Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1579 E. 2021/1993 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1579
KARAR NO : 2021/1993

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan)

KARAR TARİHİ : 06/12/2021

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.05.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalının sevk ve idaresinde olup davalı şirkete KYZMS poliçesi ile sigortalı … sayılı aracın yaya olarak bulunan davacıya çarpması sonucu davacının ağır yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkili davacının hastanelerde tedavi gördüğünü, davacının kaza tarihinden bu yana çalışamadığını, davacının belirsiz olan alacağının tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesi talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu, davanın muhatabının sigorta şirketi olduğunu, davacının sigorta şirketine eksik evrakla başvurduğunu, geçici iş göremezlik zararının SGK tarafından karşılandığını, manevi tazminat talebinin yersiz olduğunu, tazminatın poliçe yeni genel şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … dosyaya sunduğu bila tarihli cevap dilekçesi ile; davacının yeni poliçe genel şartlarına göre müracaat etmesine rağmen ibrazı zorunlu belgeleri müvekkili sigortaya ibraz etmemesi nedeniyle başvurusu geçersiz olduğunu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili nezdinde kaza tarihi itibarıyla trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğun ancak poliçe limitleri, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve davacının maluliyeti ölçüsünde olabileceğini, bu nedenle tarafların kusur oranları ile davacının maluliyet oranının ATK tarafından tespiti gerektiğini davacının gelirinin somut verilerle ispatlanması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının sağlık gideri olduğundan SGK tarafından karşılandığını bu bakımdan sigorta poliçe teminat kapsamında olmadığını, SGK tarafından davacıya yapılan ödeme var ise tazminattan mahsubu gerektiğini, tazminatın yeni poliçe genel şartları ile belirlenen usul ve yöntemlere göre hesaplanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, maddi tazminat davası yönünden; 15.411,65 TL geçici iş göremezlik, 11.006,23 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam da 26.417,88 TL tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 20/05/2018 tarihinden; davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 12/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, manevi tazminat davası yönünden; davacının davasının kısmen kabulü ile; 7.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; maluliyet raporuna itirazlarının değerlendirilmeden karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeni yönetmeliğin 15. maddesi uyarınca itiraza uğradığını ve kesinleşmemiş raporla yönünden yeni yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması gerektiğini, hesap raporunun hatalı olduğunu, işleten ve sürücü yönünden PMF 1931 prograsif rant yöntemli hesaplama, sigorta şirketi yönünden ise THR 2010 ve 1,8 teknik faizli hesaplama yöntemine göre ikili hesaplama yapılması gerektiğini, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … vekili; davacının istemleri yönünden sigorta şirketine başvuru yapmadığını, davacı tarafın asli kusurlu olması nedeniyle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, adli trafik raporuna itirazların karşılanmamış olup hükme esas alınabilir bir raporun bulunmadığını, olay yerine yaklaşık 50 metre mesafede ışıklandırma sistemi ve yaya geçidi bulunmadığını, ancak yaya petrol istasyonuna araçların giriş yönünden yaya olarak çıktığını ve ana yolun karşı tarafındaki aracına yaya geçidi olmayan bir noktadan geçmeye çalıştığını, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, maluliyet raporunun yüksek ve hatalı hesaplandığını, hesap raporunda yer alan değerin yüksek belirlendiğini ve hesaplamanın yanlış yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … Sigorta A.Ş vekili; dosyada hükme esas alınan raporun mülga yönetmelik hükümlerine göre hazırlandığını, raporun yönetmelik ekindeki şablona uymamakla birlikte aynı yönetmeliğin 6. maddesinde belirtilen esaslara da aykırı olduğunu, sunulan raporun mevzuata aykırı olduğundan hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, aynı yönetmeliğin ekinde ilgili raporun hangi şablonda olması gerektiğinin düzenlenmiş olup sunulan raporun bu şablona da uymadığının açık olduğunu, davacının tedavi süresince ortaya çıkan tüm giderlerin tedavi teminatı kapsamında olduğundan ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının hesaplanmış olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/1-3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, davalı … … Sigorta vekili ile davalı … vekili istinaf etmiştir.
Davalı … vekilinin, davalı … şirketine dava açılmadan evvel başvuru yapılmadığına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
2918 Sayılı Yasanın 97 ve 99. md.leri gereği dosyaya baktığımızda; davacı vekili müvekkilinin 09/01/2018 gününde meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralandığını ve tam olarak iyileşemediğini belirterek davalı … şirketinden 28.06.2018 tarihinde, hastane evrakları ile kaza tespit tutanağı ve diğer ilgili evraklar ekli olacak biçimde maddi tazminat davası isteminde bulunduğu dikkate alındığında yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Taraf vekillerinin hükme esas alınan maluliyet raporuna yönelik yapmış oldukları istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan 27.09.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. ihtisas kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 20.05.2018 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, bu yönü ile davacının kalıcı bir maluliyetinin %2 olarak tespit edildiği, başka bir anlatımla iş bu trafik kazasına bağlı olaşan cismani zarar arasında illiyet bağı kurularak kalıcı maluliyetinin usulüne uygun şekilde tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle taraf vekillerinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … vekilinin hükme esas alınan kusur raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Dosyada mevcut olan tüm veriler heyetimizce incelenip durum değerlendirmesi yapıldığında; davalı sürücü …, sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahalde gündüz vakti bölünmüş devlet karayolunda kurallara aykırı biçimde ters yönde seyri sırasında geldiği olay yerinde seyrine göre yolun solundan sağına karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya karşı zamanında etkin tedbir alamayıp çarpmasıyla meydana gelen olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …, meskun mahalde gündüz vakti bölünmüş devlet karayolunda karşıdan karşıya geçiş yapmak istediği sırada araç gelme beklentisi olmayan taraftan ters yönde seyrederek gelen otomobilin çarpmasına maruz kaldığı mevcut koşullarda meydana gelen olayda kazaya etken kural ihlali olmadığından sonuçta atfı kabil kusuru bulunmadığı anlaşılmakla, hükme esas alınan Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 08/02/2019 tarihli kusur raporunun olay ile uyumlu olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … … Sigorta şirketinin geçici işgöremizlik tazimatından sorumlu olmadıklarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesi … Tarih, Esas …, Karar … Sayılı Kararı ile; Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. (Aynı yönde Yargıtay. 17 Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 sayılı kararı)
