Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1489 E. 2022/1945 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1487
KARAR NO : 2022/1944

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/… Esas, 2020/… Karar

DAVACILAR : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVACILAR 2- … – (vefatı nedeni ile Mirasçıları)
3- …
4- … –
5- … –
6- … –
7- … –
8- … –
…- … –
10- … –
11- … –
12- … –
13- … –
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 3- … Sigorta A.Ş. –

DAVA : Tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 18.10.2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/09/2020 tarih, 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; :16/08/2018 günü meydana gelen kaza nedeni ile müvekkilerinin desteği …un vefat ettiğini bu kaza nedeni ile müvekkileri için ayrı ayrı 1.000,00 TL (toplam 2.000) maddi tazminatın ve 15.000,00’er TL (30.000,00 TL) manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 14.02.2020 tarihli dilekçesi ile davacı … ve maddi tazminat talebi yönünden olmak üzere dava değerini 96.392,87 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: davalılar … ile … cevap dilekçesinde özetle; olay ile illiyet bağlarının olmadığını, müteveffanın ölümünde kendisinin suçlu olduğunu, kask takmadığını, davacıların maddi durumlarının iyi olduğunu destekten yoksun kalmadıklarını ceza davasının devam ettiğini betletici mesele yapılmasının gerektiğini beyan etmekle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı … adına açılan ancak davacının mirasçıları tarafında takip edilmeyen davanın HMK 150 mad. uyarınca açılmamış sayılmasına, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, tamamından davalı …Ş., 77.114,30 TL’sinden davalılar … ve … sorumlu olmak üzere 85.366,95 TL’nin her üç davalıdan müteselsilen tahsili ile, davacı … … verilmesine, maddi tazminata davalı … AŞ yönünden 19/09/2018 gününden, davalılar … ve … yönünden 16/08/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacı … … diger maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kabulü ile, 15.000 TL manevi tazminatın 16/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar davalılar … ve … dan alınarak davacı … … verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalılar … ve … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya ilişkin Adana 6. Ağır Ceza Mah 2019/…E 2019/…K sayılı dosyasında yapılan yargılamada davalı …’ın tali kusurlu bulunduğunu, yerel mahkemenin bu hususu göz ardı ederek ve kaza tespit tutanağına göre kabul kararı vererek hakkaniyete aykırı bir durum yaratmış olduğunu, kazanın oluşumuna tamamen maktulun sebebiyet verdiğini, yerel mahkemenin tazminatın zenginleşme aracı olarak görülmemesi ilkesi karşısında hakkaniyete aykırı bir tutar üzerinden karar vermiş olduğunu, ceza davasında verilmiş mahkumiyet hükmünün kesinleşmeden açılan tazminat davasında öncelikle ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/1-3, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar … ve … vekili istinaf etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin hükme esas alınan kusur raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Somut olayda; … plakalı otomobil sürücüsü …: 29|18 sayılı KTK”’nun 56. maddesinde belirtilen şerit izleme ve trafiğin akışı ile ilgili ayrıntılı açık yapıldığı, bu kanuna bağlı yönetmeliğin 94/Ak maddesinde belirtilen “Araç sürücü bölünmüş yollarda, karşı yöndeki trafik için ayrılan yol bölümüne girmeleri yasaktır.” kuralını ihlal ettiği, Cd izleme tutanağında önündeki aracı geçtiği sırada kazanın olduğunun belirtilmesi ve bu durumu da kendisinin ve diğer motosikletteki yolcu ve kendi aracındaki yolcunun doğrulaması ile kaza tespit tutanağında belirtilen iz emare ile araçların durma noktalarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde anlaşılmıştır. Ancak, kendi ifadesirde motosikletin farının yanmadığını iddia etmiş ise de dosya kapsamında farın yanmadığına ilişkin bir delil olmamakla birlikte, yeterli aydınlatma da kaza yerinde mevcuttur.
Sonuç olarak, çift düz çizgi ile bölünmüş yol olan köprü üzerinde, karşı yol bölülümüne geçmek yasak olduğu halde, üstelik karşı yönden gelen yol bölümünü de yeterince kontrol etmeden, dikkatsiz ve tedbirsiz olarak, önündeki aracı geçmeye çalışırken, karşı yol bölümüne geçip, kendi şeridinde seyir eden diğer sürücü idaresindeki motosiklete çarpmasıyla kazanın meydana gelmesine tamamen kendisinin neden olduğu anlaşılmakla %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu yönüyle davalılar vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalılar … ve … vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda 16.08.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’ün sürücüsü, diğer davalı …’ın işleteni olduğu aracın, davacılar murisine çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiği, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ve işletenin % 100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacıların ölene yakınlıkları, davacıların ve ölenin yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın düşük olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Dosya arasında bulunan kaza tespit tutanağı ile kaza neticesinde ceza mahkemesince yapılan yargılama sırasında alınan kusur raporları ve mahkemesince alınan kusur raporu, tarafların beyanları, tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde kazanın oluşumunda davalı …’ın dönüş kuralını ihlal etmesi nedeni ile asli kusurlu olduğu olduğu anlaşıldığından davalıların kusura ilişkin istinaf başvurularının reddi gerekmiştir.
Davalılar tarafından, Ceza Mahkemesinin dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği belirtilmiş ise de, TBK’nın 74. maddesine göre ceza hakiminin belirlemiş olduğu kusur oranı hukuk hakimi yönünden bağlayıcı değildir. Kazanın oluş şekline ilişkin olarak taraflarca farklı bir durum ileri sürülmediğine göre, mahkemesince Ceza Mahkemesinin dosyasının sonucu beklenmeksizin yargılamaya devam olunarak karar verilmiş olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat yönünden alınması gereken 5.267,67 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan toplamda 1.573,10 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 3.694,57 TL harcın davalılar … ve …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.024,65 TL istinaf karar harcının davalılar … ve …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 18.10.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.