Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1664 E. 2021/2059 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1664 – 2021/2059
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …

DAVACILAR : 1-…
2-…
VEKİLİ : Av…
DAVALI :…
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2021

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas,….. Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 10.08.2018 tarihinde davalı sigorta şirketinden ….. nolu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ….. plakalı araç sürücüsü …’in sevk ve yönetiminde bulunan araç ile seyir halindeyken müvekkillerinin murisi …..’ün karşıdan karşıya geçerken yaya yolunda çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın rapor sunmadığı halde kendi imkanlarıyla aldırılan rapor doğrultusunda davacılara ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeye rağmen bu davanın ikame edildiğini, dosyanın kusur tespiti için ATK’ya gönderilmesi gerektiği, hatır taşımasının söz konusu olduğu, tazminata hükmedilecek ise yapılan başkaca ödemelerin mahsup edilmesi gerektiği belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekilinin süresi içinde vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı ……. yönünden yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, davacı ….. yönünden de eksik hesaplama yapıldığını, mahkemenin önceki ödemeyi açık oransızlık bulunmadığından ibraname saydığını ancak aradaki farkın 3 aylık asgari ücretle eşdeğer olduğunu bunun da ülke şartlarında ciddi bir rakam olduğunu, zarar ile ödeme arasında açık oransızlık bulunduğunu bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacılar vekili ile yapılan ibraname neticesinde davadan önce ödeme yapıldığını, davacı … yönünden yapılan ödeme ile zararın %88 oranında karşılandığını, müteveffanın kontrolsüz şekilde karşıdan karşıya geçtiğini, davacının davasının KTK 111. maddesi gereğince reddi gerektiğini belirterek davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan destekten yoksun kalınmasına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar yönünden hesap raporunda eksik hesaplama yapıldığına ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde;
Eldeki dosyada alınan hesap raporunda davacılar yönünden eksik hesaplama yapıldığı iddiasıyla istinaf yoluna bavurulmuş ise de; HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davacılar vekiline … bilirkişi raporu usulüne uygun tebliğ edilmiş, ancak davacılar vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı yargılama aşamasında süresi içinde ilk derece mahkemesine herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve…… K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir….” denilmiştir. Aynı husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/3253 E.-2017/9419 K; 2015/8676 E, 2018/2775 K; 2013/11884 E, 2015/835 K; 2015/8056 E, 2017/2988 K sayılı içtihatlarında ve benzer içtihatlarda da benimsenmiştir.
Bu nedenle davacılar vekili yönünden süresinde ilk derece mahkemesinde bilirkişi raporuna itiraz edilmemekle kesinleşen rapora karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı … … yönünden davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin zararı karşılamadığına ilişkin yapılan istinaf sebebinin incelenmesinde;
Davacı vekili her ne kadar müvekkili … …’ün uğramış olduğu zararın davalı sigorta şirketi tarafından tümü ile karşılanmadığını, yapılan ödeme ile zarar arasında fahiş fark olduğunu, bu nedenle bakiye zararın tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, söz konusu davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketi tarafından 12.09.2018 tarihli 13.490,90 TL tazminat ödemesi yapıldığına dair ibranamenin sunulduğu, ödemenin de 02.10.2018 tarihinde yapıldığı, buna karşılık davacı vekilinden ibraname alındığı anlaşılmaktadır. … bilirkişi tarafından ödeme tarihi esas alınarak yapılan ödemenin gerçek zararı karşılayıp karşılamadığı yönünde verdiği raporda, davalı sigorta şirketinin davacı … …’e 13.430,90 TL ödediği, bilirkişi tarafından 15.197,50 TL tazminat hesaplandığının görüldüğü, bakiye 1.766,60-TL’nin Karayolları Trafik Kanunun 111/2 gereğince yetersiz veya fahiş fark olarak kabul edilemeyeceği, yapılan ödemenin orantısız olmadığı anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi tarafından davacı zararının yapılan ödeme ile karşılandığı ve ibranamenin geçerli olduğu, davalı sigortacı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın sürücüsünün %25 oranındaki kusuru ile sebebiyet verdiği kazada davacı murisinin vefat ettiği, davacının müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı, 2918 sayılı Yasanın 85/1 ile 91 ve devamı maddeleri gereğince oluşan zarardan davalının sigortacı olarak ve poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce davacılar … … ve …’ün gerçek zararının, yapılan ödeme ile karşılandığı anlaşılmakla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmadığından davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf talebi haklı görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacılardan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 4,90 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/12/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.