Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1254 E. 2022/2065 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1254
KARAR NO : 2022/2065

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI : 2018/… Esas, 2020/… Karar
DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … SİGORTA A. Ş – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVA : Destekten Yoksun Kalmaya Dayalı Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.03.2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın …’ın sevk ve idaresinde iken 19/06/2013 tarihinde müvekkilinin eşi elektrikli bisiklet ile seyir halinde olan …’e çarptığı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kazadan iki gün sonra …’in vefat ettiğini, davalı … şirketine yapılan başvuru sonucunda şirket sigortalısının kusursuz olduğunun tespit edildiğinden tazminat talebinin değerlendirmeye alınamayacağını bildirdiğini, bu nedenlerle tespit edilecek kusur oranları sonucunda şimdilik 500,00 TL maddi zarar ve destekten yoksun kalma tazminatının davalı şirketten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sigortalı aracın sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, müterafik kusur araştırması yaptırılması gerektiği, müteveffanın davacılara destek olduğunun ispatlanması gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, müteveffa tam kusurlu olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili; 22.05.2019 tarihli kusura ilişkin bilirkişi raporunun, eksik veriler ve hatalı değerlendirmeler ile kazanın oluş şekli ile uyuşmayan neticelere ulaşarak kusurun tamamını müteveffaya yüklediğini ve bu gerekçeyle davanın haksız yere reddedildiğini, ezber bir şekilde sırf müteveffanın kullandığı araç motorsuz diye geçiş önceliği hususuna dayanılarak kusurun tamamının müvekkiline atfedilemeyeceğini, motorsuz taşıtla seyreden müteveffanın asli ve tam kusurlu olduğununu hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, ölümlü trafik kazası sonucu açılan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkemece davacıların murisi sürücünün %100 kusurlu olduğundan davanın reddine karar verilmiş olup karar davacılar vekili tarafından kusur raporunun hatalı olduğu ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Kusura itiraz yönünden yapılan incelemede:
Dosya arasında mevcut kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsü …’ın kural ihlalinin olmadığı, elektrikli bisiklet sürücüsü …’in geçiş hakkını vermediğinden kusurlu bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkemesince keşif sonrasında alınan 22.05.2019 tarihli trafik bilirkişisi raporunda müteveffa …’in %100 oranında kusurlu olduğu, …’ın kusursuz olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Yine mahkemesince alınan 17.10.2019 tarihli ATK kusur raporunda müteveffa sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkemece aldırılan raporların dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olduğu gibi ceza dosyasında alınan raporla da uyumlu olduğu, raporlar arasında çelişki olmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin kusur oranın yanlış tespit edildiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 2017-17/1315 E, 2017/1239 K sayılı kararında ” BK.’nun 44. maddesi hükmüne göre ise zarar gören taraf, zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hâkim zarar ve ziyan miktarını indirebileceği veya zarar ve ziyan konusunda hüküm kurmaktan sarfınazar edebilecektir.
…. Nitekim BK’nun 44/I. maddesi, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına da kendisi katlanmalıdır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerekir. Zira zarara uğramamak için gerekli özeni göstermeyen veya hatta zararın meydana gelmesini isteyen kimse, bu hareket tarzının sonuçlarına katlanmalı ve bu davranışının zararın meydana gelmesinde oynadığı role, etkisine ve derecesine göre zararı kısmen veya tamamen üzerine almalıdır. Çünkü kendi kusuruyla sebebiyet verdiği ya da artmasına neden olduğu zararın ödettirilmesini istemek Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olacaktır. ” demiş, davayı reddeden mahkeme kararını onamıştır.
BK’nın 61. maddesi ve müteselsil sorumluluk esaslarına göre, kusurlu oldukları belirlenen kişilerin zararın tamamından sorumlu olması gerekir. Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” düzenlemesine yer verilmiş olup; haksız fiil failinin ve onunla birlikte müteselsil sorumlu olanların sorumluluğu için kusur, önşart olarak benimsenmiştir.
Tüm bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, haksız fiil failinin sorumluluğu için bir miktar da olsa kusurunun varlığının önşart olduğu, işletenin ve sigortacının sorumluluğu için aracın bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması gerektiği, davaya sebep kazada ise davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından (zararın tamamen davacının murisinin kusurundan kaynaklandığından) zarardan müteselsil sorumlu olarak da sorumlu olmayacaktır.
Mahkemece de meydana gelen trafik kazasının oluşumunda müteveffanın tam kusurunun bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan tespitler dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.

HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla,davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacılardan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,

3-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.01/11/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … … İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.