Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1498 E. 2022/2439 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1498
KARAR NO : 2022/2439

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/… Esas, 2021/… Karar

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 20.12.2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/04/2021 tarih, 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.04.2019 günü meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonucu müvekkillerinin yaralandığını, zarara uğradığını, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı … tarafından düzenlendiğini, dava öncesinde müracaatta bulunduklarının ancak müvekkiline ödeme yapılmadığını, işbu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir davacı için 50,00 TL olmak üzere toplamda 100,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini talep ve etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 23.02.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini davacı … yönünden 21.970,00 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda kusurları bulunmadığını, kusur ve maluliyet konularında rapor aldırılması gerektiğini, geçici işgöremezlik talebinin teminat dışı olduğunu, davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı … yönünden açılan davanın konusuz kalmış olması nedeni ile esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacı … tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile, kalıcı iş göremezlikten kaynaklı 17.135,50 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 17/07/2019 gününden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacı …’a verilmesine, … tarafından açılan davadaki fazlaya dair taleplerin reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin tarafından 17.7.2020 tarih, 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklik gereği maluliyet raporunun 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazete’de yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmesi gerektiğini, dilekçesinde belirttiği güncel Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere tazminat hesaplamasında bakiye ömür yönünden TRH-2010 yaşam tablosu, hesap yöntemi açısından ise prograsif rant sistemi esas alınması gerektiğini, yargılama sürecinde alınan bilirkişi ve kurul raporlarını kabul etmemekle beraber davalı yararına vekalet ücreti hesaplanırken maddi tazminat talebinin bir bölümünün reddinin, davacının bu hususu bilebilmesinin mümkün bulunup bulunmamasına göre karar verilmesi gerektiğini, dosyadaki mevcut hesap raporu hazırlayan bilirkişi tarafından bile hangi bakiye ömür ve hesaplama yönteminin esas alınması konusunda belirsizlik mevcutken varsayımsal hareket ederek arttırım yapılmasının akla ve mantığa uygun olmadığını, hukuka aykırı şekilde reddedilen maddi tazminat tutarından dolayı karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçedeki teminat tutarıyla sınırlı olarak sorumlu olabileceğini, mevcut poliçenin sağladığı teminat kapsamında olmayan hiçbir talepten müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, davacının dava konusu taleplere ilişkin müvekkili sigorta şirketine yapılmış başvurusu bulunmakta ise de davacı tarafın başvuru sırasında sunulması gereken evrakları sunmamış olduğunu, davacı tarafın dava şartı olan zorunlu başvuruyu usulüne uygun olarak yapmadığından, müvekkili şirketin davanın açılmasına sebep olmadığını ve bu nedenle müvekkili şirket aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, usulüne uygun başvuru olmadığından ve müvekkili temerrüde düşmediğinden mahkemece başvuru tarihi itibariyle faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, iddia ve savunmaları ile delilleri belirtilmeksizin ve değerlendirilmeksizin, tartışılmadan hüküm verilmiş olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ve talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı …Ş. vekili ve davacı … vekili istinaf etmiştir.
Davalı …Ş. vekilinin davalı … şirketine usulüne uygun başvuruya yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
2918 Sayılı Yasanın 97 ve 99. md.leri gereği dosyaya baktığımızda; davacı vekili müvekkilinin 27.04.2019 gününde meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralandığını ve tam olarak iyileşemediğini belirterek davalı … şirketinden 02.07.2019 tarihinde, davacının hastane kayıtlarını ile kaza tespit tutanağı ve diğer ilgili evraklar ekli olacak biçimde maddi tazminat davası isteminde bulunduğu dikkate alındığında, iş bu başvurunun usulüne uygun olduğu anlaşılmakla, iş bu dava şartının sağlandığının anlaşılmakla, davalı …Ş. vekilinin, usulüne uygun başvuru bulunmaması ve yine buna bağlı olarak faiz başlangıç tarihi, vekalet ücreti ilişkin istinaf başvuru sebepleri haksız bulunmuştur.
Davalı vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince; davacı için hükme esas alınan 09.10.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. ihtisas kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporu kaza tarihi olan 27.04.2019 tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, bu yönü ile davacı için %3 oranında kalıcı bir maluliyetinin bulunduğu tespit edildiği, başka bir anlatımla iş bu trafik kazasına bağlı olaşan cismani zarar arasında illiyet bağı kurularak raporların düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacı vekilinin hükme esas alınan hesap raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
İlk derece mahkemesinde hükme esas alınan hesap raporunda hesap yöntemi olarak 1.8 teknik faiz kullanılmış ise de; 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı ve bu karar ile uyumlu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6271 Esas ve 2020/8104 Karar sayılı 03/12/2020 günlü kararlarında belirtilmiş olduğu gibi TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine hazırlanması gerekmektedir.
Davacı vekili tarafından, ilk derece mahkemesinde hükme esas alınan hesap raporuna süresi içinde itiraz ettiği ve bu hususu istinaf konusu yaptığı dikkate alınarak, dairemizce TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemince 28.11.2022 havale tarihli hesap bilirkişi raporu alındığı, taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş ve itirazları değerlendirilmiştir.
Buna göre davacılarda kalıcı maluliyetten kaynaklı olarak 49.716,09 TL zararın oluştuğu, (müterafik kusur indiriminden sonra 39.772,872 TL zarar oluştuğu) ve fakat istinaf aşamasında ıslah imkanı bulunmadığı (davacı vekilinin dava dilekçesini ıslah ettiği ve dava değerini 21.970,00 TL olarak belirlediği dikkate alınarak) fazlaya ilişkin haklar saklı bırakılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuş ve davacılar vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle haklı bulunmuştur.
Davalı …Ş. vekilinin hükme müterafik kusur indirimine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Davalı vekili davacının hem istiap haddi aşılan araçta yolculuk ettiğini hem de emniyet kemerinin takılı olmadığını belirterek hükmolunan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Buna göre, eldeki dosyaya baktığımızda kazaya karışanın otomobil statüsünde olduğu, araca 6+1 kişi binilerek araç kapasitesi aşıldığı ceza soruşturmasındaki tutanaklardan anlaşılmıştır. Davacı …’un, aracın ön koltuğunda başka bir kişi ile birlikte oturduğu, aynı koltukta iki kişi oturduğundan, toplam 1 kişinin binmesi gereken araçtaki ön koltuğa 2 kişinin binmiş olduğu dikkate alındığında emniyet kemeri takılı olmasının fiilen mümkün olmadığı, davacının hastane kayıtları incelendiğinde vücudunun belirli bölgelerinde kemik kırığı nedenli muayene olduğu, emniyet kemeri takılmaması ile davacıda meydana gelen yaralanma arasında illiyet bağı bulunduğu dikkate alındığında belirlenen kalıcı maluliyetten kaynaklı olarak 49.716,09 TL tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi neticesinde 39.772,872 TL zarar oluştuğu anlaşılmıştır. Müterafik kusur indirimi yönünde bir hüküm kurulmamış olması hatalı olmuştur. Bu nedenle davalı vekilinin müterafik kusura yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
Söz konusu maddi tazminat miktarı yönünden yazılı şekilde karar verilmiş olmasının hatalı olduğu kanaatine varılmakla davacı … vekili ve davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun, bu yönüyle kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği, davacı … vekilinin sair istinaf sebeplerinin HMK 352/1-b-1. maddesi gereğince reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … vekilinin KABULÜNE, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABUL – kısmen REDDİ ile,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/04/2021 tarih, 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacı … yönünden açılan davanın konusuz kalmış olması nedeni ile esası hakkında hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
3-Davacı … tarafından açılan davanın KABULU ile, kalıcı iş göremezlikten kaynaklı 21.970,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 17/07/2019 gününden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacı …’a VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin haklarının saklı TUTULMASINA,
Harç yönünden:
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.500,77 TL karar harcından, peşin ve ıslah ile alınan 119,27 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.381,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Arabuluculuk asgari ücret tarifesi kapsamında taraf sayısına göre hesaplanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin karar kesinleştiğinde davalıdan alınarak hazineye gelir kaydı amacı ile tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
Yargılama giderleri yönünden:
6-Davacı … tarafından yapılan peşin ve ıslah ile alınan toplamda 119,27 TL harcın davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan Adli Tıp Ücreti, bilirkişi ücreti, tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.099,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
8-Konusuz kalmaya yönelik hüküm nedeni ile taraflar arasındaki anlaşma gereği yargılama giderine yönelik hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
10-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine,
11-Konusuz kalmaya yönelik hüküm nedeni ile taraflar arasındaki anlaşma gereği vekalet ücretine yönelik hüküm kurulmasına yer olmadığına,
İstinaf giderleri açısından;
12-Davacı … ve davalı vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
13-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-Davacı …’un gider avansından yapılan dosyamızdan aldırılan bilirkişi raporuna ve raporun tebliğine ilişkin sarf edilen toplamda 1.036,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
15-Davalı tarafından yapılan dosyanın istinafa gönderme ücreti 66,50 TL’nin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,
16-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 20.12.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.