Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1947 E. 2022/316 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1947
KARAR NO : 2022/316

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 14/02/2022
GEREKÇELİ
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.09.2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.10.2016 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyir halinde iken oluşan tek taraflı trafik kazasında motosiklet üzerinde yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığını, sürücüsü kusurlu olan … plakalı motosikletin ZMMS poliçesinin … Sigorta tarafından düzenlendiğini, başvuru yapılmasına rağmen talebin karşılanmadığını, işbu nedenlere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; 100,00 TL (50,00 TL geçici, 50,00 TL sürekli) işgöremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 11.02.2019 tarihli dilekçesi ile dava değirini 55.236,25 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihindeki ZMMS poliçesinin müvekkili tarafından düzenlendiğini, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet yönünden Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerektiğini, müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, geçici işgöremezlik yönünden sorumlulukları bulunmadığını, SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılmış ise tazminattan indirilmesi gerektiğini sonuç olarak davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; 50 TL değerli olarak açılan geçici iş göremezliğine ilişkin talebin reddine, kalıcı yaralanmaya ilişkin tazminat davasının kabulü ile, 55.236,25 TL’nin temerrüt tarihi olan 23/03/2017 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; 29.05.2020 tarihli hesap bilirkişi raporunda Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları esas alınarak TRH-2010 yaşam tablosuna göre hesap yapılmış olduğunu ancak Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli kararıyla 2918 sayılı KTK’nin 90. Maddesinden genel şartlara atıf yapan ibareler Anayasa’ya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiş olduğunu ve bundan dolayı genel şartlarda esas alınan TRH-2010 yaşam tablosuna dayanarak hesap yapılmasının kanuna aykırı olduğunu, Yargıtay’ın genel içtihatlarına dayanarak PMF-1931 yaşam tablosunun esas alınarak tekrardan hesaplama yapılması gerekmekte olduğunu, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabul edilerek usuli kazanılmış haklarının gözetilmesini ve talepleri doğrultusunda (asgari ücret ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; Yürürlükte bulunan maluliyet yönetmeliğine göre değerlendirme yapılmasının gerekmekte olduğunu, yerel mahkemece, içtihatlara aykırı olarak karar verildiğini, hatır taşımasına ilişkin itirazlarının reddedilmiş olmasının hatalı olduğu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar gereği geçici iş göremezlik zararı sağlık giderleri teminatına alınmış ayrıca sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu ve sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığının açıkça belirtilmiş olduğunu, davacının bu yöndeki taleplerinin reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin sorumluluğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla; Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları B-2 Maddesi gereği sigorta şirketinin temerrüdü başvuruya esas tüm belgelerin gönderilmesini takip eden 8. iş günü gerçekleştiğini, mahkemece dahi bir kaç kez bilirkişi incelemesi yapılarak tarihin ancak tespit edilebildiğini, müvekkili şirketin zararı belirleyemediğinden ödeme yapılamamış olduğunu, sigorta şirketi için temerrüt tarihinin ancak ve ancak zararın belirlenebilir olduğu tarihte başlayabilecek olduğunu bu nedenle temerrüt tarihi olarak ıslah tarihinin kabul edilmesini talep ettiklerini beyan ederek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin hatır taşıması indirimine ilişkin yaptığı istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Somut olayda; davaya konu trafik kazasında, davacı …’ın arkadaşı …’ın sevk ve idaresindeki motorsiklette yolcu olarak bulunduğu esnada kazanın gerçekleştiği, menfaat güdülmeden arkadaşı … tarafından evine bırakılmak için motosiklete bindiği dosya içindeki ceza soruşturmasındaki beyanlardan anlaşılmıştır. Bu durumda davacı yönünden hatır taşımasından bahsedilebileceğinden, mahkemece %20 oranında toplam tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılmaması hatalı olmuştur. Bu nedenlerle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Davalı vekilinin müterafik kusur indirimine ilişkin yaptığı istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın artmasına etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun azalması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, 11.10.2016 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki motorsiklet ile seyir halinde motorda yolcu olarak bulunun davacının ayak bileğinden %5 oranında malul kalacak biçimde yaralandığı, buna göre dosya kapsamından, davacının rahatsızlığının ayak bileği kısıtlılığına dayandığından davacının yaralanmasının kask takılması zorunlu baş bölgesinden olmayıp bacak bölgesinden kaynaklandığı için müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirir bir durum yoktur. Koruyucu kıyafet kullanmadığını, dizlik takmadığını bu nedenle maluliyet oranının arttığını belirmiş ise de Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuşutur.
Davalı vekilinin faiz başlangıç tarinihe ilişkin yaptığı istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı … şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Bu nedenle faiz başlangıç tarihi yönünden yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacı vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 2. ihtisas kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 11.10.2016 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, bu yönü ile davacının kalıcı bir maluliyetinin %5 olarak tespit edildiği, başka bir anlatımla iş bu trafik kazasına bağlı olaşan cismani zarar arasında illiyet bağı kurularak kalıcı maluliyetinin usulüne uygun şekilde tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacı vekilinin hükme esas alınan hesap raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
İlk derece mahkemesinin karar tarihinde, 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı ve bu karar ile uyumlu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6271 Esas ve 2020/8104 Karar sayılı 03/12/2020 günlü kararlarında belirtilmiş olduğu gibi TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi ve %10 arttırma %10 eksiltme yöntemine göre davacının talep edebileceği tazminat miktarlarının hesaplanması gerekmektedir.
Hükme esas alınan hesap raporuna yukarıda belirtilen yöntemlence hazırlanmadığı ve davacı vekilinin süresi içinde itiraz ettiği dikkate alındığında, dairemizce, raporun sunulduğu tarihteki asgari ücret verileri ve açıklanan yöntemler kullanılarak hesap uzmanı bilirkişi …’dan ayrıntılı, açıklamalı, denetime elverişli 19.01.2022 havale tarihli hesap raporu alındığı ve taraflara tebliğ edilerek itirazları değerlendirilmiştir.
Bu rapora göre davacının gerçekleşen kaza neticesinde 58.333.00 TL kalıcı maluliyetten kaynaklı zararın oluştuğu anlaşılmakla, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Davacı vekilinin reddedilen geçici işgörmezlik tazminatına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Dairemizce alınana, 09.01.2022 havale tarihli hesap raporundan da anlaşılacağı üzere davacıya SGK tarafından geçici işgörmezilikten kaynaklı olarak 5.789,89 TL ödeme yapıldığı ve yine davacın talep edebileceği geçici işgörmezlikten kaynaklı olarak 5.446,31 TL olduğu dikkate alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Söz konusu kalıcı maluliyetten kaynaklanan tazminat hatır taşıması indirime nedeni ile mahkemece yanılgı bir değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının hatalı olduğu kanaatine varılmakla taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun, duruşma yapılmadan, bu yönüyle kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.09.2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-50,00 TL değerli olarak açılan Geçici iş göremezliğine ilişkin talebin REDDİNE,
3-Kalıcı yaralanmaya ilişkin tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE, 46.666,40 TL’nin temerrüt tarihi olan 23/03/2017 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
Harç yönünden:
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.187,78 karar harcından, peşin ve ıslah ile alınan 219,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.967,89 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
5-Davacı tarafından yapılan harç toplamı 251,29 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan Adli Tıp Ücreti, bilirkişi ücreti, tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.414,10 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 2.411,92 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmının davacının üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
8-Kabul edilen kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 6.866,33 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Hatır taşıması indirimine bağlı olarak reddedilen kalıcı iş göremezlik tazminatı için davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan red edilen geçici iş göremelik talebi yönünden AAÜT uyarınca hesap olunan 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
İstinaf giderleri açısından;
11-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Taraflarca yapılan istinafa dosya gönderme ücretinin üzerlerinde bırakılmasına,
14-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 14.02.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır