Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1508 E. 2022/1948 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1508
KARAR NO : 2022/1948

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/… Esas, 2020/… Karar

DAVACILAR : 1- … -…)
2- … -…)
3- … – …)
4- … – …)
5- … – …)
6- … -…)
7- … – …) –
VEKİLİ : Av. … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- ….
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 2- … – …)-
3- … – …) –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 18.10.2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/10/2020 tarih, 2014/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’ın eşi, diğer davacıların ise babası olan müteveffa …’ın kullandığı … plakalı motorlu bisiklete, davalılardan … sevk ve idaresindeki… plakalı otomobil ile önden çarptığı ve kaza sonucu …’ın hastanede hayatını kaybettiği, davacılardan …’ın velayetindeki … ve …’ın yaralandığı kazanın gerçekleşmesinde… plakalı aracın %100 oranında kusurlu olduğunu bu nedenle şimdilik … için 500,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminat, … için 500,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminat, … için 500,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminat, … için 500,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminat, … için 15.000,00 TL manevi tazminat, … ve …’a velayeten … için ayrı ayrı 100,00’er TL maddi, ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminat, hastane masrafları ve defin masrafları için 100,00 TL olmak üzere 2.200,00 TL maddi tazminat ve 150.000,00 TL manevi tazminatın destekten yoksun kalma tazminatı açısından davalırdan müştereken ve müteselsilen tahsili, manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
ISLAH : Davacılar vekili 15.01.2020 tarihli dilekçesi ile dava değerini …’ın hastane masrafları yönünden 5.547,03 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile özetle; kazaya karışan… plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … poliçesi ile 12.02.2014/2015 dönemleri arası sigortalı olduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle kusur raporu alınarak kusur tespitinin yapılması ve davacı için maluliyet tespitinin İstanbul ATK tarafından yapılmasıni talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından verilen dilekçe ile özetle; davacı taraf ile sulh olunduğunu ve sulh çerçevesinde davacı vekilinin de ibrası alınarak davacı vekilinin hesabına 268.000,00 TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 363.422,00-TL 25.05.2017 tarihinde ibraname mukabilinde ödenmiş bu nedenle işbu ödeme ile maddi tazminat yönünden müvekkili şirket ve sigortalı ile sigortalı araç sürücüsü yönünden davacı taraf davadan feragat ettiği bu beyan doğrultusunda gerekli kararın verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, müteveffa …’ın mirasçılarının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, 5.547,03 TL tedavi masraflarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …., … ve …’dan alınarak davacı …’a verilmesine, 3.000,00 TL manevi tazminatın 27/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacı …’a verilmesine, 3.000,00 TL manevi tazminatın 27/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacı …’a verilmesine, … için 20.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın 27/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece müvekkillerinden …’a ait maluliyet raporları arasında açık çelişki olmasına rağmen çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, neredeyse cinayet olarak nitelendirilebilecek olan olayda hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı …. vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçedeki teminat tutarıyla sınırlı olarak sorumlu olabileceğini, hakimin taleple bağlı olduğunu, dava dilekçesinde davacı tarafın, açıkça tedavi giderlerinin ödenmesini talep etmemiş olduğunu, bu konuda bir iddiası ve talebi bulunmadığını, bu nedenle talep edilmeyen tedavi giderleri hakkında hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, bilhasla faturalı, belgeli tedavi giderilerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğuna dair hiçbir görüş ayrılığı bulunmadığını, bu nedenle gerekirse davaya SGK’nın dahil edilmesinin gerektiğini veyahut davacı tarafın SGK’ya başvurarak tedavi giderinin ödenmesini talep etmesi gerektiğini, bu uyuşmazlığın davacı ile SGK arasında olup müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, iddia ve savunmaları ile delilleri belirtilmeksizin ve değerlendirilmeksizin, tartışılmadan hüküm verilmiş olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunun açılmamış sayılmasına ilişkin ek karara karşı verdiği istinaf dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinin taraflarınca gönderildikten sonra, harç ve masraf tamamlatılması hakkında muhtıranın gelmesi, yatıracakları miktarın tam olarak bilinmesi amacıyla beklenmiş ve sık sık dosya UYAP üzerinden kontrol edilmiş olduğunu, bu arada dilekçelerinin karşı tarafa tebliğ edilmiş olduğunu, aradan 1,5 aydan uzun bir süre geçtikten sonra taraflarına muhtıra gönderildiğini ancak o tarihlerde annesi ve kızının pandemi nedeniyle hasta olmaları sebebiyle muhtıranın tebliğini gözünden kaçırmış olduğunu ve devamında taraflarına tebliğ edilen istinaf başvurusunun yapılmamış olmasına ilişkin ek karar ile bu durumu fark ettiklerini, dilekçelerinin karşı tarafa tebliğ edilmiş olmasının taraflarında harçları yatırdığı zannının oluşmasına neden olduğunu ve ortaya çıkan durumda mahkeme kalemininde sorumlu olduğunu düşündüklerini bu nedenle açılmamış sayılmasına kararının kaldırılması ile istinaf dilekçelerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/1-3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından ve yaralamadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ve davalı … vekili istinaf etmiştir. 19.04.2021 tarihli ek kararı davalılar … ve … vekili istinaf etmiştir.
Davacılar vekilinin, davacı … yönünden hükme esas alınan maluliyet raporuna yönelik yapmış oldukları istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Manevi tazminatın belirlenmesinde davacının maluliyet oranı maddi tazminattaki gibi yüzdesel olarak tam bir şekilde belirlenmesine ihtiyaç bulunmamaktadır. Buna bağlı olarak dosya içinde mevcut 05.06.2017 tarihli ATK maluliyet raporunda davacının ne şekilde yaralandığı tespit edilmiştir, tarafların davacının işbu kaza nedeniyle yaralanma biçimine ilişkin bir itirazı yoktur. Keza davacı işbu trafik kazası nedeniyle sağ femur diafiz kırığı oluşacak biçimde yaralandığı tespit edilmiştir.
Bu maddi olgu karşısında, davacı yönünden bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekliliği ortaya çıkmış, takdir edilecek miktar yukarıda belirtilen yaralama dikkate alınarak hakim tarafından belirlenmiştir. Buna bağlı olarak manevi tazminatın belirlenmesi için yeterlidir ayrıca bu hususta maluliyet raporu alınmasına ihtiyaç yoktur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin davacı … yaralanmasına bağlı olarak hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, 27.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’un sürücüsü, diğer davalı …’ın işleteni olduğu aracın, davacı … çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacı …’in sağ femur diafiz kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ve işletenin % 100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin, destek …’ın vefatı sebebi ile davacılar …, …, …, … ve … lehine hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, 27.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’un sürücüsü, diğer davalı …’ın işleteni olduğu aracın, davacılar murisine çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiği, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ve işletenin % 100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacıların ölene yakınlıkları, davacıların ve ölenin yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacılar vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin davacı … yaralanmasına bağlı olarak hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, 27.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’un sürücüsü, diğer davalı …’ın işleteni olduğu aracın, davacı … çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacı …’ın 10 gün geçici işgöremez şekilde yaralandığı, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ve işletenin % 100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı … vekilinin tedavi giderlerinden sorumlu olmadığına ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Anayasa Mahkemesi 17/07/2020 tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. (Aynı yönde Yargıtay. 17 Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 sayılı kararı)
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; iptal edilen Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesindeki “Genel Şartlar” ibaresi gereğince teminat dışı bırakılan tedavi giderleri yönünden, yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararı gereği davalıların sorumluluğunda olduğu anlaşılmakla, davanın tedavi giderleri yönünden yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmekle, davalı … vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … vekilinin müterafik kusur indirimine ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın artmasına etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun azalması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, davacı …’in sağ femur diafiz kırığına bağlı olarak yaralandığı, buna göre dosya kapsamından, davacının yaralanmasının kask takılması zorunlu baş bölgesinden olmayıp beden bölgesinden kaynaklandığı için müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirir bir durum yoktur. Koruyucu kıyafet kullanmadığını, dizlik takmadığını bu nedenle maluliyet oranının arttığını belirtmiş ise de; Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Müterafik kusur indirim sebebi olmadığından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle davalı … vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalılar … ve … vekilinin İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2021 tarihli istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin kararına yönelik istinaf başvurunun değerlendirilmesinde;
Davalılar … ve … vekili 27.01.2021 tarihi istinaf başvuru dilekçesi verirken istinaf harçlarını yatırmamış, ilk derece mahkemesince davalılar … ve … vekili muhtıra gönderilmiş ve muhtıra davalılar … ve … vekiline 07.04.2021 tarihinde tebliğ olunmuş, davalılar … ve … vekili bir haftalık kesin süre içinde muhtırada belirtilen eksik harç ve posta masrafını yatırmadığı anlaşılmıştır.
Akabinde ilk derece mahkemesince harç yatmadığından bahisle 19.04.2021 istinaf başvurusunun yapılmadığına kararı verilmiş ve bu karar Davalılar … ve … vekiline 24.04.2021 tebliğ edilmiştir.
İş bu karara; Davalılar … ve … vekilinin 01.05.2021 tarihinde istinaf ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin 19.04.2021 tarihli kararında 162,10 TL istinaf başvuru, 1.128.00TL istinaf karar harcı ve 150,00 TL de istinaf gider avansının tamamlanmasına ilişkin muhtıranın usulüne uygun olduğu ve miktarların doğru hesaplandığı anlaşılmıştır. Kanunen verilen 7 günlük süre geçtikten sonra tüm miktarları karşılamaksızın sadece 162,10 TL başvuru harcını yatırdığı sair harç ve istinaf giderlerini yatırmadığı dikkate alındığında, ilk derece mahkamesince 6100 HMK 344 md.si gereği yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmekle, davalılar vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, istinaf eden tüm tarafların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar …, …, …, …, …, … ve … vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusu yönünden, İlk Derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğundan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ve … vekilinin başvurusu yönünden usul ve yasaya uygun olduğundan istinaf başvurusunun İlk Derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Davalı …. vekilinin başvurusunun İlk Derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca davacılardan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının peşin olarak yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Harçlar Kanunu gereğince davalılar … ve …’dan alınması gereken 4.508,46 TL istinaf karar harcının bu davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Harçlar Kanunu gereğince davalı ….’den alınması gereken 378,92 TL istinaf karar harcının peşin yatırılan 94,73 TL harçtan mahsubu ile bakiye 284,19 TL harcın bu davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yapılan istinaf giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
9-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 18.10.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır