Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1874 E. 2022/140 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1874
KARAR NO : 2022/140

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : 1-…
VEKİLLERİ : Av…
Av…
TEMLİK ALAN
DAVACI : 2-…
VEKİLİ : Av…
DAVALI :…
VEKİLİ : Av…

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 18/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :…

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 20/02/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;17/03/2016 tarihinde … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı … şirketi nezdinde sigortalı bulunduğu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kaza tarihinden, aksi halde dava tarihinden başlayarak işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tanzim ve tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 02/01/2020 tarihli ıslah dilekçesinde ise dava değerini 54.175,00 Tl arttırarak toplam 55.175,00 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde 12/03/2016-2017 bitiş tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranının tespiti bakımından dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesine tevdi edilerek kusur oranlarının tespit edilmesini, davacının motosiklet üzerinde sürücü konumunda bulunması nedeniyle kusur oranının hesaplanmasında, motosiklete binerken davacının gerekli güvenlik tedbirlerini alıp almadığının irdelenmesi gerektiğini, davacının kalıcı sakatlık tazminatı talebi için Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre kişinin kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile 55.175,00 TL’nin dava tarihi olan 22/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 35.000,00 TL’si temlik alacaklısı …’a, 20.175,00 TL’si davacı …’a davalıdan alınarak ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; Dosyada kusur durumunun çelişkili olduğunu, mahkemece bu çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsü kusursuz, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu kusur raporunda %25 kusurlu bulunmasına rağmen mahkemece aldırılan kusur raporundaki %75 kusur oranı üzerinden hüküm kurulduğunu, öncelikle kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun dikkate alınmasını, kabul anlamına gelmemekle dava dilekçesinin ekinde sunulan bilirkişi mütalaasındaki kusur oranı ile davacının kendini bağladığını, bu husustaki çelişkilerin giderilmesi gerektiğini, hükme esas alınan hesap raporunda hatalı hesaplama yapıldığını, kalıcı sakatlığa ilişkin hesaplamanın kaza tarihinden itibaren 9 ay geçtikten sonra hesaplanması gerekirken 9 aylık geçici iş göremezlik süresinin de hesaplamaya dahil edildiğini, bu nedenle raporda kalıcı sakatlık bakımından 9 ay fazladan hesaplama yapıldığını, davacının kaza nedeniyle yaralanmasına bağlı olarak femur, tibia, fibula kırığı meydana geldiğini, motorsiklet sürücülerinin bacak ve kol yaralanmalarına ilişkin Yargıtay’ın “kolluk ve dizlik kullanmamaktan, koruyucu kıyafet giymemekten” dolayı müterafik kusurun varlığını kabul ettiğini, sürücü belgesi olmayan davacının motorsiklet kullanımında acemi olduğunu, zararın artmasında kusurlu olduğunu, müterafik kusur değerlendirmesinin yapılması gerektiğini, yargılama sırasında belirttikleri itirazların gerekçeli kararda irdelenmediğini, tartışılmadığını, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklanan kalıcı maluliyet nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

Davalı vekilinin kusur raporuna yönelik istinaf sebebinin incelemesinde;
Dava konusu kazaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağında; meydana gelen kazada … plakalı motosikletin sürücü belgesiz sürücüsü davacı …’ın sağa dönüş kurallarına uymama kuralını ihlal ettiği, … plakalı kamyon sürücüsü … …’ün kazaya etken kural ihlali olmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece kusur bilirkişisinden alınan kusur raporunda … plakalı kamyon sürücüsü … …’ün %75 oranında, … plakalı motosikletin sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Dava dilekçesinin ekinde uzman görüşü niteliğinde sunulan kusur değerlendirmesinde de benzer kusur dağılımı öngörülmüştür.
Soruşturma dosyasında ifadesi bulunan … plakalı motosiklette yolculuk yapan … … ‘in beyanlarında; öndeki kamyonetin sinyal vermeksizin sağa dönüş yapmaya başlamasının ardından kendilerinin (… plakalı motosikletin)de sağ tarafa geçtikleri, oradan geçip kurtulacaklarını zannettikleri, çünkü kamyonun sol tarafından araçların vızır vızır geçtikleri, mecburen sağ tarafa yöneldikleri, ancak kamyonetin kendilerini sıkıştırdığı şeklinde belirttiği, davacının ehliyetsiz olduğu ve kaza tespit tutanağında davalı sigortalısı … plakalı kamyon sürücüsü … …’ün kazaya etken kural ihlali olmadığının belirtildiği hususları birlikte dikkate alındığında, kaza tespit tutanağı ile kusur raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi yönünde farklı bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınması gerektiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi haklı bulunmuştur.
Davalı vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf sebebinin incelemesinde;
Hesap raporunda geçici iş göremezlik dönemine ilişkin hesaplama yapılmamasına rağmen, kalıcı sakatlığa ilişkin hesaplamanın kaza tarihinden itibaren 9 aylık süre geçtikten sonra hesaplanması gerekirken, 9 aylık geçici iş göremezlik süresinin de hesaplamaya dahil edildiği, kalıcı sakatlık bakımından 9 ay fazladan hesaplama yapıldığı istinaf konusu edilmiş ise de hükme esas alınan hesap raporunda kaza tarihi olan 17.03.2016 tarihinden 9 aylık süre geçtikten sonrasına denk gelen 17.12.2016 tarihi itibariyle işlemiş dönem hesabına başlanarak kalıcı işgöremezlik tazminat hesaplamasının yapıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin müterafik kusur yönünden istinaf sebebinin incelenmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Davalı vekili meydana gelen kazada esnasında davacının kask dizlik gibi koruyucu ekipman takmaması sebebiyle ve ehliyetsiz olması sebebiyle müterafik kusurlu olduğunu, bu nedenle hükmolunacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, dosya kapsamında davacının sunulan maluliyet ölçüsünü belirtir raporun incelenmesinde, maluliyetinin bacak ve ayak bileği bölgesinde olduğu, yaralanmanın niteliği dikkate alınarak kask takılması halinde dahi zararın meydana geleceğinin anlaşılması, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu sebeplerle bu nedene dayanarak müterafik kusur indimi yapılması gerekmediği, zarara uğrayan kişinin kendisinin ehliyetsiz olarak araç kullanması durumunda bunun müterafik kusur değil trafik kusuru oluşturacağı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin gerekçeli kararın usulüne uygun olmadığı yönünden istinaf sebebinin incelenmesinde;
Anayasanın 141. maddesi uyarınca mahkeme kararları gerekçeli olmak zorundadır. Ayrıca 6100 Sayılı HMK’nın 297/1-c maddesinde, “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gereklidir.” düzenlenmesine yer verilmiştir. Kamu düzenine ilişkin olan bu durum HMK 297/2 ve 26. maddesine aykırılık oluşturmaktadır. Mahkemece yazılan gerekçeli kararda hatalı bir hususa rastlanılmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece kusur durumundaki çelişkinin yeniden değerlendirilmesi ve bu hususta farklı bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği halde bu husus yerine getirilmeksizin karar verilmesi hatalı görülmekle HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 20/02/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.18/01/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.