Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/103 E. 2022/484 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/103 – 2022/484
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/103
KARAR NO : 2022/484

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : 2018/… Esas, 2020/145Karar

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : GÜVENCE HESABI –
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ :01/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mersin1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.02.2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerinin oğlu …’ın, kullanmakta olduğu … motorsiklet ile ZMMS yapılmamış olan … plakalı motorsikletin 10/11/2015 tarihinde çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda yaralanarak tedavi gördüğü hastanede 02/04/2016 tarihinde hayatını kaybettiğini, kaza ile ilgili Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 09/02/2017 tarihli raporu ile müvekkillerinin oğlunun kusursuz olduğunun, tüm kusurun diğer sürücü …’da olduğunun tespit edildiğini, konu ile ilgili ceza davası açılarak karşı sürücü …’ın mahkumiyetine karar verildiğini, müvekkilinin davalıya başvurduğunu ve davalı tarafça müvekkilinin zorda bulunmasından faydalanılarak gerçek hak ettiğine göre yetersiz oranda davacı … için 35.039,00 TL, diğer davacı … için 25.155,00 olmak üzere toplamda 60.194,00 TL ödendiğini ve ibraname alındığını, davacı müvekkillerinin yaşamlarının sonuna kadar yardım ve hizmetten yararlanacakları oğullarının desteğinden mahrum kalacak olmaları nedeni ile maddi zararlarının olduğunun, müvekkili … … için şimdilik 1.000,00 TL, müvekkili … … için şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı müvekkillerine verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı taraflara ödemede bulunarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini ve davacıların tüm zararının karşılandığını, davacılara 60.194,00 TL olarak hesaplanan maluliyet tazminatının 12/01/2018 tarihinde müvekkili kurum tarafından ödendiğini, ödemeye ilişkin belgelerin hasar dosyasında mevcut olduğunu, davacı tarafa ödenen tazminatın ibraname mukabilinde ödenmiş olup müvekkili kurumunun başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin kurumunun ibra edildiğini, müteveffa …’ın vefatından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile müvekkilinin kurumuna dava dışı Sacide Buluş’un imam nikahlı eşi olduğu iddiasıyla başvurduğunu, başvuruya ilişkin olarak sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyeti 17/01/2017 tarih ve 26.İ.3605 ve 2017/İHK-141 sayılı kararı verildiğini, mahkeme dosyasının halen derdest olduğunu, açılan ceza davasının soruşturmaya yada kovuşturma safhasında savcılık yada ceza mahkemesi tarafından belirlenen kusur oranı hukuk mahkemesi için bağlayıcı olmadığını, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının ve maluliyet ilişkin tazminatın uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, hesaplanan tazminat miktarı üzerinden müterafik kusur indirimine gidilmesi gerektiğini, bakiye tazminat talebine ilişkin müvekkilinin kurumuna herhangi bir başvuru yapılmadığını, müvekkilinin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile 60.103,44 TL destekten yoksun kalma tazminatının 12/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … …’ a verilmesine, 31.869,95 TL destekten yoksun kalma tazminatının 12/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … …’a verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; 2918 sayılı Karayolları trafik kanunu ve trafik mevzuatı uyarıca ehliyeti olmayan sürücülerin araç kullanmasının yasak olduğunu, yargılamaya konu somut olayda müteveffanın ehliyetsiz olduğunun dosyadaki kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, bu nedenle müteveffanın aracı ehliyetsiz sevk ve idare etmesi, güvenlik önlemlerini almaması ile vefat hali arasında illiyet bağının bulunması sebebi ile söz konusu olayda TBK 52 uyarınca zararı doğrudan fiile razı olduğunu, zararın doğmasında ve artmasında bizzat etkili olduğunu, hesaplanmış olan tazminattan öncelikle müterafik kusur indirimi yapılarak ödenmesi gereken tutarın belirlenmesi gerektiğini, ödenmesi gereken tutarın belirlenmesinin ardından müvekkili kurumca ödenen tazminatın güncellenmesi ve akabinde tenzil edilerek bakiye tazminat miktarı belirlenmesi gerekirken işbu hususlar sayın mahkeme tarafından atlanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 53/3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin müterafik kusur yönünden istinaf sebebinin incelenmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Davalı vekili meydana gelen kazada davacılar murisi müteveffanın koruyucu ekipman takmaması ve ehliyetsiz olması sebebiyle müterafik kusurlu olduğunu, bu nedenle hükmolunacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Zarara uğrayan kişinin kendisinin ehliyetsiz olarak araç kullanması durumunda bunun müterafik kusur değil trafik kusuru oluşturacağı, dosyada alınan kusur raporları ve kaza tespit tutanağına göre davacılar murisinin kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığının tespit edildiği anlaşıldığından ehliyetsiz araç kullanılması nedeniyle müterafik kusur indiriminin uygulanmasının söz konusu olamayacaktır.
Dosya kapsamında müteveffanın ölü muayene ve otopsi raporunun incelenmesinde trafik kazasına bağlı olarak beyin kanaması ve uzun süre tedavi görmesine bağlı solunum ve dolaşım yetmezliği sonucu vefat ettiği, yaralanmanın niteliği ve ölüm sebebi dikkate alınarak davacılar murisinin kaza nedeni ile zararın meydana gelmesinde ve/veya artmasında müterafik kusur atfedilecek bir eyleminin bulunduğu, bu nedenle davacılar lehine hükmolunacak tazminattan indirim yapılması gerektiği, bu durumda müterafik kusur nedeniyle tazminat miktarından %20 oranında indirim yapılmasının Yargıtay uygulamalarına ve hakkaniyete uygun olacağı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Davalı vekilinin müterafik kusur indirimi yapılarak bakiye tazminatın belirlenmesine yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde;
