Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1239 E. 2022/1828 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1239 – 2022/1828
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1239
KARAR NO : 2022/1828

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : 2018/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : … ULUSLARARASI LİMAN İŞLETMECİLİĞİ A.Ş –
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … LOJİSTİK ANONİM ŞİRKETİ – 0007065808300018
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)

Birleşen 2019/… Esas 2019/… Karar Sayılı Dosya

DAVACI : … ULUSLARARASI LİMAN İŞLETMECİLİĞİ A.Ş –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … LOJİSTİK ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 04/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/09/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket personeli … tarafından kullanılan davalı şirkete ait … plakalı araç 09/08/2017 günü gerçekleşen kazada, müvekkili davacı şirkete ait … iş makinesine çarparak hasar verdiğini, müvekkili şirketin hasar bedelini davalı şirketten tazminini istediğini, davalı şirketin red ettiğini, ödeme yapmadıklarını, ödeme yapmama sebebinin lastik hasarının çarpma esnasında değil kazadan sonra … iş makinesinin hareket ettirilmesi sebebiyle meydana gelmiş olmasına dayanıldığını, ve lastik dışındaki hasarların ödeneceği açıkça beyan edildiğini, İskenderun İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyasında yapılan takibe itiraz ettiklerini beyan ederek, itirazın iptaline, asıl alacağın % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket yetkilisi 14.12.2018 tarihli cevap diekçesinde özetle; kazanın davacı şirketin çalışanının kusuruyla oluştuğunu, şirkete ait durmakta olan … plaka sayılı araca davacı şirkete ait … sayılı vincin çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, dosyaya sunulan fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere vincin lastiklerinden bir hasar bulunmadığını, kazadan sonra vincin hareket ettiğinin tutanaklarla sabit olduğunu, alacağın varlığı ve miktarının tespitinin yargılamayı gerektirdiğini, kazada oluşan hasarın kusur oranına göre belirleneceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili 19/02/2019 tarihli dava dilekçesi ile; davalı şirket personeli … tarafından kullanılan davalı şirkete ait … plakalı araç 09/08/2017 günü gerçekleşen kazada, müvekkili davacı şirkete ait … iş makinesine çarparak hasar verdiğini, müvekkili şirketin hasar bedelini davalı şirketten tazminini istediğini, davalı şirketin red ettiğini, hasarlanan parçalarla ilgili olarak İskenderun İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin borca itirazı üzerine İskenderun Ticaret Mahkemesinin 2018/… esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, davaya konu kazada müvekkili şirketin iş makinesinin jantı da ciddi hasar aldığını, yenisinin temin edildiğini, hasarlı parçalar yenileriyle değiştirilerek iş makinesinin faaliyete geçirildiğini, kazanın tek sebebinin davalı şirket çalışanı olan şoförün uyarıları görmezden gelerek … iş makinesi için ayrılmış olan yola girmesi olduğunu, davaya konu hasarla ilgili olarak arabuluculuk başvurusu yapıldığını, 2019/… sayılı tutanakla görüleceği üzerine anlaşma sağlanamadığını, iş bu dava dosyasının aynı kazaya sebebiyle aynı taraflar arasında derdest bulunan mahkemenin 2018/… Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini, davalarının kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 USD’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalıdan alınıp müvekkili davacıya verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Birleşen dosyada davalı vekili 08.04.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; kaza ile ilgili olarak İskenderun İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasında kaza ile ilgisi olmayan giderlerin takibe dahil edilmesi nedeniyle müvekkili şirketin takip miktarına itiraz ettiğini, kaza kaynaklı hasarı miktar belirtmek suretiyle ödemeye hazır olduğunu bildirdiğini, davacı tarafından itirazın iptali talebiyle açılan dava dosyasının derdest olduğunu, aradan 2 yıla yakın bir zaman geçtikten sonra davacı bu defa Jant değişiminden bahisle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle 1.000,00 USD talebiyle dava açtığını, Yasal dayanağı olmayan davanın reddi gerektiğini, kusurun tümüyle davacı şirketi çalışanına ait olup lastik hasarı da jant hasarı da kaza kaynaklı olmadığını belirterek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, asıl davanın kabulü ile; davalının İskenderun İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkemenin birleşen 2019/… Esas sayılı dosyası yönünden davanını reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu jantın davaya konu kaza sonrasında kullanılmaz duruma geldiğinin tespit edildiğini, mahkemece alınan jant hasarı ile ilgili bilirkişi görüşünün bilimsel gerçeklikten uzak olduğunu, söz konusu durumun araştırılarak ispat edilebileceğini, mahkemece eksik araştırma neticesinde karar verildiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu hasarın kazadan sonra aracın kontrolsüz bir şekilde hareket ettirilmesi sonucu oluştuğunu, gerekli önlem alınmadan vincin hareket ettirilmesi sonucu lastiğin parçalandığını, lastik ve jant hasarı ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, ayrıca alacağın varlık ve miktarının yargılamayı gerektirdiği sabit olmasına rağmen müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, birleşen davada davacının kaza ile ilgisi olmayan alacağı talep etmek sureti ile haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, mahkemece olayın tek görgü tanığı olan araç sürücüsünün dinlenilmesine karar verilmesine rağmen gerek keşif mahallinde gerekse sonrasında tanık dinlenilmeden hüküm kurulduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile araçta meydana gelen hasarın tahsili ve itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece asıl davanın kabulü ile; davalının İskenderun İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkemenin birleşen 2019/… Esas sayılı dosyası yönünden ise davanını reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili tarafından birleşen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili her ne kadar davaya konu jantın davaya konu kaza sonrasında kullanılmaz duruma geldiğini, mahkemece eksik araştırma neticesinde karar verildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş ise de, birleşen dosya kapsamında bedeli talep edilen jantın hasarlanma sebebinin kaza ile ilgisinin tespit edilemediği ve jantta oluşan hasarın kazadan kaynaklanıp kaynaklanmadığının dosya kapsamı ile sabit olmadığı, oluşan hasar ile kaza arasında illiyet bağının tespit edilemediği, davacı tarafından söz konusu jantın hasar gördüğünün ispat edecek şekilde dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmakla mahkemece birleşen dosya yönünden davacı davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmamış, davacının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin asıl davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar dava konusu hasarın kazadan sonra aracın kontrolsüz bir şekilde hareket ettirilmesi sonucu oluştuğunu, gerekli önlem alınmadan vincin hareket ettirilmesi sonucu lastiğin parçalandığını, lastik ve jant hasarı ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de,
Mahkemece makine mühendisinden alınan bilirkişi raporu, dosya içerisine bulunan kaza sonrası çekilen fotoğraflar incelendiğinde dava konusu kaza nedeni ile davacının aracı olan … iş makinesinin lastik kısmında meydana gelen kazadan dolayı hasar oluştuğunun sabit olduğu, dosya kapsamında alınan kusur raporuna göre davalı şirket personeli tarafından kullanılan davalı şirkete ait … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiği, alınan raporların dosya kapsamına ve olayın oluş ve özelliklerine uygun olduğu, davacının aracında meydana gelen zarardan davalının kusuru neticesinde sorumlu olduğu dikkate alındığında mahkemece asıl dava yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmadığı kanaatine varılmış, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili her ne kadar mahkemece tanıklarının dinlenmediğini ileri sürmüş ise de davacının zararının bilirkişi raporları ve kaza sonrasında çekilen fotoğraflar ile ispatlanmıştır, davalı tarafından ise davacının aracında oluşan hasarın başka bir olay nedeniyle meydana geldiği ileri sürülmüş ise de buna ilişkin davalı herhangi bir delil sunmamıştır. Bu nedenle davalının bu yöndeki savunmalarına da itibar edilmemiş ve reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olayda, dosya kapsamı ile davacının zararın miktarının yargılama kapsamında bilirkişi raporu alınmasıyla mümkün olduğu yine davalının kusur durumun kabul etmemiş olması nedeni ile tarafların kusur durumlarının tespitini de yargılamayı gerektirdiği bu kapsamda davacı tarafından talep edilen tazminat miktarının likit (muayyen, belirli) olmadığı gözetilmek suretiyle, yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği halde mahkemesince söz konusu alacağın likit olduğundan bahisle davalı aleyhine inkar tazminatına karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu yönüyle davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüş, ilk derece mahkemesi kararının bu yönü ile kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HMK’nınHMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davacının asıl dava yönünden talep etmiş olduğu icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE;
3-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/09/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
4-ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
4-a)-Davalının İskenderun İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ İLE TAKİBİN AYNEN DEVAMINA,
4-b)-Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-c)-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 747,13 TL nispi harçtan dava açılırken yatırılan 186,79 TL ve İskenderun İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasında yatırılan 54,69 TL peşin harcın düşümüyle bakiye 505,65 TL nispi harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-ç)-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

5-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
5-a)-Mahkemenin birleşen 2019/… Esas sayılı dosyası yönünden davacının davasının REDDİNE,
5-b)-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın dava açılırken yatırılan 90,86 TL peşin harçtan mahsubuyla kalan 36,46 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
5-c)-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacının yaptığı tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.446,00 TL yargılama gideri ile dava açılırken yatırılan 222,69 TL peşin-başvurma harcı olmak üzere toplam 1.668,69 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

8-İstinaf giderleri bakımından;
8-a)-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-b)-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
8-c)-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-ç)-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-d)-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.04/10/2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır