Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1580 E. 2021/1708 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1580 – 2021/1708
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1580
KARAR NO : 2021/170

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :
NUMARASI : …Esas, …Karar
DAVACI :

VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat ( Cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 01/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyir halinde iken dönüş ışıklarını yakmadan sağa dönüşe geçen plakasını ve markasını almadığı gri renkli bir aracın aniden dönmesi sonucunda direksiyon hakimiyetini kaybederek devrilmesi sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilinin yaralandığını, kazanın oluşumunda plakası ve modeli bilinmeyen aracın sürücünün kusurlu olduğunu belirterek fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla kalıcı iş göremezlikten dolayı 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden aksi halde dava tarihinden başlayarak işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: davalı vekilinin dilekçesi ile; KTK’nın 97.md gereğince usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, plakası tespit edilmeyen bir aracın kazaya sebebiyet verdiğinin soyut bir iddiadan ileri gitmediğini, kazanın meydana geldiği yerde herhangi bir iz, delil ve görgü tanığı bulunmadığını, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini, davacının maluliyetinin Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile tespitinin gerektiğini, dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davanın kabulüne, 15.230,00 TL maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı … vekili süresi içerisinde vermiş olduğu istinaf dilekçesi ile; söz konusu kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğunun somut delillerle ispatı gerektiğini, mahkeme tarafından keşif yapılmadığını, tanık dinlenmediğini, söz konusu kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu ileri sürülen plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kusuru ve sorumluluğu tespit edilmemesi dolayısıyla verilen kararın kabulü mümkün olmadığını, müterafik kusur indirimi hususlarının mahkeme tarafından değerlendirilmemesi Yargıtay’ın Yerleşik Uygulamalarının aksine bir karar olduğunu, söz konusu kararının bu yönüyle de kaldırılması gerektiğini, müvekkil kurumun sorumluluğu dava tarihinden itibaren başladığını, … tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması hatalı olduğunu, … tarihli maluliyet raporu kaza tarihindeki mevzuata uygun olmadığından hükme esas alınamayacağını, söz konusu kaza ile ilgili olarak alınan maluliyet raporu usule uygun olmadığını, … tarihinden sonra maluliyet raporlarının erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik çerçevesinde düzenlenmesi gerektiğini, bu yönetmeliğin 15/c maddesi gereğince bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden itibaren yeni rapor başvurularının erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik’e göre sonuçlandırılması gerektiğini, belirterek istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı … vekilinin davanın ispatına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Türk Medeni Kanunun’un 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” 6098 sayılı TBK.nın zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu hale göre haksız fiilini bir türü olan trafik kazası nedeniyle yaralanmadan kaynaklanan zararın tazmini için açılan davada iddia olunan trafik kazasının varlığının ve varsa diğer araç sürücüsünün kusurunun iddia eden tarafından ispat edilmesi gerekir. Davacı tarafından öncelikle maddi vakıanın ispatı ve kazaya neden olan bir aracın mevcudiyeti ve kazada kazaya karışan araçların kusur oranları gibi hususların ispatı gerekir. Dosya içindeki mevcut hastane giriş kayıtları ve bunlarla tarih bakımnıdan uyumlu Adana Cumhuriyet Başsavcılığının .. sor. sayılı dosyasındaki belgeler birlikte değerlendirildiğinde davacının bir trafik kazası geçirdiğini ispatladığı, öte yandan Mahkemece … tarihinde kazanın gerçekleştiği belirtilen yerde ifa edilen keşifte davacının yaralanması ile uyumlu, davacının kusurunu da ortaya çıkaracak biçimde kazanın meydana geldiği anlaşılmış ve hazarlanan bilirkişi raporunda, iş bu kazanın meydana gelmesinde, davacının %40 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporuna ilişikin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan … tarihli Adli Tıp Kurumu 2. ihtisas kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan … tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, bu yönü ile davacının kalıcı bir maluliyetinin %4 olarak tespit edildiği, başka bir anlatımla iş bu trafik kazasına bağlı olaşan cismani zarar arasında illiyet bağı kurularak kalıcı maluliyetinin usulüne uygun şekilde tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … vekilinin müterafik kusura ilişikin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Dosya kapsamından, olay günün davanın kullanmakta olduğu bisiklette kask bulunmadığı belirtilmiş ise de; davacının sunulan maluliyet ölçüsünü belirtir raporun incelenmesinde, rahatsızlığının tibia fibula kemiği kırığı nedenine dayandığından davacının yaralanmasının kask takılması zorunlu baş bölgesinden olmayıp omuz bölgesinden kaynaklandığı için müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirir bir durum yoktur. Davalı vekili davacının koruyucu kıyafet kullanmadığını, dizlik takmadığını bu nedenle maluliyet oranının arttığını belirmiş ise de Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının dizlik takmamış olması kendisi aleyhine müterafik kusur olarak değerlendirilmeyecektir. Bu sebeple bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
Davalı … vekilinin faiz başlangıç tarihine ilişikin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davalı … yönünden ise kendisine başvuru tarihi olan … tarihinden itibaren 8. İş günü beklemeksizin temerrüte düşmüş sayılacağı, buna rağmen ilik derece mahkemesince istinaf eden davalının lehine olacak biçimde … tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması davalının lehine olduğundan bu husustaki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı alınması gereken 1.040,36 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 260,09 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 780,27 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.01/11/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.