Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1513 E. 2022/2080 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1513 – 2022/2080
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1513
KARAR NO : 2022/2080

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2021
NUMARASI : 2018/… Esas, 2021/… Karar

DAVACILAR : 1- …
2-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :… SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 01/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/07/2018 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı ve …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçların çarpışması sonucu çift taraflı, yaralanması ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, meydana gelen kazada sürücü konumunda olan müvekkili … ve …’un ağır yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’un kusurlu olduğunun tespit edildiği, oluşan maluliyet nedeniyle davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, ancak yasal süre geçmesine rağmen davalı sigorta şirketinin başvuruyu sonuçlandırmadığı, bu nedenlerle öncelikle davanın kabulü ile 100,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, müvekkili sigorta şirketinin merkezinin İstanbul’da olmasından dolayı İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu, öncelikle yetki itirazında bulundukları, davacı tarafın müvekkili sigorta şirketine sigortalılarının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesinin gerektiği, davacı tarafın emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusur indiriminin yapılmasının gerektiği, sigorta poliçesinde yazılı teminat tutarının, maluliyet halinde doğrudan doğruya hak sahiplerine ödenmeyeceği, davacı tarafın sürekli maluliyet halinde zararının ispat etmesinin gerektiği, maluliyet tespitini Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenecek rapor ile tespitinin gerektiği, tazminat hesaplamasının ise aktüer sıfatına haiz bilirkişilerce düzenlenmesinin gerektiği, öncelikle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulü ile, 25.869,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 22/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, davacı …ş yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili; Müvekkili … için hükmedilen tazminat yönünden 08.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda terditli hesaplama yapıldığını ve Mahkemece hesaplanan düşük tutar üzerinden kabul kararının verildiğini, bilirkişi tarafından müvekkili açısından yapılan hesaplardan PMH-1931 yaşam tablosuna göre yapılan hesaplama yerine TRH-2010 yaşam tablosu kullanılarak yapılan hesaplama üzerinden kabul kararı verilmesinin müvekkilinin hakkını zedelemekte olduğunu, diğer müvekkili … açısından eksik inceleme sonucunda düzenlenmiş olan ATK raporu esas alınarak red kararının verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, nitekim yolcu konumunda olan müvekkili içinde bulunduğu aracın kaza yapması neticesinde yaralandığını, buna rağmen ATK raporunda tespit edilen maluliyet oranın eksik inceleme neticesinde yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50 ve 54. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, sürekli iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davacı … yönünden açılan davanın reddine, davacı … yönünden açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar vekilinin davacı … yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davacı vekili tarafından; hesap raporunda terditli olarak yapılan hesaplamalardan PMF 1931 yaşam tablosuna göre yapılan hesaplama yerine TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak yapılan hesaplama üzerinden kabul kararı verilmesinin müvekkilinin hakkını zedelediğinden bahisle istinaf yoluna başvurulduğu belirtilmiş olmakla, davacı vekilinin istinaf sebebi ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre hesap raporunda TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak hesaplama yapılması ve bu doğrultuda hüküm kurulması yerinde görülmekle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin davacı … yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerekmektedir.
Açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda, kaza tarihinin 21/07/2018 olup mahkemesince hükme esas alınan 07/09/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporlarının, kaza tarihi olan 21/07/2018 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, davacının son film ve grafileri incelenmek ve bizzat muayene edilmek sureti ile raporun hazırlandığı, davacı vekilinin rapora itiraz ederken davacıya ait farklı bir heyet raporu, sağlık tedavi evrakı… vb belge sunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin soyut beyana dayalı istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davacı … yönünden açılan davanın reddine, davacı … yönünden açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacılardan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,4‬0 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.01/11/2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.