Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1521 E. 2022/2163 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1521 – 2022/2163
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1521
KARAR NO : 2022/2163

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2021
NUMARASI : 2019/… Esas, 2021/… Karar

TEMLİK ALAN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
TEMLİK VEREN ÖNCEKİ
DAVACI : …
DAVALI : GÜVENCE HESABI
VEKİLİ : Av. …
Birleşen … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… E, 2020/… K sayılı dosyası

TEMLİK ALAN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVACI : …
DAVALI : GÜVENCE HESABI
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 15/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
… 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.01.2021 tarih ve 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/06/2015 tarihnide müvekkilin elektrikli bisikleti ile seyir halinde iken sürücüsü ve plakası bilinmeyen aracın çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda kusurlu olan ve plakası bilinmeyen aracın geçerli bir poliçesi olmadığından güvence hesabı tazminatı gerektirir derecede kusurlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100-TL geçici ve 100-TL kalıcı işgöremezlik tazminatı olarak toplam 200-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından 16/04/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 56.404,27-TL arttırak toplam 56.604,27-TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/06/2015 tarihinde plakası bilinmeyen bir araç sürücüsünün müvekkiline çarpması sonucu meydana gelen kazada yaralandığını, taraflarınca, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/… Esas sayılı dosyasında, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla, 200,00TLlik dava açıldığını, yapılan istinaf incelemesi sonucunda … BAM 3. Hukuk Dairesi 2019/… Esas 2019/… Karar Sayılı ilamıyla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiğini, kararın kaldırılmasının ardından … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… Esas sayılı dosyası üzerinden hesap bilirkişisine tevdi edilerek ek rapor alındığını, yapılan hesaplama sonucunda müvekkili … adına 6.081,72-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 50.522,55-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı hesaplanmış olup, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… Esas sayılı dosyada talep arttırım sonucunda müvekkili adına toplam 56.604,27-TL tazminat talep ettiğini, ancak ek hesap raporu sonucuna istinaden 22.981,45-TL kalıcı iş göremezlik tazminatının talep edildiğini, bu sebeple usul ekonomisi açısından aynı davalıya karşı aynı trafik kazasına ilişkin maddi tazminat taleplerinin mevcut olduğunu belirterek, müvekkili için fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydıyla, şimdilik müvekkilinin kalıcı iş göremezliği nedeniyle 22.981,45 TL kalıcı iş göremezlik maddi tazminatının davalının temerrüt tarihi olan 23/07/2020 tarihinden itibaren aksi halde kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal veya ticari faizi ile birlikte davalıdan tazmin ve tahsiline karar verilmesini ve ayrıca mahkememiz dosyasının … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… E sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin adresinin … olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu,Davacı yanın tahsilini talep ettiği miktarın dürüstlük kuralları çerçevesi içinde açıklattırılması ve eksik harcın tamamlattırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik talebinin teminat dışı olmasından dolayı muhatabının kurumun olmadığını, tazminatı konu olayın greçek bir trafik kazası neticesinde meydana geldiği somut deliller ile ispat edileceğini beyan ederek, özet olarak esas bakımından haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddi ile avukatlık ücreit dahail her türlü yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, asıl dava dosyası yönünden; davanın kabulüyle; 6.081,72 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan, 50.522,55 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklanan olmak üzere toplam 56.604,27 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 17/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak temlik alan …’na verilmesine, birleşen … 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… esas sayılı davası yönünden; davanın kabulüyle, 22.981,45 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın 23/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
DAİREMİZCE VERİLEN 01.10.2019 TARİHLİ KARARI: Mahkemece olayın oluşuna ilişkin olarak bilgisi bulunan davacı tanıkları varsa dinlenilmesi ve olay yerinde keşif yapılması suretiyle, plakası tespit edilemeyen bir aracın kazaya sebebiyet verip vermediğinin, dolayısıyla davacının zararından davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davalının sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı Güvence Hesabı vekili; 6704 sayılı yasa ile değişiklik KTK 97.maddesi gereği dava açmadan önce müvekkil kuruma başvuru yapılmadığından davanın reddi gerekmekte iken kabulüne karar verildiğini, davaya konu olaya sebebiyet verdiği iddia edilen plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen motorlu aracın varlığının somut deliller ile ispat edilmediğini, maluliyet raporunun kaza tarihinde geçerli yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmadığını, vekil eden sorumlu olmadığı halde geçici iş göremezlik yönünden karar verildiğini, davacının güvenli sürüş için gerekli tertibatının olmadığı gözetildiğinde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava ve birleşen meydana gelen trafik kazası sonucu açılmış olan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talebine yöneliktir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davalı Güvence Hesabı vekili tarafından kazaya sebep aracın varlığı ve kusurunun ispat edilemediği, keşif yapılıp tanıkların dinlenmediği, geçici iş göremezliğin teminat dışı olduğu, birleşen davada faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğu ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Asıl dava yönünden yapılan istinaf incelemesinde:
