Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1653 E. 2021/2057 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1653 – 2021/2057
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : ……
KATİP :…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :

DAVACILAR : 1- ….
2-….
3- …
4-…
VEKİLİ : Av…
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av…
DAVA TARİHİ : ……

ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN ….. ESAS-…… KARAR
SAYILIBİRLEŞEN DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVACILAR : 1-….
2- …..
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. ..
: 2-….
3-……
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 13/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas, ….. Karar
sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 30/09/2017 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve …… plakalı dorsesi ile seyir halinde iken sürücü … sevk ve idaresindeki ….. plakalı motosikletin, dorsenin sol kasa kısmına, yine aynı istikametten gelen … sevk ve idaresindeki …….. plakalı motosikletin dorsenin sol orta kasa kısımlarına çarpışması neticesinde motosiklet sürücüleri … ile …’in vefat ettiğini belirterek her bir davacı için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını ayrıca müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olabileceğini, 15/11/2017 tarihinde müteveffa …’nin anne ve babasına 46.894,00 TL ödeme yapıldığını, başkaca karşılanmamış bakiyelerinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 30.09.2017 tarihinde Adana ilinde …….. plakalı çekici ile müvekkillerinin çocuğu … idaresindeki …. plakalı motorsikletin çarpıştığını, kazada motorsiklet sürücüsü olan müvekkillerinin çocuğunun vefat ettiğini, kusurun karşı tarafta olduğunu ve müvekkillerinin manevi olarak zarar gördüklerini, araçta ihtiyari malİ mesuliyet sigortasının bulunduğunu ve manevi tazminatında kapsamda olduğunu bu nedenle her müvekkili için 50.000, TL’den toplam 100.000 TL manevi tazminatın davalılar … sigorta ile araç sürücüsü … ve araç işleteni …’dan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsilini davalıların mal varlıklarına tedbir konulmasını talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA CEVAP: Davalı … Vekili cevap dilekçesinde; Adana Mahkemelerinin yetkisiz olduğu, kazanın oluşumunda sürücü …’in kusursuz olduğunu, vefat eden şahısların trafik kurallarına uygun hareket etmeyerek kazaya sebebiyet verdiğini bu nedenle asli kusurlu olduğunu, manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirtilerek manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; Davanın zamanaşımı, görev, kesin hüküm, husumet, derdestlik ve hak düşürücü süre yönünden reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece asıl dava yönünden davacıların destekten yoksun kalma sebebine dayanan maddi tazminat davalarının ayrı ayrı kısmen kabulüne, Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……E.sayılı birleşen davası yönünden davacıların manevi tazminat davalarının feragat sebebiyle ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili süresi içinde vermiş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; maddi zarara yönelik verilen hükme karşı bir itirazları bulunmadığını, ancak birleşen davada müvekkilleri lehine manevi tazminata hükmedilmemesine itiraz ettiklerini, aynı hususta müvekkilleri …. ve …. adına Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açmış olduğu davada müvekkiller lehine ayrı ayrı 25.000,TL manevi tazminata hükmedildiğini, … Sigorta A.Ş. tarafından poliçe gereği manevi tazminat ödemesinin davalılardan …’un sorumluluğununu ortadan kaldırmadığını, …’un sorumluluğunun, poliçe sorumluluğu kadar belirlenmesinin hakkaniyete aykırı olduğu belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan destekten yoksun kalınmasına ilişkin maddi, birleşen dava ise Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50 ve 56/1 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan manevi tazminat davasıdır.
Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hüküm birleşen davada reddine karar verilen kısım yönünden birleşen dava davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Manevi tazminat talebine konu edilen birleşen davada, davacılar vekili tarafından davalı … Sigorta şirketi ile sulh olunduğu, sulh anlaşmasının işleten davalı … yönünden de geçerli olacağı, bu davalılar yönünden açtıkları manevi tazminat davasından feragat ettikleri bildirilmiş, ancak davalı sürücü … yönünden manevi tazminat taleplerinin devam ettiği belirtilmiştir.
Mahkemece dosya arasına alınan ve davacılar vekili ile davalı … A.Ş arasında imzalanan 18.07.2019 tarihli MAKBUZ-İBRANAME-FERAGATNAME başlıklı davacılar ………. ve …….. yönünden düzenlenen belgenin incelenmesinde; “30.09.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde …….’nin vefatı dolayısıyla meydana çıkan manevi zararın giderimi amacıyla Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasında dava devam ederken sulhen anlaşılmıştır. Bu ibraname ile kararlaştırılan bedelin tamamen ödenmesiyle……. poliçeye konu manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin hak, alacak ve talepler ile manevi tazminata ilişkin her türlü dava ve hukuki işlem başlatma yoluna gitmeyeceğimizi kabul, beyan, taahhüt ve imza ederiz.” şeklinde belirtildiği görülmektedir.
Hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının ibra konusu yapılması, kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir. (Yargıtay H.G.K’nun 25.9.1996 gün ve 1996/21-397-637 karar ile 13.10.1999 gün ve 1999/21-684-818 sayılı kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/8483 esas 2018/5356 karar sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda, kaza sonrasında davalı sigorta şirketi tarafından davacılar vekiline davaya konu kazada oğullarının vefatı nedeni ile uğramış oldukları zarara ilişkin olarak manevi tazminat adı altında 40.000,00 TL asıl alacağın ve ferilerinin ödendiği, bunun karşılığında davalı sigorta şirketi ile davacılar vekili arasında ibranamenin düzenlendiği, ibraname içeriğinde davacıların manevi tazminat alacağına ilişkin olarak fazlaya dair haklarını saklı tutmadıkları gibi “tazminat yönünden fazlaya ilişkin hak alacak ve talepler ile tazminata ilişkin her türlü dava ve hukuki işlem başlatma yoluna gitmeyeceğimizi” beyan ederiz demek suretiyle başkaca manevi tazminat alacakları kalmadığını beyan ettikleri, bu itibarla aynı kazaya ilişkin olarak davalı işleten ve davalı sigorta şirketi ile müteselsil sorumluluğu bulunan davalı sürücüden yeniden manevi tazminat talep edilemeyeceği, davacılar tarafından alınan bedel karşılığında manevi tazminat hakkından feragat edilmiş ve bir kısım davalıların ibra edilmiş olması nedeni ile Mahkemesince manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereğince davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusu haklı görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar ……. ve ……. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 4,90 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/12/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.