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; iptal edilen Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesindeki “Genel Şartlar” ibaresi gereğince teminat dışı bırakılan geçici iş göremezlik tazminatı yönünden, yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararı gereği davalı … Şirketinin sorumluluğunda olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacının 9 ay boyunca geçici işgörmezlikten kaynaklı, 15.411,66 TL tazminat alacağının bulunduğu anlaşılmış olmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Taraf vekillerinin hükme esas alınan hesap raporuna yönelik yapmış oldukları istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Kişinin herhangi bir işi yoksa, davacının geliri asgari ücret kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer davacının gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2073 esas ve 2021/1812 karar sayılı ilamı) Davacı taraf gelirinin asgari ücretin üstende olduğunu ispatlayamamıştır. Bu durumda hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davacının gelirinin asgari ücretin üstünde hesaplanması hatalı görüldüğünden, davalılar vekillerinin bu yöndeki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Öte yandan, hesap bilirkişi raporunda hesaplama yönteminde davacının bakiye yaşam süresi PMF yaşam tablosu kullanılarak yapılması hatalı görülmüş, bu tablonun yerine kullanılması gereken TRH 2010 yaşam tablosu kullanılması gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Taraf vekillerinin hükme esas alınan hesap raporuna yapmış oldukları istinaf başvuruları yukarıda açıklanan nedenlerle haklı görülmekle, dairemizce kurulan tensip ara kararı ile; ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin … Esas-Karar sayılı … günlü kararı ve bu karar ile uyumlu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6271 Esas ve 2020/8104 Karar sayılı 03/12/2020 günlü kararlarında belirtilmiş olduğu gibi TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi ve %10 arttırma %10 eksiltme yöntemine göre davacının talep edebileceği tazminat miktarlarının, 2021 yılı asgari ücret verileri kullanılarak, 15.11.2021 havale tarihli hesap raporu alınmış, tarafları usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş ve itirazları değerlendirilerek, davacının 15.411,66 TL geçici işgöremizlikten kaynaklanan zararı ile 19.185,62 TL kalıcı işgörmezlikten kaynaklanan zararı olduğunun tespiti ile, davacı tarafın ıslah dilekçesi ile toplam zarar miktarını (15.411,65 TL geçici iş göremezlik, 11.006,23 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı) 26.417,88 TL olarak belirlediği dikkate alınarak taraf vekillerinin istinaf başvuruları haklı görülmekle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili ve Davalı … vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda 20.05.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’un sürücüsü ve işleteni olduğu aracın, davacıya çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının %2 oranında malul kalacak biçimde yaralandığı, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ve işletenin % 100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın düşük olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Söz konusu maddi ve manevi tazminat talepleri için mahkemece yanılgı bir değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının hatalı olduğu kanaatine varılmakla taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun, duruşma yapılmadan, yukarıda açıklanan yönüyle kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2- Maddi tazminat davası yönünden;
-15.411,65 TL geçici iş göremezlik, 11.006,23 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam da 26.417,88 TL tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 20/05/2018 tarihinden; davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 12/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı bırakılmasına,
3-Manevi tazminat davası yönünden;
-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Harç yönünden:
4-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 2.829,26 TL nispi harçtan dava açılırken yatırılan 71,73 TL peşin harç ve yargılama sırasında yatırılan 87,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 158,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.670,53 TL nispi harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … şirketinin 1.804,61 TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak Hazineye irat kaydına,
-İlk derece mahkemesince … günlü karar ile davalılardan tahsiline karar verilen harcın davalılardan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
-Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan mahsubu ile bakiyesinin tahsilinin istenmesine,

Vekalet yönünden:
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken veya müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken veya müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. maddesine göre ve red edilen manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya ödenmesine,
Yargılama gideri yönünden:
8-
Davacının yaptığı tebligat, müzekkere, talimat masrafı, bilirkişi ücreti, ATK fatura bedeli, dosya posta masrafı olmak üzere toplam 1.907,95 TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 1.695,96 TL, dava açılırken yatırılan 71,73 TL peşin harç ve yargılama sırasında yatırılan 87,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.854,69 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri yönünden:
10-Taraflar tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Davacı tarafından yapılan 865,50 TL tebligat ve bilirkişi ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalı … tarafından yapılan 91,00 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
14-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.
06/12/2021


Başkan


Üye


Üye


Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.