Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1427 E. 2022/1774 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1427 – 2022/1774
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1427
KARAR NO : 2022/1774

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/… Esas, 2018/… Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av.-
DAVALI : Güvence Hesabı
VEKİLİ : Av. –

DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 27.09.2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/01/2018 tarih, 2014/… Esas, 2018/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin 13/10/2011 tarihinde plakasını göremediği bir aracın kaza yapması sonucu yaralanıp sakat kaldığını ve soruşturma açıldığını, kaza sonrası Mersin Toros Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünden bahisle iş göremezlik ve kalıcı sakatlık dolayısı ile meslekte kazanma gücünü kaybetmesi ve gelir kaybı maddi zararlara yönelik olduğundan fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 08.12.2017 tarihli dilekçesi ile dava değerini 14.685,91 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle iş bölümü itirazında bulunmuş olup, davalının tacir sıfatı olmadığını ayrıca dava konusu olayda zararın ticari bir işten değil, haksız fiilden kaynaklandığından bahisle esasa ilişkin itirazlarını da belirterek davanın iş bölümü ve esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; 14.685,91 TL tazminatın 5.000,00-TL’lik kısım dava tarihinden, 9.685,91 TL’lik kısmın ıslah tarihi olan 08/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/01/2018 tarih, 2014/… Esas, 2018/… Karar sayılı kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya dairemize gönderilmiş ve dairemizce kurulan 26.01.2021 tarih, 2020/2057 Esas, 2021/148 Karar sayılı karar ile; ilk derece mahkemesince kurulan karar hakkında istinaf başvurusu yapılmış ise de söz konusu karara karşı Temyiz kanun yoluna başvurulabileceğinden dosyanın Temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere mahalline iadesine karar verildiği görüldü.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 09.03.2021 tarih, 2021/3337 Esas, 2021/2500 sayılı kararı ile; somut uyuşmazlıkta iki mahkeme arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının yargı yerini belirleyen dairenin kararıyla giderildiğini, Yargıtay’ın temyiz denetiminin söz konusu olmadığını bu nedenle kanun yolu denetimi görevinin dairemiz olduğuna karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında, davacı taraf vekili ile uzlaşma sağlanıldığını, 14.600,00 TL anapara, 3.500,00 TL. İşlemiş faizi, 1.700,00 TL’si vekalet ücreti ve 1.900,00 TL’si yargılama ücreti olmak üzere toplam 21.700,00 TL tazminat üzerinden ibraname imzalanmış ve 24.01.2018 tarihinde davacı taraf vekilinin banka hesabına ödeme yapılmış olmasına rağmen davacı tarafın feragat etmediğini ve bu nedenle davacı ile varılan sulh ve ibra nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine hüküm kurulan faizin başlangıç tarihininde hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili yapılan ödemelerin zararı karşıladığına ilişkin yaptıkları istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı vekilinin dosyaya ibraz etmiş olduğu ve dava tarihinden sonra düzenlenmiş 23.01.2018 tarihli feragatname ve ibraname başlıklı belge incelendiğinde davacı vekili Av. …’ın davalı sigorta şirketi ile yapmış olduğu görüşme neticesinde;
”İbraname, mutabakatname, feragatname ve makbuz isimli 23.01.2018 tarihli belge ile;
”13.10.2011 tarihinde tespit edilemeyen aracın %60 kusuru ile meydana gelen kazada … yaralanmıştır. Güvence Hesabı’na başvuruda bulunulmuş olup başvuru neticesinde 21.700-TL dosya onaylanıştır.
10.08.2012 tarihinde T.C. Mersin 2. Asliye Mahkemesi’nde açılan davada hesaplanan 14.600 – TL asıl alacak tutarı, 3.500-TL faiz, 1.700-TL yargılama gideri,1,900-TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 21.700 TL üzerinden uzlaşma sağlanmıştır. Söz konusu tutarın aşağıda belirtilen banka hesabına ödenmesi hususunda davacı … vekili Av. … ile mutabık kalınmış ve işbu ibraname düzenlenmiştir.
Güvence Hesabı tarafından yapılacak işbu ödeme nedeniyle, …’ın 21.700-TL dışında başkaca bir sorumluluğu kalmayacağını, 13.10.2011 tarihli kazaya konu alacaklarımız yönünden, fazlaya ilişkin faiz, yargılama gideri, vekalet ücreti talebi, asıl ve ferileri kapsamında ve sair herhangi başkaca bir nam ve ad altında bir hak ve talebimizin olmadığını / olmayacağını Güvence Hesabı’na herhangi bir itiraz, defi ve her ne nam ve ad altında olursa olsun herhangi bir talep, dava ileri sürmeyeceğimizi kabul beyan ve taahhüt ederiz.
Fazlaya ilişkin hak, alacak ve talepler ile işbu hasara ilişkin Güvence Hesabı’na bunun dışında her türlü davadan ve hukuki işlem başlatma hakkımızdan feragat ettiğimizi, T.C. Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.08.2012 tarihli 2012/… E. Sayılı dosyasından maddi tazminata ilişkin anapara, işlemiş ve işleyecek faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin taleplerimizden işbu ibraname sınırları içinde feragat edeceğimizi, feragat harcını ödeyeceğimizi kabul, beyan, taahhüt ve imza ederiz, işbu ibraname ödemenin belirtilen hesaba yapılması durumunda geçerli olacaktır.
Güvence Hesabı ödemeyi takiben, yapılacak feragat sebebi ile doğacak avukatlık ücretinden feragat ettiğini peşinen kabul etmiş sayılır.” şeklinde ibraname vermek sureti ile tarafların anlaştıkları görülmektedir.
İbraname içeriğinde açıkça davacı vekilinin iş bu yargılamaya konu tazminat dosyasındaki fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı da bellidir. Bu itibarla yargılama sırasında taraflar arasında düzenlenen ve davacı tarafından fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı belli olan ibranameye göre davacının geçirmiş olduğu kazadan kaynaklı olarak talep etmiş olduğu tüm tazminatını davalı sigorta şirketinden tahsil ettiği, yine bu dosya sebebi ile yapmış olduğu yargılama gideri ve vekalet ücretlerini dahil tahsil ettiği, davacının bakiye bir zararının bulunmadığı anlaşılmaktadır
Bu yönü ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. Zira, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2016/11802 Esas 2019/4834 Karar ve yine 2016/14885 Esas 2019/6904 Karar ve yine 2018/2953 esas ve 2020/ 924 karar sayılı dosyalarında verilen kararlar da aynı mahiyettedir. Bu nedenle davalı sigorta şirketi yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılması gerekmektedir.
HMK 353/1-b-2 maddesine göre “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/01/2018 tarih, 2014/… Esas, 2018/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Harç yönünden:
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan peşin ve tamamlama harcı toplamı 56,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 24,55 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
6-İbraname dikkate alınarak davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
İstinaf giderleri açısından;
7-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının ve temyiz karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
8-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Davalı tarafından yapılan 48,50 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 27.09.2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.