Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1911 E. 2021/2052 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1911
KARAR NO : 2021/2052

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2-…
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 13/12/2021

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… tarih ve ……. Esas, ….. Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/12/2015 tarihinde sürücü … kendi sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında ….. plaka sayılı araç içerisinde yolcu konumunda olan müvekkilinin yaralandığını, kazaya karışan araçların zorunlu mali sorumluluk sigortasının davalı şirketler tarafından yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 25,00 TL geçici iş göremezlik 25,00 TL meslekte kazanma gücü kaybı olmak üzere toplamda 50,00 TL’nin davalılardan tazmin ve tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, soruşturma aşamasında uzlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; davacının sadece dava dışı sürücüler ile uzlaştığını, bu uzlaşma karşılığında herhangi bir ödeme almadığından gerçek bir ibra mahiyetinde olmadığını, asıl amacın sigorta şirketinden zararın karşılanması olduğunu, rücuya tabi bir alacak söz konusu olmadığından sigorta şirketinin durumunun ağırlaşmasının da söz konusu olmadığını, bu halede artık uzlaşma ile zararın tam olarak karşılanmadığının ve sigorta şirketine de dava açılmayacağı anlamının çıkmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, trafik kazası sonucu açılan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatına yöneliktir.
Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davanın yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, dosya kapsamındaki müzekkere cevaplarından ve dilekçe eklerinden 12.12.2015 tarihli kazaya karışan … plakalı aracın davalı … sigorta şirketi tarafından sigortalandığı, meydana gelen zararlar için davalı … şirketleri tarafından hasar dosyası açılmış, iki sigorta şirketince herhangi bir ödeme yapılmadığı, taraflar arasındaki arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlandığı ve işbu davanın açıldığı, davanın tarafların Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının ….. Soruşturma sayılı dosyası kapsamında uzlaşmış olmaları sebebiyle reddedildiği anlaşılmıştır.
CMK m253/19 hükmünde “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” Denilmek suretiyle uzlaşma sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı, davacının açılmış olan davadan feragat etmiş sayılacağı belirtilmiştir. Bu madde kapsamında sağlanan bir uzlaşmanın söz konusu olması halinde bakılması gereken uzlaşmanın kapsamı ve usulüne uygun olup olmadığıdır. Uzlaşma protokolünde hangi zararlar bakımından uzlaşmanın sağlandığı, müştekinin uzlaşmanın hukuki sonuçları hakkında bilgilendirilip bilgilendirilmediğine bakılarak bir sonuca ulaşılmalıdır.
Somut olayda; Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasındaki 13/02/2016 tarihli uzlaşma tutanağında “…Ben her ne kadar olay tarihinde kollukta verdiğim ifadede yaralanmamdan dolayı müşteki şüpheli …’den davacı ve şikayetçi olmuş isem de şimdilik bu şikayetimden vazgeçiyorum. … isimli şahıstan davacı ve şikayetçi değilim. Kendisiyle hiçbir talebim ve şartım olmaksızın uzlaşmak istiyorum.” denildiği, uzlaştırma teklif formunun ve bu tutanağın davacı tarafından imzalandığı, bu şekliyle uzlaşmanın kapsamı itibariyle başvuruya konu davayı açmaya engel teşkil ettiği, uzlaştırma teklif formu ile uzlaşmanın hukuki sonuçlarının anlatıldığı görülmekle davacı vekilinin davaya devamla davanın kabulü gerektiği yönündeki istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken usulden reddine karar verilmesi hatalı ise de, sonuçta davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,

3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.13/12/2021


Başkan


Üye


Üye


Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.