Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1014 E. 2022/1691 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1014
KARAR NO : 2022/1691

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2020
NUMARASI : 2017/… Esas, 2020/…Karar

DAVACI : … -TC NO: …

VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA :Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 20/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/…Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/06/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; müvekkil …’ın yolcu konumunda olduğu sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya neden olan …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kaza tarihi olan 12/06/2015 tarihinde davalı …ye trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, kaza neticesinde müvekkil …’ın bedensel zarara uğraması nedeni ile üniversite öğrencisi olduğu da göz önünde bulundurularak 6100 sayılı Yasa’nın 107. Mad. Uyarınca toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatının temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı araç müvekkil şirket tarafından 29/11/2014-2911/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı … poliçesi ile sigortalı olduğunu, ödeme tarihi itibari ile hesap yapılarak; davacının müterafik kusuru ve varsı hatır taşıması dikkate alınmak sureti ile müvekkil şirket tarafından yapılan ödemenin yeterli olduğunun tespitini, yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacının müterafik kusur ve hatır taşıması gözetilerek hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kaza tarihinden faiz taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kısmen kabulüne 2.970,74 TL geçici iş göremezliğe dayanan maddi tazminatın 15/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalıcı iş göremezliğe yönelik maddi tazminat talebinin reddine kesin olarak karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Müvekkilinin maluliyeti ile Heyetin belirlediği maluliyet oranının ve iyileşme sürecinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmadığından işbu raporu kabul etmediklerine dair itiraz dilekçelerini sunduklarını ancak Yerel Mahkemece itirazlarının değerlendirilmediğini, müvekkilinin pelvis kırığı, sağ el bileğindeki açık ve enfekte yaraya tendon yapıldığını, kalçada ağrı ile başvurunun yapıldığını ve sakruma yakın bölgede vertikal fraktürü olduğu açık bir şekilde görülmekte olduğunu, müvekkilinin hala ağrısının olduğunu, sağ kolunda kalıcı skar izinin olduğunu, denetime açık olmayan, gerçeği yansıtmayan ayrıca rapor tanzim tarihi doğrultusunda yönetmeliğe uygun olmayan raporun hükme esas alınmasını kabul etmediklerini, Marmaris İlçe Devlet Hastanesinin 12.06.2015 tarihli genel adli muayene raporunda sağ üst dudakta kesi mevcut olduğunun belirtilmiş olduğunu, itirazı konu olan raporda bu durumun hiç değerlendirilmediğini, 21.09.2016 tarihli Denizli Devlet Hastanesi kurul raporu sonucuna göre, dudakta vertikal kesi- skarın kalıcı maluliyet oranı %3 olduğu tespit edildiğini, yüzünde kalıcı sabit bir mevcut olduğunu, itirazı konu olan rapora göre oran tayin edilmemesinin ne yaşam hakkına ne hakkaniyete ne sorumluluk hukukuna uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, kararın kesin olarak verilmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.
05/03/2021 TARİHLİ EK KARARA KARŞI İSTİNAF NEDENLERİ; Karara karşı davacı vekili; Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 12.11.2020 tarihli 2017/… Esas ve 2020/…sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğunun doğduğunu, ancak 05.03.2021 tarihinde kararın kesin olmasından dolayı taleplerinin haksız yere reddedildiğini, açtıkları davanın belirsiz alacak davası olduğundan dolayı miktar yönünden kesin olmak üzere karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek 25.02.2021 tarihinde sundukları istinaf dilekçesindeki itirazları doğrultusunda esasa girilerek istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50 ve 54. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, kalıcı iş göremezlik tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemesince 12/11/2020 tarihinde verilen söz konusu kararın kesin olduğu belirtilmiş ve buna göre gerekçeli karar oluşturulmuştur. Gerekçeli karara karşı davacı vekili süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunmuş, Mahkemesince HMK 346 maddesi gereğince 05/03/2021 tarihli ek karar ile verilen kararın kesin olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin ek kararı davacı vekiline usulünce tebliğ edilmiş, bu ek karara karşı da davacı vekili süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekilinin Mahkemenin 05/03/2021 günlü ek kararına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede;
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacının 22/02/2017 tarihli dava dilekçesi ile HMK’nun 107. maddesine dayalı olarak 100,00 TL tutarlı belirsiz alacak davası açtığı anlaşılmaktadır. Dosyada kusur, maluliyet ve hesap raporlarının alındığı ancak dava dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı talebi haricinde kalıcı iş göremezlik tazminatının da talep edildiği, alınan maluliyet raporunda davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığının tespit edildiği, davacı vekilince maluliyet raporuna itiraz edildiği, hesap bilirkişisi tarafından geçici iş göremezlik tazminatına yönelik hesaplamanın yapıldığı ancak maluliyet raporunda kalıcı maluliyetinin bulunmadığı belirtildiğinden kalıcı iş göremezlik tazminatı hesaplamasının yapılmadığı, davacı vekili tarafından sunulan talep arttırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminat talebinin arttırıldığı, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğu, mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince belirsiz alacak davasına ilişkin davada verilen kararın kesin olmasından söz edilemeyecektir. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin 12/11/2020 günlü kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin kararın esasına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusu bakımından yapılan değerlendirmede;
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerekmektedir.
Açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda, kaza tarihinin 12/06/2015 olup mahkemesince hükme esas alınan 23/01/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporlarının, kaza tarihi olan 12/06/2015 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, davacıların son film ve grafileri incelenmek sureti ile raporun hazırlandığı, Denizli Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen kurul raporunda belirtilen maluliyet oranının yerleşik Yargıtay uygulamalarında belirtilen şekilde teşekkül etmeyen heyet tarafından ve ilgili yönetmelik hükümleri esas alınmayarak düzenlenmiş olması nedeniyle hükme esas alınan ATK raporuyla çelişki oluşturmayacağı, kemik kırığının ya da dudakta kesinin tek başına maluliyete sebep olmayacağı anlaşılmakla, davacılar vekilinin soyut beyana dayalı istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.20/09/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.