Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1978 E. 2021/2089 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1978 – 2021/2089
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1978
KARAR NO : 2021/2089

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : …
NUMARASI : …

DAVACILAR : …


VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : ….
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2021

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …….. tarih ve ….. Esas, …… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 20.06.2018 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken tıra yol vermek için geri geri manevra yaptığı esnada yaya …’a çarpması neticesinde tek taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ın yeterli dikkat ve özeni göstermediğinden tam kusurlu olduğu tespit edildiğini, kaza nedeniyle yaya müvekkil … ağır bir şekilde yaralandığnı, bu nedenle 100-TL sürekli iş gücü kaybı tazminatının, sigorta şirketi yönünden sigorta limitini aşmamak üzere, temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eksik evrakla başvuru yapıldığını bu nedenle davanın usulden reddolması gerektiğini, bu nedenle de temerrüde düşmediklerini, uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini, müterafik kusur indirimin yapılması gerektiğini, kusur oranında ve poliçe limitiyle sorumlu olduklarını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile, 100.859,50 TL tazminatın sigorta temerrüt tarihi olan 21/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan hesap raporunda uygulanan tekniğin hatalı olduğunu, hesaplamada kullanılan TRH 2010 ve 1,8 teknik faizin uygulanmasını kabul etmediklerini belirterek ilk derece mahkemesi kararının bu yönü ile kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aynı kaza ve hastaya ilişkin iki farkl maluliyet oranı tespit edildiğini, söz konusu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya içerisinde mübrez birden fazla bilirkişi raporu arasında çelişki olması durumunda iş bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, mahkemece bu konudaki itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, ayrıca davacının kaza esnasında yaralanmasını önleyecek koruyucu tedbirleri almadığını, bu nedenle hükmedilecek olan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili ve davacı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekilinin hükme esas alınan maluliyet rapora ve hazırlanış usulüne yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan 04.06.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. ihtisas kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 20.06.2018 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, bu yönü ile davacının kalıcı bir maluliyetinin %20 olarak tespit edildiği, başka bir anlatımla iş bu trafik kazasına bağlı olaşan cismani zarar arasında illiyet bağı kurularak kalıcı maluliyetinin usulüne uygun şekilde tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı vekilinin müterafik kusur indirimine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın artmasına etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun azalması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, 20.06.2018 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken tıra yol vermek için geri geri manevra yaptığı esnada yaya …’a çarpması neticesinde tek taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelene zararda davacıya, zararın artmasına neden olacak herhangi bir müterafik kusur yüklenemeyeceğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuşutur.
Davacılar vekilinin hükme esas alınan hesap rapora yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davalı vekiline, hükme esas alınan 20.07.2020 havale tarihli hesap raporu usulüne uygun şekilde 26.07.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, yargılama aşamasında süresi içinde ilk derece mahkemesine herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Aynı yöndeki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2017 gün ve 2015/3253 E.-2017/9419 K. Sayılı kararında özetle; “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı düşünülmelidir…” denilmiştir. Aynı husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8676 E, 2018/2775 K; 2013/11884 E, 2015/835 K; 2015/8056 E, 2017/2988 K sayılı içtihatlarında ve benzer içtihatlarda, Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin …….. Esas, …….. K sayılı kararında da benimsenmiştir.
Bu nedenle süresinde hükme esas alınan hesap raporuna itiraz edilmemekle kesinleşen rapora karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 4,90 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 6.889,71 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 1.627,50 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 5.262,21 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY İLGİLİ HUKUK DARİESİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.14/12/2021

Başkan . Üye . Üye . Katip .
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır