Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1437 E. 2022/1775 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1437 – 2022/1775
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1437
KARAR NO : 2022/1775

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … Sigorta A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- … Hesabı –
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 27.09.2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/03/2021 tarih, 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı otobüsün ZMM sigortası davalı … Sigorta tarafından düzenlendiğini, aracın kaza tarihinde karayolları zorunlu taşımacılık sigortasının ise bulunmadığını, 27.12.2013 tarihinde … idaresindeki sigortalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kazadan dolayı davacının uğradığı zararın (vücut fonksiyon kaybı zararı/kalıcı maluliyet ve zorunlu koltuk sigortası teminatı) karşılanmadığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 2.000,00 TL’nin (vücut fonksiyon kaybı/kalıcı maluliyet nedeniyle 1.000 TL’nin her iki davalıdan ve zorunlu koltık sigortasının yaptırılmaması nedeniyle koltuk sigortası kapsamında ödenmesi gereken tazminat için 1.000,00 TL’nin davalı … Hesabından) kaza tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 21.02.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini 202.856,00 TL TL’ye ıslah etmiş ve bu miktarın davalı … Hesabı’ndan tahsilini talep etmiştir
CEVAP: Davalı … Hesabı vekilince süresinden sonra verilen dilekçe ile özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kaza nedeniyle davacıya SGK tarafından bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiği beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının zararının öncelikle karayolları zorunlu taşımacılık sigortası tarafından karşılanmasının gerektiğini, aracın zorunlu taşımacılık sigortasının bulunmaması halinde ise zararın … Hesabı tarafından karşılanması gerektiğini belirtilerek davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı … Sigorta aleyhine açılan davanın reddine, davalı … Hesabı’na karşı açılan davanın kısmen kabulü ile; 94.525,57 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; istinaf mahkemesi kararı gereği yeniden maluliyet raporu alındığı ve istinaf kararı geregi alınan raporda maluliyet oranının artmasına rağmen istinaf öncesi alınan maluliyet raporuna göre yapılan hesaba göre hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, maluliyet oranı yanında asgari ücretinde artmış olduğunu, hesaba esas alınan asgari ücretin kamu düzenine ilişkin ve taraflar için usuli müktesep hak oluşturmayacağını, dava konusu tazminatın hesaplama yönteminin varsayımsal bir hesap olduğunu ancak gerçek belli iken varsayıma dayanılamayacağını, davalı … sigorta yönünden davanın reddine ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yargılama giderlerinin taleplerine rağmen eksik hesaplanmış olduğunu, müvekkilin adil yargılanma hakkının ihlal edilmiş olduğunu, yargılamanın uzaması ve geldiği aşamanın müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davalı … Hesabı yönünden davanın kabulüne karar verilmesini, diğer davalı … Sigorta yönünden ise dosyanın işlemden kaldırılması veya davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı … Hesabı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun sorumluluğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla; taşıma kanunu kapsamında düzenlenen sıralı sorumluluk ilkesi gereğince davanın müvekkili kurum bakımından reddinin gerekmekte olduğunu, sıralı sorumluluk kapsamında Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… esas sayılı dosyasından verilen 2018/… sayılı kararının hukuka ve ilgili yasal düzenlemelere uygun olmakla işbu davanın reddinin gerektiğini ayrıca yerel mahkemece verilen kararın aksi düşünüldüğünde müvekkili kurumun araç sahibine rücu hakkının söz konusu olacağını, bu bakımdan 3. şahısların zararlarının karşılanması bakımından ortaya çıkan trafik sigortasının atıl kalacağını, tüm bunlara rağmen … Hesabı’nın rücusu ile karşı karşıya kalınması gibi yasal düzenleme amaç ve işleyişine aykırı bir sonuç ortaya çıkacağını. poliçe yapılmaması halinde özgü yasal düzenleme yapılmış olmakla artık devreye sıralamadaki trafik sigortasının gireceğinin açık olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı … hesabı vekili istinaf etmiştir.
Davalı … Hesabı vekilinin hükmedilen tazminattan sorumlu olmadığına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
… Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi; “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için … Hesabı’na başvurulabilir” düzenlemesini yapmıştır.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” düzenlemesi yapıldıktan sonra, 18. maddesinde “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta” başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar, öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir.
Somut olayda, … plakalı aracın, kaza tarihi itibariyle Zorunlu Karayolu Yolcu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortası’nın bulunmadığı (yaptırılmadığı) uyuşmazlık ve istinaf konusu dışıdır. Uyuşmazlık konusu … plakalı aracın Zorunlu Karayolu Yolcu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortası’nın bulunmaması sebebiyle oluşan zarardan … Hesabının mı yoksa aynı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının tarafı olan davalı … Sigortasının mı sorumlu olduğunun tespiti hususunda birleşmektedir.
Aynı olay, yani aynı kaza nedeniyle Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/11623 Esas ve 2019/4567 Karar sayılı ilamında açıkça ve tereddüte mahal vermeyecek biçimde “Dava dışı …’ın sürücüsü olduğu otobüste yolcu olarak bulunmakta olup … plakalı otobüs yönünden 6102 sayılı TTK’nun 850 vd maddelerinde düzenlenen taşıma kurallarına göre taşıyan olarak doğan zarardan sorumluluğunun bulunduğu, davalı … Hesabına da murisin yolcu olduğu … plakalı otobüsün Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası bulunmadığı için dava yöneltilmiş olduğundan davanın sonuç olarak tam zarar hesaplanarak kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. O halde, mahkemece taşımacılık kuralları uyarınca davalı … Hesabı sorumlu tutulması gerekirken…” gerçekleşen zarardan Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası bulunmaması nedeniyle … Hesabının sorumlu tutulması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Zira, Anayasanın 2. ve 35. md.si gereği Adil yargılanma hakkı ve mülkiyet hakkı içinde değerlendirilen hukuki güvenlik ve meşru beklenti ilkeleri gereği, artık aynı olay nedeniyle sorumluluğun tespitinde yüksek yargının vermiş olduğu karar dikkate alınarak gerçekleşen zarardan … Hesabının sorumlu tutulması gerektiği kanaati oluşmuştur. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Maltzan ve Diğerleri/Almanya (k.k.) [BD], B. No: 71916/01, 71917/01, 10260/02, 2/3/2005, § …).
Davacı vekilinin ilk derece mahkemesince hükme esas alınan maluliyet ve hesap raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davacı vekiline Çukurova Üniversitesi tarafından hasırlanan 18.12.2015 havale tarihli maluliyet raporu usulüne uygun şekilde 13.01.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak vekil tarafından rapora karşı yargılama aşamasında süresi içinde ilk derece mahkemesine herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Yine ilk derece mahkemesinin (dairemizce ortadan kaldırmaya konu) 2017/… esas ve 2018/… karar sayılı ilamında belirtilen tazminat miktarının belirlendiği 12.06.2018 Havale tarihli hesap bilirkişi raporu davacı vekiline 06.07.2018 tarihli celsede elden tebliği edildiği ancak vekil tarafından rapora karşı yargılama aşamasında süresi içinde ilk derece mahkemesine herhangi bir itirazda bulunulmadığı ve raporda yazan miktar üzerinden davada bedel arttırım dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”
Aynı yöndeki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2017 gün ve 2015/3253 E.-2017/9419 K. Sayılı kararında özetle; “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı düşünülmelidir…” denilmiştir. Aynı husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8676 E, 2018/2775 K; 2013/11884 E, 2015/835 K; 2015/8056 E, 2017/2988 K sayılı içtihatlarında ve benzer içtihatlarda, Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/430 Esas, 2018/1093 K sayılı kararında da benimsenmiştir.
Bu nedenle davacı vekili yönünden süresinde maluliyet ve hesap raporuna itiraz edilmemekle, kesinleşen rapora karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden kuralan hüküm ve lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Davacı vekili tarafından mahkemeye sunduğu 03.07.2018, 01.10.2018, 01.10.2020 ve 21.02.2021 tarihli dilekçeleri ile davayı iş bu davalı yönünden takıp etmediğini, bildirmiş olmasına rağmen, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden kesin hüküm oluşturacak biçimde davanın esası hakkında hüküm kurulması hatalı görülmüştür, bu nedenle davalı … Sigorta A.Ş. yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği ve yine HMK 331/1 maddesi gereği yargılama giderleri ve vekalet davacı üzerinde bırakılması gerekmektedir.
Davacı vekilinin, yargılama giderine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Maluliyet Bilirkişi raporunun masraflarının dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmekle, davacı vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle haklı bulunmuştur.
Söz konusu maddi tazminat alacağı için mahkemece yanılgı bir değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının hatalı olduğu kanaatine varılmakla davacı tarafın istinaf kanun yolu başvurusunun, duruşma yapılmadan, bu yönüyle kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Hesabı’nın istinaf başvurusunun REDDİNE, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/03/2021 tarih, 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davalı … Sigorta aleyhine açılan davanın açılmamış sayılmasına karar VERİLMESİNE,
3-Diğer davalıya karşı açılan davanın kısmen KABULÜ ile; 94.525,57 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Harç yönünden:
4-Harçlar Kanunu alınması gereken 6.457,04 TL ilam harcından, 25,20 TL peşin harç ve 320,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 6.111,84 TL harcın davalı … Hesabından tahsili ile hazineye irat kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
5-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 25,20 TL peşin harç ve 320,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 370,40 TL’nin davalı … Hesabından alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harcaması yapılan 36 tebligat gideri 302,50 TL, 4 müzekkere gideri 16,00 TL, 1.415,25 TL adli tıp gideri, Çukurova Üniversitesi maluliyet rapor ücreti 782,00 TL, 39,00 TL istinaf posta gideri ve bilirkişiler ücreti 1.100,00 TL olmak üzere toplam 3.654,75 TL yargılama giderinden davanın kabulüne tekabül eden 1.890,62 TL’sinin davalı … Hesabından alınarak, davacıya verilmesine, davacının davalı … Sigorta yönünden yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
8-Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 12.929,93 TL vekalet ücretinin davalı … Hesabından alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davalı … Hesabı lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 12.929,93 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10-Davalı … Sigorta lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, bu davalıya verilmesine,
İstinaf giderleri açısından;
11-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
12-Harçlar Kanunu uyarınca davalı … Hesabından alınması gereken 6.421,14 TL istinaf karar harcının peşin yatırılan 1.615,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.806,14 TL harcın davalı … Hesabından alınarak Hazineye gelir kaydına,
13-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-Davalı … Hesabı tarafından yapılan 60,50 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 27.09.2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.