Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/134 E. 2022/486 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/134 – 2022/486
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/134
KARAR NO : 2022/486

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2015/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI : 2- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 3-
VEKİLİ :Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 01/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.09.2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili polis memuru …’ın davaya konu araç sürücüsü …’ın kullanmakta olduğu … plaka sayılı motosiklette yolcu olarak görevini yerine getirirken, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetle çarpışması sonucu kazanın meydana geldiğini ve kaza neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde yolcu konumunda olan müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kazada …’ın asli kusurlu, diğer araç sürücüsü …’in ise tali kusurlu olduğu, müvekkilinde oluşan bedeli maluliyetle beraber, topluma karışamama ve toplumdan uzak durma gibi kalıcı psikolojik rahatsızlığının da mevcut olduğu, kendi öz güvenini kaybettiğini, bu nedenlerle şimdilik 10.000,00 TL cismani tazminatın davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu kazaya ilişkin olarak müvekkili sigorta şirketine herhangi bir başvurunun yapılmadığını, hasar dosyasının açılmadığını, kazaya karışan … plaklı aracın sigorta poliçesinden dolayı sorumluluklarının sigortalılarının kusuru oranında olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatının dışında olduğu, dosyanın kusur oranının tespiti için Trafik İhtisas Dairesinden rapor düzenlenmesinin gerektiği, maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden rapor düzenlenmesinin gerektiği, tazminat hesaplamasının ise aktüer sıfatına haiz bilirkişi tarafından yapılmasının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde trafik sigortası ile sigortalı olduğu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sınırlı olduğunu, sürücülerin kusur durumu, davacıların sakatlık oranı hakkında Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden rapor alınmasını, davacıların sakatlıktan dolayı herhangi bir sosyal kurumdan tazminat alınıp alınmadığının araştırılmasını, tazminat hesaplamasının aktüer sıfatına haiz bilirkişi tarafından hesaplanmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 79.895,34 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın 19/07/2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Hükme esas alınan ATK 2. İhtisas üst kurulunun 04.07.2019 tarihli raporunun çelişki giderilmeden tanzim edildiğini, ilk ATK raporunda esas alınan muayene sonuçları ile İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca rapora esas alınan muayene sonuçları arasında çok ciddi farklar mevcut olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için davacının yeniden muayene ettirilmesi gerektiğini, ilk ATK raporuna yaptıkları itiraza rağmen müvekkilinin yeniden muayene edilmediği gibi kurulda fizik ve tedavi uzmanı da bulundurulmadığını, Fizikalya Tıp Merkezinin 14.12.2018 Tarihli Raporu Ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 28.12.2018 tarihli raporu hiç bir şekilde değerlendirmeye esas alınmadığını, İş gücü kaybı oranı belirlenirken müvekkilinin mesleğinin de dikkate alınmadığını, dosya kapsamı içindeki belgelerle sabit olduğu üzere davacı müvekkilnin polis memuru olduğunu, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Üst Kurulu iş gücü kaybı raporunda müvekkilinin mesleğinin değerlendirilmediğini, müvekkilin gerçek maluliyet oranının hatalı tespit edilmiş olması sebebi ile manevi tazminat miktarı da az miktardan tayin edildiğini, maddi tazminat yönünden tüm davalılar dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulmuş ise de sigorta şirketleri yönünden faiz başlangıç tarihi temerrüt tarihi, işleten ve sürücü yönünden ise kaza tarihi olduğunu, mahkeme kararının bu yönü ile de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55, ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporuna yönelik yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ve Dairemizin bu içtihatlar ile uyumlu olan önceki tarihli kararlarında 01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasında meydana gelen kazalar için mutlak surette 03/08/2013 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerektiği yönünde kararlar verilmiş ise de; anılan yönetmeliğin tanımlar başlıklı 4. Maddesinde “Maluliyet: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali,” şeklinde açıklanmıştır.
Aynı yönetmeliğin üçüncü bölümünde ise malul sayılmaya ilişkin usul ve esaslar belirtilerek maluliyet halinin ne şekilde belirleneceği düzenlenmiştir. Belirtilen yönetmelik hükümlerine göre yapılan maluliyetin tanımı ve maluliyetin belirlenmesine ilişkin esaslara dair hükümler dikkate alındığında, anılan yönetmeliğe göre kişideki maluliyet oranının %60 ve daha fazla olması halinde maluliyet oranının tespitinin yapılabileceği , maluliyet oranının daha düşük olması halinde ise bu yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranının belirlenemeyeceği açıktır. Kaldı ki Adli Tıp Kurumu ihtisas daireleri tarafından verilen bir kısım raporlar da da aynı gerekçe ile kişideki maluliyet oranının %60 oranından daha az olması nedeni ile bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenemeyeceği şeklinde görüş belirtilmiştir.
Öte yandan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin 23. maddesi ile “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde” yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış olup, bu tarihte yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri ise yürürlükten kaldırılmamıştır.
Anılan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında yönetmeliğin 18. Maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup bu tarihe kadar bu yönetmelik hükümleri yürürlüktedir. Bu nedenle 01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasında meydana gelen kazalar için mutlak surette 03/08/2013 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerektiği yönündeki Dairemizin kararlarından dönülmüştür.
Bu nedenlerle; Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilimdalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre;
a)11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
b)11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
c) 01/09/2013 sonrası ile 01/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, (ATK tarafından bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirilmesi durumunda ise bu yine bu dönemde yürürlükte bulunan 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması ),
d) 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
e) 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar için ise Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir.
Dosyadan alınan maluliyet raporunun incelenmesinde, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu Başkanlığının 23.01.2019 tarihli raporun ve daha sonra Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Üst Kurulu tarafından düzenlenen 30.05.2019 tarihli raporun, 11/10/2008 tarihi Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri’ne göre hazırlandığı anlaşılmıştır. Olay tarihi 19.07.2014 olup raporun bu tarihte yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, (ATK tarafından bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirilmesi durumunda ise bu yine bu dönemde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında yönetmelik )hükümlerine uygun olarak hazırlanması gerekmektedir.
Kaldı ki davacının polis memuru olduğu anlaşılmış ise de raporlarda meslek grup numarası düz işçi olarak Grup1 olacak şekilde kabul edildiğinden yapılan bu yanlışlığın da düzeltilmesi gerekmektedir.
Bu yönü ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davacının geçirmiş olduğu kaza tarihi olan 19/07/2014 tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 03/08/2013 günlü resmi gazetede yayınlanan Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun hazırlanmasının istenilmesi, ATK tarafından söz konusu yönetmelik hükümlerine göre rapor hazırlanması olanağının bulunmadığının bildirilmesi durumunda ise bu durumda yine kaza tarihi itibari yürürlükte bulunan 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde düzenlenecek maluliyet raporu alınarak davacının maluliyetinin belirlenmesi ve daha önce alınan maluliyet raporlarına davalı tarafın itirazı bulunup bulunmadığı ve istinaf başvurusu bulunup bulunmadığı değerlendirilerek davacı yönünden usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak değerlendirme yapılması ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Davacı vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde;
Dava dilekçesi ile maddi tazminat talebi yönünden davalılar açısından kaza tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması talep edilmiş olup, hükümde tüm davalılar yönünden faiz başlangıç tarihi dava tarihi olarak esas alınmıştır.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı şirketlere başvuruda bulunulduğu ispatlanamadığından mahkemece faiz başlangıcının dava tarihi olarak belirlenmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Eldeki davada uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören açtığı davada haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Davalı sürücü … yönünden haksız fiil faili olması gerekçesiyle haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmolunması gerektiği halde bu davalı yönünden de dava tarihinin temerrüt tarihi olarak esas alınması yerinde görülmemekle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.
Sair istinaf sebebi yönünden;
Davacı vekilinin manevi tazminat miktarı yönünden yapmış olduğu istinaf sebebi, alınacak maluliyet raporu dikkate alınarak bu aşamada incelenmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik dikkate alınmadan düzenlenen maluliyet raporuna göre karar verildiğinden, eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, mahkemece İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas dairesinden ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilimdalı Başkanlığından 3 kişiden oluşturulacak bilirkişi heyetinden trafik kazası nedeni ile davacıda meydana gelen iş göremezliğin olup olmadığı varsa oranı hususunda yeniden rapor alınması gerektiğinden, HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin istinaf talebinin, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüyle, manevi tazminat miktarı yönünden istinaf sebebi incelenmeksizin, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.09.2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.01/03/2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.