Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1497 E. 2022/1946 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1497 – 2022/1946
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1497
KARAR NO : 2022/1946

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : … – […] …
DAVALI : …
VEKİLİ : … – […] …

DAVA : Tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/03/2021 tarih, 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.09.2016 tarihinde tek taraflı kaza meydana gelmiş olup yolcu konumunda olan müvekkilinin kazada yaralandığını, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsü dava dışı… … 2918 sayıl KTK’ye göre asli ve tam kusurlu olduğunun bilirkişi raporunda tespit edildiğini, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… E. sayılı dosya ile müvekkili adına aynı trafik kazası nedeniyle açılmış dosyanın karara çıktığını ve karar doğrultusunda davalı tarafından müvekkili adına ödeme yapılmış olup dosyada alınan bilirkişi raporlarının kesinleştiğini, bu dosyadaki ATK raporu ile müvekkilinin iş gücü kaybı oranının %36, geçici iş göremezlik süresinin 18 (üç) ay olduğunun tespit edildiğini, dosyadan hesap bilirkişi uzmanından aldırılan rapor ile geçici iş göremezlik süresi için alınacak ücretin 22.969,70 TL tespit edilmiş olduğunu beyan ederek bu bilirkişi raporunun esas alınması ile 22.969,70 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalıdan temerrüt tarihinden işletilecek ticari faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… esas sayılı dosyası ile aynı konu kazaya ilişkin karar verilmiş olup kararın kesinleştiğini, bu nedenle davanın kesin hüküm nedeni ile reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, geçici iş göremezlik süresi için açılan davanın kabulü ile, 22.969,70 TL’nin temerrüt tarihi olan 05/12/2016 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilin kaza tarihi itibariyle yalnızca sürekli iş göremezlik tazminatından sorumlu olup, geçici iş göremezlik-bakıcı ve tedavi giderleri-yol masrafının sorumluluk kapsamında bulunmadığını ve bu giderleri SGK’nın karşılaması gerektiğini, müracaatçının SGK’lı olup olmadığına bakılmaksızın, mevzuata göre SGK tarafından karşılanması gereken giderlerin trafik sigortalarının teminat kapsamına girmemekte olduğunu, Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli, 31269 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararının ”Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliği” karşısınında kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre düzenleme yapılması gerektiğini, farklı bir dosyadan aldırılan raporun kabul edilemeyeceğini, talep etmelerine rağmen güncel mevzuata göre rapor aldırılmamasının hatalı olduğunu, davacının yolcu olup emniyet kemeri takmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, sürücünün alkol durumu, uyuşturucu madde ve yeterli sürücü belgesinin mevcut olup olmadığının araştırılması gerektiğini, araçta istiap haddi aşımı varlığının araştırılması gerektiğini, söz konusu hususların varlığı halinde en az %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ve itirazlarının değerlendirilmeden dosyanın karara bağlanmış olmasının hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte faiz tarihinin dava tarihi olması gerekirken farklıca karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili hükmedilen geçici işgörmezlik tazminatına ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesi 17/07/2020 tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. (Aynı yönde Yargıtay. 17 Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 sayılı kararı)
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; iptal edilen Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesindeki “Genel Şartlar” ibaresi gereğince teminat dışı bırakılan geçici iş göremezlik tazminatı yönünden, yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararı gereği davalıların sorumluluğunda olduğu anlaşılmakla, davanın geçici işgöremizlik tazminatı yönünden yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili hükmedilen müterafik kusur indirimine ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana artmasına etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, davacının … plakalı otomobilde yolcu konumunda olduğu, araç sürücüsünün B sınıfı sürücü belgeli olduğu ve sürücü alkol kontrol sonucunun 0.00 (sıfır) promil olduğu, kaza esnasında istiap haddinin aşılmadığı, davacının emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz olduğu ve fakat davacının kaza esnasında araçtan fırlama gibi emniyet kemerinin takılı olmadığının gösterir emarelerin de bulunmadığı anlaşılmakla müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine ilişkin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili hükmedilen hatır taşıması indirimine ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Somut olayda; dosyada mevcut nüfus kayıtları incelendiğinde hatır için taşındığı iddia edilen davacının dava dışı sigortalı araç sürücüsünün oğlu olduğu, baba oğul arasında hatır taşıması olamayacağı anlaşılmakla, davalının hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine yönelik iddiası yerinde görülmemiştir.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.569,06 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 393,00 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 1.176,06 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. …

Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.