Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1006 E. 2022/1246 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1006 – 2022/1246
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1006
KARAR NO : 2022/1246

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 13/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/10/2008 tarihinde sürücüs … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs ile Malatya ili istikametinden Adıyaman İli istikametine seyir halindeyken hızını yol ve trafik şartlarına göre ayarlamadan şerit ihlali yapması suretiyle aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde çift taraflı, ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda bulunan müvekkili … …’ın oğlu … … ve diğer müvekkil … …ın oğlu … …ın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü … …’ın hazını yol ve trafik şartlarına göre ayarlamadan şerit ihlali yapması nedeniyle direksiyon hakimiyetini yitirmesinden dolayı asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; her bir müvekkili için 100,00’er TL olmak üzere toplam 200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; davacı … … için 8.782,40 TL, davacı … … için 13.096,86 TL destekten yoksun kalma talebi tazminatının dava tarihi olan 15/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının dava konusu kazaya ilişkin Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonunun 22/09/2020 tarihli kararı ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararında başvuruna 60.537,34 TL ödenmesine hükmedildiğini, söz konusu karara karşı itiraz edildiğini, ancak İtiraz Hakem Heyeti Kararı sonucu itirazın reddine karar verildiğini, karara karşı temyiz yoluna başvurulmaması nedeniyle hükmün kesinleştiğini, bu nedenle davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerekirken aleyhe hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacı … ile müvekkili şirket arasında yapılan sulh görüşmelerinde uzlaşmaya varıldığını ve davacıya ödeme yapıldığını, bu nedenle Başvurunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul manasına gelmemek kaydıyla hükmedilen faizin yasal faiz olması gerektiğini, ayrıca mahkemece kusur oranları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin davacı … yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili davacı …’ın dava konusu kazaya ilişkin Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunduğunu, karara karşı temyiz yoluna başvurulmaması nedeniyle hükmün kesinleştiğini, bu nedenle davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerekirken aleyhe hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
Tahkim Komisyonunun verdiği kararlar, mahkeme kararları gibi ilam niteliğinde olup; ilama konu alacak yeniden bir davaya konu edilemez.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacı … tarafından dava konusu uyuşmazlık hakkında 19/06/2020 tarihined Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulmuş, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından 22/09/2020 tarihli … Karar sayılı kararı ile dosyamız davasının başvurusunun kabulü ile 60.537,34 TL’nin 24/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verildiği, söz konusu karara yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından 08/12/2020 tarih … Karar sayılı karar ile davacı … tarafından yapılan itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasındaki belgelerden İtiraz Hakem heyeti tarafından verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği bu karara karşı temyiz yoluna başvuru yapılıp yapılmadığı anlaşılamadığından dairemizce Sigorta Tahkim Komisyona müzekkere yazılmış olup gelen cevabi yazıya göre; söz konusu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 08/12/2020 günlü kararın dosyamız davacısı … …a ve sigorta şirketine 11/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ve 2 haftalık temyiz süresi içinde İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı temyiz yoluna başvurulmadığı ve kararın 28/12/2021 günü itibari ile kesinlemiş olduğu anlaşılmıştır

01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 114. Maddesinde aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartı olarak düzenlenmiş olup dava şartı yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gereken bir husustur. Somut olayda davacı …tarafından davalı sigorta şirketine karşı açılan dava davalı sigorta şirketi tarafından istinaf edilmiş olmakla halen derdest olup dava şartının varlığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Sigorta tahkim komisyonun 22/09/2020 tarihli ve … Karar sayılı kararıyla davacı … yönünden davaya konu uyuşmazlık konusunda karar verdiği bu karara yapılan itiraz üzerine itiraz Hakem Heyeti tarafından 08/12/2020 günlü karar ile itirazın reddine karar verildiği İtiraz Hakem heyeti kararınının dosyamız davacısı … …’ vekiline ve sigorta şirketine 11/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ve 2 haftalık temyiz süresi içinde İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı temyiz yoluna başvurulmadığı ve kararın 28/12/2021 günü itibari ile kesinlemiş olduğu anlaşılmakla, HMK 114/1-i ve 115 maddeleri gereğince kesin hüküm gereğince bu davacı yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği halde, bu davacı yönünden de davanın esastan kabulü hatalı olmuştur. Bu yönü ile davalı vekilinin davacı … yönünden yapmış olduğu istinaf başvurunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin faize yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar mahkemece hükmolunan tazminata yasal faiz hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, kazaya neden olan … plaka minibüsün ruhsat kaydında kullanım amacı “ticari” olduğundan davada temerrüt faizi olarak ticari faize hükmedilmesi yerinde görülmekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin kusura yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar mahkemece kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu ileri sürmüş ise de,
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”
Somut olayda Mahkemesince hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun davalı sigorta vekiline 06/11/2019 gününde usulünce tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından süresi içerisinde itiraz edilmemekle kesinleşen raporlara karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nınHMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davacı … … yönünden davanın HMK’nın 114/1-i ve 115. Maddeleri gereğince reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE;
2-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
3-a)-Davacı … … tarafından açılan davanın HMK’nın 114/1-i ve 115. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
3-b)-Davacı … … yönünden 8.782,40 TL destekten yoksun kalma talebi tazminatının dava tarihi olan 15/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı … …’a verilmesine,
4-Alınması gereken 599,93 TL karar ve ilam harcından ıslah harcı ile birlikte peşin alınan 110,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 489,03 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç ve 75,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 146,80 TL harcın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 188,70 TL posta gideri, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.088,77 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 437,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davalı … … yönünden davanın reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı … …dan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

İstinaf giderleri bakımından;
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
12-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
13-Davalı tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 67,45 TL istinaf giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 40,37 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/06/2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır