Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/117
KARAR NO : 2022/186
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.09.2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/12/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; sürücü konumunda olan müvekkil …’in ağır bir şekilde yaralandığını, meydana gelen kaza da … plakalı araç sürücüsü …’ın kusurlu olduğu kaza nedeniyle oluşan sürekli iş gücü kaybı oranının geçici iş göremezlik oranının ve geçici iş göremezlik süresi boyunca bakıma muhtaç olup olmadığının tespit edilmesini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL olmak üzere zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak maddi tazminatının … Sigorta A.ş’den sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek ticari faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ceza dosyasında mevcut uzlaşma formunda davacı tarafın uzlaşmayı kabul ettiğinin tespit edilmiş olduğunu, sigortalı aracın sürücüsü hakkında uzlaşma kurumundan yararlanıp uzlaşmayı kabul eden davacının, işbu tazminat davasından feragat etmiş sayılacağını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada kusur durumunun tespit edilmesinin gerekmekte olduğunu, öncelikle sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, ancak her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini beyan ederek, sonuç itibariyle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; tarafların ceza yargılaması sırasında uzlaşma tutanağında hukuk mahkemelerinde tazminat davası açamayacağına dair beyanlarının teselsülden feragat niteliği taşımadığına ilişkin birçok Yargıtay kararı mevcut olduğu halde, bu hususun dikkate alınmadığını, dilekçesinde beyan ettiği üzere red kararına gerekçe olan söz konusu uzlaştırmanın kanun ve hükümlerine uygun bir uzlaştırma olmadığını, mahkemenin, uzlaştırmanın usulüne uygun olup olmadığını değerlendirmeden haksız olarak davayı reddetmiş olduğunu, 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davasına konu olan hakkın henüz doğmamış olduğunu, doğmamış haktan peşinen vazgeçilemeceği yolundaki evrensel hukuk ilkesi ve adil yargılanma ilkesine göre mahkemenin kararının hukuki dayanaktan yoksun ve yerinde olmayan bir karar olduğunu beyan ederek,kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı … şirketi nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında davacının yaralanması sonucunda iş göremezlik kaybına uğradığından bahisle açılmış maddi tazminat davasıdır.
İlk derece Mahkemesince davanını reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin CMK’nın 253/19. maddesi uyarınca uzlaşmanın sağlanmadığına yönelik yaptığı istinaf başvurusunun değerlendirilmisinde;
CMK’nın 253/19. maddesi uyarınca uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Davacı ile sürücü … arasında herhangi bir ödeme olmaksızın uzlaşmanın gerçekleştiği ve Cumhuriyet Savcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacı …, dava dışı sürücü … ile Samsun Cumhuriyet Savcılığı … sor. sayılı dosyasında yapılan uzlaşma kapsamında uzlaşmayı kabul ettiği, davacının kendisine yapılan 20.12.2012 günlü uzlaşma teklif formunu okuyup imzaladığı ve dava tarihi olan 06.01.2020 tarihinden önce Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı … tarafından yapılan uzlaştırma işleminde hazırlanan uzlaştırma tutanağını 09.01.2013 tarihinde imzalayarak, sürücü …’tan maddi ve manevi talepleri olmadığını ve Uzlaşma teklifini bu şekilde kabul ettiğini beyan etmek sureti ile uzlaşmayı kabul ettiği, davacıya 20.12.2012 tarihinde imzalatılan uzlaşma teklif formunda uzlaşmanın hukuki sonuçları kapsamında aydınlatıcı bilgi verildiği anlaşılmakla davacının olayın asıl faili konumunda bulunan sürücü … ile uzlaşmış olması sebebi ile sürücü …’tan rücu imkanı bulunan sigorta şirketi aleyhinde tazminat davası açamayacağı, davacının tazminat davası açma hakkından uzlaşmak sureti ile vazgeçmiş olduğu kanaatine varılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KTK 111 maddesinde 2 yıl süre ile yapılan uzlaşmaların iptali talep edilebileceği düzenlenmiş ise de, öncelikli olarak davacının dava dilekçesi incelendiğinde Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma dosyasından bahsedilmiş ancak söz konusu soruşturmadaki uzlaşmanın iptalini talep ettiği yönünde herhangi bir beyanı bulunmadığı gibi uzlaşma işleminden 2 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra iş bu dava açılmıştır. Bu itibarla KTK 111.maddesinden belirtilen hak düşürücü süre geçmiş olduğundan söz konusu ibranın iptali de talep dilemeyeceğinden davacının davasının reddine karar verilmesinde bir yanlışlık bulunmamaktadır. belirtilen uzlaşmanın iptalini talep ettiği hususu kabul edilemez.
Açıklanan sebeplerle, dosya içeriği, tarafların dayandığı ve davanın niteliği gereğince toplanan deliller, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçe ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkeme kararında HMK 355. maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemelerde ve kamu düzenine yönelik olarak yapılan incelemelerde kararda usul ve esas yönünden yasaya herhangi bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla HMK 352/1-b-1. maddesi gereğince, davacı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin reddi ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 24.01.2022
… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …