Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1153 E. 2022/1815 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1153 – 2022/1815
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1153
KARAR NO : 2022/1815

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2020
NUMARASI : 2018/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 04/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.12.2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/04/2018 günü sürücü belgesiz sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile seyir halinde iken meydana gelen kaza sonucu … ile aynı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığını belirterek 3.200,00 TL daimi maluliyet ile 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 01/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olabileceğini, müterafik kusur indirimi talebinde bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile sürekli iş göremezlikten doğan 7.502,31 TL maddi tazminatın 14/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının geçici iş göremezlik sebebine dayanan maddi tazminat talebi ile sürekli iş göremezlik sebebine dayanan fazlaya ilişkin talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Geçici iş göremezlik zararının niteliği itibarıyla tedavi gideri olmadığını, sürekli maluliyet zararının Yargıtay uygulamasında efor kaybı tazminatı olarak değerlendirildiğini, bundan yola çıkıldığında geçici iş göremezlik zararının da %100 oranında efor kaybı zararı olduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin red gerekçesinin yerinde olmadığını, yerel mahkemece kalıcı iş göremezlik zararının 12.452,94 TL olduğunun kabul edildiğini, davacının müterafik kusurunun olduğundan bahisle bu zarardan %20’lik indirim yaptığını belirterek 7.502,31 TL tahsiline karar verildiğini, bu durumun açık hesap hatası olduğunu belirterek kararın kaldırılarak bu yanlışlığın istinaf incelemesi sırasında düzeltilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50 ve 54. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan maluliyetten kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde;
01/06/2015 tarihinde yürülüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; A.5 maddesinin b bendi gereğince geçici iş görmezlik tazminatları sağlık gideri teminat kapsamında olup davalı şirketin KTK 98. maddesi gereğince sorumluluğu bulunmamakta idi.
Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 Tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; a) Karayolları Trafik Kanun’un 90. Maddesinin Birinci Cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Bölümünde Yer Alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” İbaresi, İkinci Cümlesinde Yer Alan “…ve genel şartlarda…” İbaresinin, b) Kanun’un 92. Maddesinin (i) Bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin bu maddelerdeki “Genel Şartlar” ibarelerini iptal etmesi sonucu zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar, öncelikle Karayolları Trafik Kanununun hükümlerinin, bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda ise Türk Borçlar Kanununun haksız fiile ilişkin hükümlerinin usul ve esasları çerçevesinde belirlenecektir. Bu kanunlarda açıkça düzenlenmiş hususlarda genel şartlar ile kanunun kapsamını daraltan yada genişleten hükümleri uygulanmayacaktır. Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11. ve KTK’nın 95. Maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır.
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; derdest olan eldeki davaya uygulanması gereken iptal kararı gereğince artık geçici iş göremezlik tazminatının teminat içinde olduğu kabul edilerek bu talep yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen 26.10.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatı miktarının 4.908,03 TL olarak hesaplandığı, mahkemenin gerekçesinde davacının alkollü olduğunu bildiği arkadaşı olan sürücünün aracına binerek zararın meydana gelmesinde davacının müterafik kusurunun bulunduğunu kabul ettiğinin görüldüğü ve bu tespitin yerinde olduğu anlaşıldığından, hesap bilirkişisi tarafından hesaplanan geçici iş göremezlik tazminat miktarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Davacı vekilinin kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden müterafik kusur indirimi yapılmasında hesap hatası bulunduğuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen 26.10.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının sürekli iş göremezlikten kaynaklı olarak talep edebileceği tazminat miktarının TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre 1.8 teknik faiz uygulandığında 9.377,89 TL olduğu, PMF Yaşam Tablosu ve Progresif rant formülü uygulandığında 12.452,94 TL olduğu belirtilmek suretiyle terditli olarak hesaplama yapıldığı görülmektedir.
Yerel Mahkeme’nin gerekçeli kararında “… poliçe tarihinde genel şartlara dayandığı yasa hükmü yürürlükte olduğundan genel şartlardaki TRH-10 hesap yöntemine göre belirlenen zarara esas alınarak ve … plakalı aracın sürücüsünün 2,77 promil alkollü olduğunun sürücünün kendi beyanı ile sabit olduğu, davacının alkollü sürücünün aracına binmesi nedeniyle davacının belirlenen zararından %20 müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile; Sürekli iş göremezlikten doğan 7.502,31 TL maddi tazminatın 14/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine… ” şeklinde belirtildiği görülmektedir.
Bu itibarla Mahkemece hesap raporunda yer alan terditli yöntemlerden TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre 1.8 teknik faiz uygulanmasının esas alındığı, buna göre davacının sürekli iş göremezlikten kaynaklı olarak talep edebileceği tazminat miktarının 9.377,89 TL olarak kabul edildiği ve bu miktar üzerinden %20 müterafik kusur indirimi uygulanarak sonuç olarak 7.502,31 TL tazminata hükmedildiği görülmekle, Mahkemece yapılan bir hesap hatasının bulunmadığı, istinaf eden davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde hesap raporu içeriğine yönelik başkaca bir istinaf sebebinin yer almadığı ve ilk derece aşamasında hesap raporuna itiraz edilmediği de dikkate alınarak davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf başvurusu kısmen haklı görülmekle geçici iş göremezlik tazminatına hükmolunmak üzere istinaf talebinin kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.12.2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A) Geçici iş göremezlikten doğan 3.926,42 TL ve sürekli iş göremezlikten doğan 7.502,31 TL olmak üzere toplam 11.428,73 TL maddi tazminatın 14/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3- a-)Alınması gerekli 780,70 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL peşin harç ile 45,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 80,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 699,80 TL nisbi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
b-)İlk derece mahkemesince 10/12/2020 günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
c-)Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan mahsubu ile bakiyesinin tahsilinin istenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL peşin harç ile 35,90 TL başvurma harcı ve 45,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 116,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.054,20 TL tebligat, posta, adli tıp bilirkişi ücretinden kabul red oranına (müterafik kusur indirimi nedeniyle reddedilen kısım hariç tutulmak üzere) karşılık gelen 1.690,35 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden (müterafik kusur indirimi nedeniyle reddedilen kısım hariç tutulmak üzere) AAÜT uyarınca hesaplanan 3.075,05 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
9-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Davacı tarafından yapılan 48,50 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.04/10/2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.