Davalı vekili tarafından hesaplanmış olan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak ödenmesi gereken tutarın belirlenmesinin ardından, yargılamadan önce ödenen tazminatın güncellenmesi ve akabinde tenzil edilerek bakiye tazminat miktarı belirlenmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dava konusu yargılamadan önce davalı sigorta şirketi tarafından davacı … için 35.039,00TL, davacı … için 25.155,00TL olmak üzere toplam 60.194,00TL ödemenin 12.01.2018 tarihinde davacılar vekiline yapıldığı ve davacılar vekili tarafından 11.01.2019 tarihli makbuz ve ibraname başlıklı belgenin imzalandığı anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler), sonra da tazminattan takdiri indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde (mülga 818 sayılı BK’nun 43. maddesi) düzenlenen hatır taşıması indirimi ve 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde (mülga 818 sayılı BK’nun 44. maddesi) düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanacaktır.
Davacılar desteğinin ölüm nedeninin “trafik kazasına bağlı olarak beyin kanaması ve uzun süre tedavi görmesine bağlı solunum ve dolaşım yetmezliği ” olduğu, desteğin baş bölgesinden yaralanmasının kaza sırasında kaskının takılı olmamasından kaynaklandığı, kask takmamasının zararın meydana gelmesinde etkili olduğu, desteğin bu eyleminin müterafik kusur oluşturacağı kabul edilerek ve Yargıtay’ın istikrarlı uygulamalarına göre BK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerekmektedir.
Ancak; söz konusu bu indirim hesap bilirkişisi tarafından belirlenen zarar üzerinden yapılması,”…hakim tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” şeklinde sevk edilen TBK m.52 karşısında isabetsiz olacaktır. Zira indirim zarar miktarı üzerinden değil bakiye zarara ilişkin tazminat miktarı üzerinden yapılması gerekmekte, hesaplamanın bu şekilde yapılması davacılar lehine sonuç doğurmaktadır.
Bu itibarla davalı tarafından ibraname kapsamında yapılan ödemelerin ödeme tarihi itibariyle zararı karşılayıp karşılamadığının tespiti; ödeme tarihi itibariyle belirlenen tazminat miktarından yapılan ödemenin çıkarılması suretiyle yapılacak olup müterafik kusurun varlığı halinde yapılacak indirim bu hesabın yapılmasında dikkate alınmayacaktır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi haklı bulunmamıştır.
Her iki istinaf sebebinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde sonuç olarak;
Bu durumda mahkemece, davacı için hesaplanan tazminat miktarından öncelikle davalı tarafından yapılan ödeme tutarının mahsup edilmesi, daha sonra belirlenen bedeller üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması suretiyle sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/4153 E – 2020/4510 K; 2019/4295 E – 2020/4509, 2019/934 E – 2020/6205 sayılı kararı vb kararları)
Buna göre, davalı tarafından yapılan ödemelerin ayrı ayrı davacı … … ve … …’ın zararını karşılamaması sebebiyle destekten yoksun kalma zararının bilirkişice hesaplanan güncel veriler baz alınarak davacıların zararının belirlenmesi gerektiği, buna göre bilirkişi tarafından davacı … … için hesap tarihi itibariyle hesaplanan 100.671,88 TL destek zararının bulunduğu, daha önce davalı tarafından yapılan ödemenin güncel değerinin 40.568,44 TL olarak hesaplandığı, bu ödemenin bu zarardan düşülmesi gerektiği kanaatine varılarak, neticede davacı … …’ın bakiye 60.103,44 TL oğlunun vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma zararının bulunduğu, bilirkişi tarafından davacı … … için hesap tarihi itibariyle hesaplanan 60.004,62 TL destek zararının 29.124,67 olarak hesaplandığı, bu ödemenin bu zarardan düşülmesi gerektiği kanaatine varılarak, neticede davacı … …’ın bakiye 31.869,95 TL oğlunun vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma zararının bulunduğu, kaldı ki mahkemece bu yönde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı … …’ın rapor tarihine göre güncel veriler üzerinden hesaplanan bakiye 60.103,44 TL zararının, davacı … …’ın ise bakiye 31.869,95 TL zararının bulunduğu, davacılar desteğinin müterafik kusuru nedeniyle belirlenen tazminat miktarından takdiren %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, bu itibarla davacı … … için 48.082,75TL, davacı … … için 25.496,00 TL tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği halde davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemekle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca müterafik kusur indirimi uygulanmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden davalı vekili lehine müterafik kusur nedeniyle yapılan indirimden dolayı vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.02.2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
2-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
A) 48.082,75 TL destekten yoksun kalma tazminatının 12/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … …’ a verilmesine,
B) 25.496,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 12/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … …’a verilmesine,
C)Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3- a-)Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 5.026,16 TL harçtan dava açılırken peşin alınan 35,90-TL peşin harcın ve 310,00 Tl ıslah harcının, mahsubu ile bakiye 4.680,26 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
b-)İlk derece mahkemesince 27.02.2020 günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine, tahsil edilmiş ise fazla ödenen kısmın iadesine,
4-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden kaza tarihi itibariyle yürülükte bulunan AAÜT ye göre hesaplanan 10.365,23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5- Hakkaniyet ve takdiri indirim nedeniyle reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç, 310,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 381,80 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7- Davacı tarafından yapılan posta gideri, tebligat gideri, bilirkişi ücretinden ibaret toplam 705,00 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranı dikkate alınarak 564,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
9-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Davalı tarafından yapılan 54,50 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
12-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.
01/03/2022

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.