Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1678 E. 2021/1804 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1678
KARAR NO : 2021/1804

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI :
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 08/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2021

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve …. Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde sürücü … yönetiminde bulunan ve müvekkilinin yolcu olarak bindiği … plakalı motorsikletin kaza yaptığını, araçta yolcu konumunda bulunan davacının yaralandığını, kazanın … plakalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalının poliçe ile sigortalısı olduğunu, davacının belgeleyebildiği ve belgeleyemediği bir çok masraf etmek zorunda bırakıldığını ve kazadan sonra çok uzun bir süre üçüncü kişilerin bakımına muhtaç kaldığını, davacının asgari ücret ile beden gücüne dayalı olarak çalıştığını ve iş tecrübesinin sadece bu yönde olduğunu, davalının sigortalısının kusuru sonucu meydana gelen sakatlığın davacının iş hayatını bitirdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 1.000,00 TL tedavi gideri/bakıcı ücreti olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davacı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Poliçeden dolayı sakatlanma ve tedavi gideri taleplerinin olması halinde kişi başına azami sorumluluk limitinin 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu ve müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün tespit edilecek kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kazaya karışan araç sürücüsünün ve davacının yolcu konumunda olduğu belirtildiğinden müterafik kusur bakımından kusur raporu alınması gerektiğini, davacının tedavi giderleri, bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik talebinin 25/02/2011 tarihli 6111 sayılı yasa gereğince karşılanmasının mümkün olmadığını, davacının kalıcı sakatlık tazminatı talebi için özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik hükümleri doğrultusunda kalıcı sakatlığı bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, somut olayda davacının sigortalı motosiklet üzerinde yolcu olması nedeniyle kusuru hesaplanırken kendi can güvenliği yönünden gerekli güvenlik tedbirlerini alıp almadığının irdelenmesi gerektiğini, davacının taşınmasının hatır taşıması olup olmadığının tespiti gerektiğini ve dava tarihinden itibaren sorumlulukları bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; 2.622,37-TL bakıcı gideri, 2.194,05-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 61.849,06-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 66.665,48-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı … vekili süresi içerisinde vermiş olduğu istinaf dilekçesi ile; öncelikle olayın meydana gelmesinde kusuru bulunan köpeğin kişi olmadığı, müteselsil sorumluluktan bahsedebilmek için iki kusurlu kişinin olması gerektiği yerel mahkeme kararında hukuka aykırı ve gerekçesiz olarak belirtildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporu yukarıda izah edilen sebepler değerlendirildiğinde hüküm kurmaya ve denetime elverişsiz olduğunu, raporda gerekli olan incelemelerin, araştırmaların yapılmadığını, ayrıca hatır taşımasından bahsedilmişse de müvekkilin hatır için taşındığına ilişkin delil bulunmadığı gibi davalı tarafından bu yönde de bir delil sunulmadığını, Yerel Mahkeme kararında müvekkilin kask takmadığı belirtilmişse de dosyaya bakıldığında müvekkilin kask takmadığının tespit edilmediği sabit olduğunu, bu nedenle müterafik kusur ve hatır taşıması indiriminin yapılmaması gerektiğini, yine bilirkişi raporunda müvekkilin evli ve çocuklu olduğu sabit olmasına rağmen aktif dönem hesabına AGİ dahil ücretten hesaplanması gerekirken AGİ dahil edilmeksizin bekar biriymiş gibi hesaplama yapılması hatalı olduğunu, ayrıca müvekkilin kaynak ustası olduğuna ilişkin belgeleri sunmamıza rağmen asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekirken ve bu yöndeki itirazlarının reddedilerek asgari ücret üzerinden hesaplanan tazminata göre karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili süresi içerisinde vermiş olduğu istinaf dilekçesi ile; öncelikle belirtmek isteriz ki müvekkil şirket ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçedeki teminat tutarıyla sınırlı olarak sorumlu olabileceğini, eldeki dava değerlendirilirken poliçe genel şartlarındaki ve kanundaki teminat kapsamı gözetilmesi gerektiğini, mevcut poliçenin sağladığı teminat kapsamında olmayan hiçbir talepten müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağını, dosyadaki hesap bilirkişi raporunda davacının 9 ay tam gün bakıcı ihtiyacının olduğu varsayımıyla hesaplama yapılması hatalı olduğunu, dosya içinde bulunan maluliyet raporunda bu yönde bir tespit yapılmadığına göre hesap bilirkişisi tarafından bakıcı gideri yönünden farazi hesaplamalar yapılması doğru olmadığını, hesap raporu uyarınca yapılan bu hatalı tespitin mahkemece hükme esas alınması ve itirazlarının değerlendirilmemiş olması nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini, mahkemenin gerekçesinden anlaşıldığı kadarıyla bu iki husus mahkemenin de kabulünde olduğunu, fakat hatır taşıması indirimi ve müterafik kusur indirimi olarak Yargıtay içtihatları gereğince %20 + %20 oranında indirim yapılması gerekirken mahkemece %15 + %15 oranında indirim yapıldığını, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre müterafik kusur indirim oranı % 20 ve hatır taşıması indirim oranı %20 olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararı hatalı olduğunu, davacı için iyileşme (iş göremezlik) süresi öngörülse dahi bu döneme ilişkin taleplerden müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle davacının, bakım-bakıcı gideri ve geçici işgöremezlik tazminatı talebinin dikkate alınmaması gerektiğini, kanun hükmü ile bu hususlar açıkça belirtilmiş ise de, iddia ve savunmaları ve delilleri belirtilmeksizin ve değerlendirilmeksizin, tartışılmadan hüküm verildiğini, yargılama sırasında belirttikleri itirazlarının hiçbiri gerekçeli kararda irdelenmediğini, tartışılmadığını, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan kusur oranına ilişkin yaptığı istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 50. maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 51. maddesi uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil soruml ulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. Ancak aynı yasanın 141. maddesi gereğince, teselsül ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır. Zarara uğrayan (alacaklı) bu hakkını kullanmadıkça, yani müteselsilen tahsil isteğinde bulunmadıkça, mahkemece re’sen onun yararına teselsül kuralı uygulanamaz. Çünkü, hakim HMK’nun 26. maddesi uyarınca, istek ile bağlı olup istek dışı karar veremez.(HGK.’nun 23.03.1966 gün, 9/3 Esas ve 80 Karar sayılı; HGK’nun 03.04.1963 gün, 2/93 Esas ve 29 Karar; HGK’nun 24.06.1983 gün, 1981/9-533 Esas ve 1983/724 Karar; HGK’nun 15.05.1996 gün, 1996/21-140 Esas ve 1996/342 Karar sayılı; HGK’nun 21.11.2001 gün, 2001/19-938 Esas, 1047 Karar sayılı ilamları)
Somut olayda; … tarihinde sürücü … yönetiminde bulunan ve müvekkilinin yolcu olarak bindiği … plakalı motosikletin önlerine köpek sürüsünün çıkması neticesinde kaza yaptığı, alınan ve istinaf konusu olmayan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın %40 oranında sorumlu olduğu, davacının dava dilekçesinde ve talep arttırım dilekçesinde, davalıdan oluşan zararın açıkça müteselsil talebinde bulunmadığı dikkate alındığında, yazılı şekilde sigorta şirketinin sorumlu olduğu kusur oranında karar verilmişi olması yerinde görülmekle, davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacı vekilin ve davalı vekilinin hatır taşıması indirimine ve oranına ilişkin yaptıkları istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Hatır taşımacılığı, yalnızca yolcunun yararının bulunduğu ve taşıyanın karşılıksız olarak onu taşıdığı gözetilerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi gereğince zararın bir bölümünün tazminat alacaklısı üzerinde bırakılmasıdır.
Somut olayda, Mersin (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı görülmekte olan ceza dosyası kapsamında verilen ifadeler irdelendiğinde, sürücü …’nın hasta ziyaretine gittiklerini, alkollüyken araç kullandığı ve davacı ile kendisinde kask bulunmadığı beyanı karşısında artık hatır amacı ile davacının taşındığı anlışılmaktadır. Bu durumda hesaplanacak tazminattan yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek % 15 oranında yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuş ve sadece davalı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Davacı vekilin ve davalı vekilinin müterafik kusur indirimine ve oranına ilişkin yaptıkları istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Mersin (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı görülmekte olan ceza dosyası kapsamında verilen ifadeler irdelendiğinde, sürücü …’nın hasta ziyaretine gittiklerini, alkollüyken araç kullandığı ve davacı ile kendisinde kask bulunmadığı beyanı ile davacının yolcu olduğu … plakalı araç sürücü …’nın 83,167 promil alkollü olduğunu bildiği halde davacının bu araca bindiği, dosyanın incelenmesinde soruşturma dosyasından alınan rapordan sürücünün alkollü olduğu anlaşılmıştır. Sürücü …’nın kaza sırasında alkollü olduğu, davacının, davalı sürücü …’in aracına sürücünün alkollü olduğunu bilerek binmek suretiyle ve davacının kaza esnasında kask takmadığı, maluliyetinin kafa bölgesinden oluştuğu hususları dikkate alındığında zararın meydana gelmesinde davacının müterafik kusuru vardır. Bu durumda BK’nın 52.maddesi gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereğince %20 oranında indirim yapılması gerekirken bu husus gözardı edilerek %15 oranında indirim yapılarak hüküm kurulmuş olması hatalı görülmekle, sadeci davalı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Davalı vekilinin hükme esas alınan bakıcı gideri tazminatına yönelik yaptığı istinaf başvurusunun incelemesinde;
Davalı … şirketinin sorumluluğunda olan bakıcı gideri tazminatı yönünden Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunda da davacının tedavi döneminde yanında bakıcı bulundurulmasının zorunlu olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Davacının dava ve ıslah dilekçesinde talep etmiş olduğu bakıcı giderine hükmedebilmek için davacıdaki maluliyetin niteliği, davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi ve bakıcı gideri konusunda maluliyet raporunun temini ile birlikte bu hususta da rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu hususta dosya içerisinde bir araştırma bulunmamakta raporda da bu hususta bir açıklık bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
Davacı vekilinin hükme esas alınan hesap oranına ilişkin yaptığı istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Hükme esas alınan hesap raporunda davacının gelirine AGİ indirimi eklenmeksizin hesap yapılması hatalı bulunmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece öncelikle bakıcı giderine ilişikin bilirkişi raporu alınmadan, müterafik kusur ile hatır taşıması indirim oranı ve hesap raporu içeriği hatalı olduğu dikkate alınmadan karar verildiğinden, eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı taraf vekillerinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüyle, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı … vekili ve davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.A-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-A-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 08/11/2021


Başkan …


Üye …


Üye …


Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.