Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1546 E. 2022/1974 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1546
KARAR NO : 2022/1974

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2020
NUMARASI : 2019/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : … -:…
VEKİLİ :

DAVALI : … – … –
VEKİLİ :
DAVA :
KARAR TARİ : 18/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.10.2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/06/2017 günü meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, …plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza tarihinin 23.06.2017 olması neden ile kaza nedeni ile oluşan sürekli iş gücü kaybı oranının, geçici iş göremezlik oranının ve geçici iş göremezlik süresi boyunca bakıma muhtaç olup olmadığı hususlarının Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik çerçevesinde tespit edilmesini ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsilini talep ettiklerini, oluşan maluliyet nedeni ile …A.Ş’ne başvuru yapıldığını, ancak yasal süre geçmesine rağmen olumsuz sonuçlandığını belirterek 100,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının sürekli maluliyeti olmadığından sürekli iş göremezlikten doğan zararının da bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; Anayasa Mahkemesi kararı gereğin davacının maluliyetinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde maluliyetinin bulunduğunu, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maluliyetten kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından maluliyet raporun hatalı olduğu gerekçesi ile istinaf edilmiştir.
Yargıtay 17. Ve 4. Hukuk Dairelerinin Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü iptali kararından sonra dahi vermiş olduğu yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre
a)11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
b)11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu
c) 01/09/2013 sonrası ile 01/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu
d) 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu
e) 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerektiği yerleşik ve güncel kararlarda belirtilmektedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi yerleşik içtihatlarında 01/09/2013 sonrası ile 01/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerektiği belirtilmektedir.
Açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda, kaza tarihi 23.06.2017 olup mahkemesince hükme esas alınan 02.07.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 23.062017 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, davacının son film ve grafileri ile tedavi evrakları incelenmek ve kurulda muayene edilmek sureti ile raporun hazırlandığı, davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı belirlenmiştir. Davacı vekilince rapora itiraz edilirken davacıya ait farklı bir heyet raporu, sağlık tedavi evrakı… vb belge sunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin soyut beyana dayalı istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.

HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.10.2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY İLGİLİ HUKUK DARİESİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.18.10.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır