Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1962 E. 2021/2021 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1962 – 2021/2021
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1962
KARAR NO : 2021/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/03/2017 tarihinde Mersin il genelinde gerçekleşen şiddetli yağmur neticesinde, alt yapının yetersiz kalması nedeniyle bazı bölgelerde su baskınlarının oluştuğunu, müvekkili şirketin Mezitli şubesinin doğu cephesinde davalı şirketin faaliyet gösterdiğini, yağışlar sırasında davalı şirketin sokağı su geçirmez demir bariyerler ile tamamen kapattığını, bu nedenle taşan suyun akacak yer bulamadığından müvekkiline ait bina içerisinde su baskınına sebep olduğunu, baskın nedeniyle müvekkilinin iş yeri ve mallarının hasar gördüğünü ve yüksek miktarda maddi zarara uğradığını, müvekkili şirkete … Sigorta şirketi tarafından hasarın yalnızca 1.166.879,34 TL lik kısmının ödendiğini, ancak bu ödemenin müvekkili şirketin zararının tümünü karşılamadığını, müvekkili şirketin su baskını nedeniyle deposundaki tüm malların kullanılamaz ve satılamaz hale geldiğini, iki ay faaliyet gösteremediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL nin olay tarihi olan 03/03/2017 tarihinden itibaren uygulanacak faizi ile beraber tahsilini istemiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin haksız bir eylemi olmadığı gibi yaptığı bir eylem ile davacının zararı arasında da bir uygun illiyet bulunmadığı için husumet yönünden davanın reddini talep ettiklerini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının işyerinde oluşan zarara sebep olan olayın sorumlusunun müvekkili şirket olmadığını, müvekkilinin 29 Aralık 2016 tarihinde Mersin ilinde yaşanan sel felaketi sebebiyle çok büyük zarara uğradığını, 29.12.2016 tarihinde meydana gelen yağış felaketini davacı afet olarak nitelendirmemiş ise de o gün yaşananların normal sayılacak bir durum olmayıp Mersin Valiliği, Mersin Belediye Başkanlıkları tarafından mücbir sebep olarak kabul edildiğini. o tarihlerde yaşanan zararların açılan bu haksız davada müvekkili işyeri sigorta şirketi … sigorta tarafından sigortalanmış bulunduğundan davaya dahil edilmesi ya da ihbar edilmesini talep ettiklerini, ayrıca kabul anlamına gelememek üzere, davacının uğradığı bütün zararların müvekkilinden kaynaklanmasının imkânsız olduğunu, Müvekkilinin sadece kendini koruma amaçlı önlemler aldığını, bahsi geçen tutanakta sadece suyun müvekkilinin işyerinin içine girmemesi için çok kısa olan bariyerle kapatıldığını, ancak bu bariyerle davacı şirketin işyerine su akışı gitmediğini, arasındaki mesafe ve denize doğru eğim olması sebebiyle suların aşağıya doğru boşaldığını, yağışlar nedeniyle müvekkilinin işyerinde de çok önemli hasarlar oluştuğunu, davacının zararı ile müvekkilinin koruyucu önlemleri arasında bir bağ bulunmadığını, davacının işyerinde oluşan zararın miktarının da çok fahiş olduğunu, zarar miktarının afaki sebepler oluşturularak çok yüksek değerlere çıkartıldığını, Zararın zaten kendi sigorta şirketinin karşılamış olması nedeniyle davacı tarafın iyiniyetli hareket etmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan ve oldukça soyut, afaki, subjektif olan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, dosyadaki video ve fotoğraflar incelenmeden hatalı rapor düzenlendiğini, söz konusu olayın mücbir sebep olmadığını, haksız fiilin davalı tarafından yapıldığının ortada olduğunu, bilirkişinin müvekkilinin koruyucu önlem almadığından bahsettiğini ancak gerek önceki bilirkişi beyanlarından gerekse tanık beyanlarından kum torbalarla tampon yapıldığının dosyada mevcut olduğunu, buna rağmen bu şekilde bir sonucu bağlanmasının taraflarınca kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin uğramış olduğu zararın sorumlusunun davalı şirket olduğunu, yeniden keşif yapılarak rapor alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, davalı şirketin yolu kapatması sonucu yağmur sularının davacının iş yerine dolmasına sebep olduğu sebebi ile açılan tazminat davasıdır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından ikinci bilirkişi raporunun keşif yapılmadan ve dosyadaki video ve fotoğraflar incelenmeden alındığı, zararın davalının eylemi neticesinde gerçekleştiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tarafların iddia ve savunmaları, alınan tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporları ile ek raporun birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davacı vekili tarafından 03/03/2017 tarihinde Mersin il genelinde gerçekleşen şiddetli yağmur neticesinde, alt yapının yetersiz kalması nedeniyle bazı bölgelerde su baskınlarının oluştuğu, yağışlar sırasında davalı şirketin sokağı su geçirmez demir bariyerler ile tamamen kapatması nedeniyle taşan suyun akacak yer bulamadığından müvekkiline ait bina içerisinde su baskınına sebep olduğu, baskın nedeniyle müvekkilinin iş yeri ve mallarının hasar gördüğünü ve yüksek miktarda maddi zarara uğradığı, müvekkili şirketin su baskını nedeniyle deposundaki tüm malların kullanılamaz ve satılamaz hale geldiği ve iki ay faaliyet gösteremediği belirtilerek tazminat davası açılmış olup, alınan bilirkişi heyeti raporu ile …. Sokağın demir kapı ile kapatılmasa dahi sokakta su birikintisinin olacağı ve davacı şirketin olay tarihindeki deposundaki giriş katının yola yakın olmasından dolayı yine su gireceğinin görüldüğü, olay tarihinde sokakta su birikmesinin asıl sebebinin ya aşırı yağışlardan kaynaklı olabileceği ya da logarın su çekmemesinden kaynaklanabileceği belirtildiği, alınan 2. Bilirkişi raporluna göre ise, davacı zararının davalının …. Sokağı su geçirmez bariyerle kapatması sonucunda davacının dükkanına yağmur suyunun girdiğine ilişkin bir tespit bulunmadığı, buna ilişkin yapılan teknik tespitlerin esas alınması ve bunu izale edebilecek başkaca delil olmadığından hasarın meydana gelmesinde davalı iş yerinin kusurunun bulunmadığı, davacı iş yerinin sel felaketine karşı alabileceği bir önlem olduğu halde bir su baskınını önleyecek şekilde bir önlem almadığının dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı, davalı şirkete yüklenecek bir kusurun olmadığının belirtildiği, dinlenen tanık anlatımları, sigorta şirketinin eksper raporu ve itfaiye raporundan da anlaşılacağı üzere davacı iş yerinde meydana gelen hasarın sel ve su baskınına bağlı olarak meydana geldiği, sel felaketinin mevzuat çerçevesinde mücbir sebepler arasında yer aldığı, toplanan delillere göre davacının zararı ile davalının demir bariyerler ile kapatması eylemi arasında arasında da uygun illiyet bağının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyada alınan her iki bilirkişi raporu ve ek raporunda davacı vekilinin tüm itirazlarının değerlendirildiği, davacının iş yerinde meydana gelen zararın davalının yolu kapatmasından kaynaklandığının tespit edilemediği, bu haliyle davalının zarardan sorumlu olduğu ispatlanamadığından Mahkemece yapılan tespitler dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,

3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.07/12/2021

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.