5684 sayılı sigortacılık Kanunun Güvence Hesabı başlıklı 14. maddesi “Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla … Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.
Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b)…….., başvurulabilir…..” hükmünü içermektedir .
Buna göre rizikonun meydana geldiği tarihte 2918 sayılı kanun gereğince Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası bulunmayan, yada sigortası olupta sigortalısı belirlenemeyen kazalar neticesinde kişiye gelen bedensel zararlar için güvence hesabı oluşturulacağı ve bu tip zararlardan dolayı güvence hesabının sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Güvence hesabının sorumluluğu rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları ile sınırlıdır.
Bu itibarla davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için davacının yaralanmasının trafik kazasından kaynaklı olması ve söz konusu yaralanmaya sebebiyet veren aracın kaza anı itibari ile geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunmaması, araç sigortalı olsa dahi sigortalının tespit edilememiş olması gerekmektedir.
Davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar 13.06.2015 günü müvekkilinin sevk ve idaresindeki elektrikli bisiklete, plakası tespit edilemeyen bir aracın arkadan çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de, davacı kazanın plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın sebebiyet verdiğine, kazanın bu şekilde oluştuğuna ilişkin olarak herhangi bir delil göstermemiş, bu konuda tanık deliline başvurmamıştır. Soruşturma dosyasında bulunan olay yeri krokisinde “…… bulvarı üzerinde elektrikli bisikletin devrilmesi sonucu yaralanma olayının olay yerini gösterir krokidir.” notu düşüldüğü görülmüştür. Soruşturma dosyasında 2. Bir aracın varlığına dair delil bulunmamaktadır. Davacı vekili tanık deliline başvurmayacaklarını belirtmiştir. Bu şekilde davacının trafik kazası geçirdiği ve yaralandığı kanaati oluşmuş ise de, ikinci bir aracın kazaya sebebiyet verdiği hususunun kanıtlanamadığı anlaşılmıştır. Mahkemece sadece davacının beyanına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının ikinci bir aracın kendisine çarpması neticesinde kazanın meydana geldiğini dosyadaki mevcut delil durumu ile ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacı tarafından ispatlanamayan davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği halde kabulü yönünde karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan incelemede:
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğunu belirterek ek dava olarak 22.981,45 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Esasen asıl dava ve ek dava yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere kazaya 2. bir aracın sebep olduğunun ispatlanmaması sebebiyle reddedilmesi gerekirken kabul edilmesi hatalı olmuştur.
Kaldı ki kabule göre yapılan incelemede;
Dosyada alınan 29.03.2018 tarihli bilirkişi raporu davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından bu rapora karşı itirazda bulunulmamış, dava değerini bu rapora göre arttırmıştır.
Daha önce mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizce Mahkemece olayın oluşuna ilişkin olarak bilgisi bulunan davacı tanıkları varsa dinlenilmesi ve olay yerinde keşif yapılması suretiyle, plakası tespit edilemeyen bir aracın kazaya sebebiyet verip vermediğinin, dolayısıyla davacının zararından davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerektiğinden bahisli kaldırılmıştır.
Yani ilk kararı sadece davalı vekili istinaf etmiş, karar istinaf eden lehine kaldırılmıştır.
Mahkemece kaldırma kararından sonra kusur oranı da değişmemesine rağmen yeniden rapor alınmış, davacı vekili alınan rapordan sonra ek dava açmıştır. Ancak davacı vekilince ilk rapora itiraz edilmediğinden, ilk karar istinaf edilmediğinden ilk rapordaki miktar yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle davacının talebinin birleşen dosya yönünden reddine karar verilmesi gerekirken ek davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemece asıl dava ve birleşen dava yönünden davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.01.2021 tarih ve 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Asıl davanın REDDİNE,
3-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken …,70 TL karar harcından, peşin yatırılan 220,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 140,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Birleşen davanın REDDİNE,
7-Birleşen dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken …,70 TL karar harcından, peşin yatırılan 78,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

10-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
11-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
14-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.
15/11/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.