Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1937 E. 2021/1989 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1937 – 2021/1989
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1937
KARAR NO : 2021/1989

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VELİSİ : …
VELİSİ : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 06/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın ZMM sigortası davalı tarafından düzenlendiğini, 02.03.2016 tarihinde … idaresindeki sigortalı aracın yaya davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığını, kazadan dolayı davacının uğradığı zararın (kalıcı çalışma gücü kaybı ve geçici iş görmezlik zararı) karşılanmadığı ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 100,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davacının iyileşme döneminde uğradığı bir kazanç mahrumiyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Karara karşı davacı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle günlük yaşamına devam edemediğini, ciddi kırıkları olan, bu kırıklar nedeniyle tedavi edilen 9 ay iyileşme süresi olduğu tespit edilen bir kışının kalıcı maluliyetinin olmadığının kabul edilemeyeceğini, hükme esas alınan maluliyet raporunu kabul etmediklerini, davacının maluliyetinin 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmesi gerektiğini, mahkemece söz konusu taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını söz konusu yönetmelik hükümleri çerçevesinde rapor düzenlenmesi için dosyanın ATK’na yeniden gönderilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55, ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan maluliyet rapora ve hazırlanış usulüne yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Davacının kaza nedeniyle çalışma gücü kaybına uğrayıp uğramadığının belirlenmesi amacıyla ilgili mercilerden tedavi belgeleri getirtilerek 02.05.2018 tarihli ara kararı ile Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alınmasına karar verilmiştir. Davacı tarafa bu konuda gerekli işlemleri (Kurumca belirlenen muayene randevu gün ve saatinde hazır olup muayene yaptırmak, gerekli film, grafi vb. tetkikleri yaptırmak, muayene ücretlerini karşılamak, kurumun isteği üzerine sevk edilen hastanede muayene ücretlerini karşılamak, kurumun veya sevk edildiği hastanenin rapor tanzimi için belirlediği kurallara uymak) yapmak üzere 3 haftalık kesin süre verilmiştir. Ara kararında davacı tarafın karara uymaması halinde; çalışma gücü kaybı oranı konusunda bilirkişi incelemesi/rapor alınması yönündeki delilden vazgeçmiş sayılacağı, bu konuda yeniden süre verilmeyeceği, davacı tarafın bu yöndeki iddialarının ispatlanmamış kabul edilebileceği ihtar edilmiştir. Adli Tıp Kurumu 20.06.2018 tarihli ön rapor ile davacının bazı tetkiklerinin yapılmasını istemiştir. Davacı vekilinin 26.07.2019 tarihli istemi üzerine bu tetkiklerin yapılması için Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesine müzekkere yazılmıştır. Mahkememizin 15.03.2020 tarihli duruşmasında Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesine davacının istenen tetkikler için Hastaneye başvuru yapıp yapmadığının sorumasına karar verilmiş ve aynı celsede davacı vekiline kesin sürenin sonuçları bir kez daha ihtar edilmiştir. Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesinin 01.04.2020 tarihli yazısında davacının 30.07.2019 tarihinden sonra Hastaneye başvurusunun olmadığının bildirilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu’ndan dosyadaki mevcut tüm tıbbi belgelere göre davacı hakkında rapor düzenlenmesi istenmiştir.
Kurum tarafından düzenlenen kaza tarihi olan 02.03.2016 tarihinde yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlenen raporda; davacının kaza nedeniyle tüm vücut engellilik oranı konusunda istenen tetkiklerin yaptırılmaması nedeniyle görüş bildirilemeyeceği belirtilmiştir. HMK 190. maddesi uyarınca uğranılan zararı (maluliyet durumunu) ispat yükümlülüğü davacı taraftadır. Davacı taraf Adli Tıp Kurumunun ön raporunu düzenlediği 20.06.2018 tarihinden mahkememizce dosyanın Adli Tıp Kurumuna son olarak gönderildiği 11.06.2020 tarihine kadar geçen yaklaşık 2 yıllık süreçte istenen tetkikleri yaptırmadığından kalıcı maluliyet iddiası ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmekle, davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi kararı sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY İLGİLİ HUKUK DARİESİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.06/12/2021

… … … …
Başkan … Üye… Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır