Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1193 E. 2022/1818 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1193
KARAR NO : 2022/1818

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2020
NUMARASI : 2018/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : … -(T.C….)

VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : GÜVENCE HESABI – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA :Tazminat(Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 04/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.10.2016 tarihinde sürücü … idaresindeki plakası tespit edilemeyen motosiklet ile seyir halinde iken sürücü … idaresindeki elektrikli bisiklet ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kaza sonucunda müvekkilinin malul duruma düştüğünü, kazaya karışan aracın olay yerinden kaçtığını, plakasının tespit edilemediğini, bu nedenle meydana gelen zarardan Güvence Hesabının sorumlu olduğunu, davadan önce davalı şirkete başvuruda bulunduklarını, yapılan ödemenin gerçek zararın çok altında olduğunu belirterek fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla geçici ve kalıcı iş göremezlikten kaynaklı 100,00-TL maddi tazminatın davalı şirkete başvuru tarihini müteakip 8 iş gününün bitimi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava tarihinden önce müvekkili kuruma yapılan başvuru sonucunda davacıya 23.537,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme sonucunda müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın trafik sigortası yaptırma zorunluluğu bulunan motorlu taşıtlardan olup olmadığının tespitinin gerektiğini, davanın sigortasız araç sürücüsüne ve işletenine ihbarını talep ettiklerini, tarafların kusur oranlarının ve davacının maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin teminat dışında olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile 4.003,76-TL geçici iş göremezlik tazminatının 23.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 34.953,21-TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 23.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; Kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespit edilmediğini, Güvence Hesabı’nın sorumluluğundan bahsedebilmek için öncelikle trafik sigortası bulunmadığı iddia edilen tescilsiz aracın trafik sigortası yaptırma zorunluluğu bulunan motorlu taşıtlardan olup olmadığının tespiti gerektiğini, aksi halde müvekkili Güvence Hesabı’nın sorumluluğundan bahsetmenin mümkün olmayacağını, davacı tarafça 05.10.2016 tarihli kaza nedeniyle maluliyet tazminatı talebine ilişkin olarak dava öncesinde müvekkil kuruma başvuru yapıldığını, davacının tüm zararının karşılandığını, bundan sonra davacı taraf ek tazminat talebi ve sebebine dair bir taleple müvekkili şirkete başvuruda bulunmadığını ve işbu davanın açılmasına sebep olarak başvuru dava şartının getirilme amacına aykırı davrandığını, bu nedenle işbu davada usulüne uygun başvuru şartı bulunmadığını, davacı tarafça müvekkil kuruma başvuru sırasında sunulmuş olan ve hasar dosyasında da bir örneği bulunan raporda davacının sürekli maluliyet oranının %5 olduğunun tespit edildiğini, ancak 29/11/2019 tarihli raporda davacının maluliyet oranı %10 olarak belirlendiğini, her iki rapor arasında çelişi bulunduğunu, davacının tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, maluliyetin söz konusu kazadan kaynaklı olup olmadığının tespiti gerektiğini, müvekkili kurumunun geçici işgöremezlik tazminatından sorumluluğu bulunmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkil kurum aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini, temerrüt tarihinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 54 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

Davalı vekilinin başvuru şartına yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı Güvence Hesabı vekili tarafından her ne kadar, dava tarihinden önce ek tazminat için başvuruda bulunulmadığı belirtilmiş ise de, davacı vekili tarafından dava açılmadan önce davalı Güvence Hesabı’na usulünce 12/07/2017 tarihinde başvuru yapılmış, Güvence Hesabı tarafından ise 23/01/2018 tarihinde kısmi ödeme yapılmıştır. Yapılan ödeme, davacı tarafından yetersiz görülmekle KTK 111 maddesi kapsamında eldeki bu dava açılmıştır. Davacının dava tarihinden önce davalı Güvence Hesabına usulüne uygun bir başvurusunun bulunmasına rağmen davalı tarafından davacının tüm zararının karşılanmamış olması nedeni ile eldeki davanın açıldığı, ek tazminat için davalı Güvence Hesabına başvuru zorunluluğu bulunmadığı anlaşılmakla davalının bu yönündeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin kazaya sebep motosikletin tescile tabi olup olmadığına yönelik yapılan incelemede:
2918 sayılı KTK’nın 91. maddesinde; motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesinde; trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabileceği, belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde 05.10.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında elektrikli bisiklet sürücüsü davacının, plakası tespit edilemeyen motosikletin davacıya çarptığını, kazanın plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsü …’nın kusuru neticesi meydana geldiğini bu nedenle husumeti davalıya yönelttiklerini belirttiği anlaşılmış, dava dışı sürücü …’nın soruşturma aşamasında alınan beyanlarında satın almak niyetiyle denemek amacıyla kullandığı siyah renkli markasını … olarak hatırladığı ancak plakasını bilmediği motosiklet ile seyir halindeyken kazanın meydana geldiğini belirttiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, plakası bilinmeyen ve trafik sigortası bulunmayan motosiklet nedeniyle zararın doğduğu ve davalı Güvence Hesabının zarardan sorumlu olduğu ve Güvence Hesabına husumet yöneltilip, davacı tarafça iddia edildiğine göre, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunun ispat yükünün de davacı üzerinde olduğunun gözetilmesi gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, kazaya neden olan ve plakası tespit edilemeyen motosikletin dosya kapsamından, trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır. O halde mahkemece, öncelikle söz konusu araç ve araçla ilgili bilgilerin (tescil evrakları ile kaza fotoğrafları, varsa fatura vb belgelerin) temini ve varsa tanık dahil diğer delillerin sunulması için davacı tarafa süre verilmeli ve akabinde gerektiğinde makina mühendisi bilirkişinden rapor alınarak motosikletin cinsi, modeli, silindir hacmi, trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olup olmadığı belirlenerek, trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olup olmadığının netleştirilmesi, bunun sonucuna göre davacının davalı Güvence Hesabı’ndan tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken bu hususun araştırılmaması doğru görülmediğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Davalı vekilinin SGK tarafından davacıya ödeme yapıldığının tespit edilmesi halinde ödemenin mahsup edilmesi gerektiğine ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
İlk derece mahkemesince SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı ve neticeden davacıya iş bu kaza nedeni ile herhangi bir ödeme yapılmadığı 27.02.2018 tarihli müzekkere cevabından anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.

Kaldırma sebebi dikkate alınarak davalı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Mahkemece öncelikle kazaya neden olan aracın ZMMS yaptırması zorunlu olan araçlardan olup olmadığı, bu kapsamda davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun bulunup bulunmadığının yukarıda ayrıntılı belirtildiği şekilde değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davalı vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, Dairemizin karar türüne göre sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.04/10/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.