazanın bu sırada aracın kullanılması nedeni ile meydana geldiği anlaşıldığına göre davalı ZMMS’nin KTK 104. Maddesi gereğince söz konusu zarardan sorumlu olmadığı, zira olayın meydana geliş şekline göre davacının uğramış olduğu zararın KTK 104 maddesi uyarınca davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe teminatının dışında kaldığı anlaşılmakla, davalı sigorta şirketine husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği halde bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın davanın kabulü hatalı olmuştur. Her ne kadar mahkemesince dava dışı araç sürücüsünün, aracın bırakıldığı oto yıkmacıda sigortasının bulunmadığı dolayısı ile bu iş yerinde çalışmadığı gerekçesi ile davalı sigorta şirketi sorumlu tutulmuş ise de; dava dışı sürücünün araç malikinin aracının bıraktığı oto yıkamacıda çalışıp çalışmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Önemli olan aracın araç maliki tarafından aracın mesleki faaliyette bulunan bir iş yerine gözetim, onarım, bakım, alım – satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla verilmiş olmasıdır. Kazanın bu süre içinde meydana gelmesi durumunda KTK 104/2 maddesi gereğince sigorta şirketinin sorumluluğu ortadan kalkacaktır. Bu itibarla kazaya sebep olan aracın, araç maliki tarafından bu alanda mesleki faaliyette bulunan sigorta şirketine teslim edildiği ve araç burada bu işyeri sahibinin gözetimi altında iken kaza meydana geldiğine göre KTK 104/2 maddesi gereğince davanın davalı sigorta şirketi yönünde reddi gerekmektedir. Bu yönü ile davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HMK’nınHMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;

2-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.03.2021 tarih ve 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-DAVANIN HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
4-Harçlar kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının ıslah harcı ile birlikte peşin alınan 204,95 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 124,25 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep edilmesi halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
8-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
9-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-İstniaf aşamasında davacı tarafından karşılanan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan 48,50 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.01.11.2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır