Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1575 E. 2021/1765 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1575
KARAR NO : 2021/1765

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)

KARAR TARİHİ : 08/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2021

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde … plaka sayılı araç sürücüsü … ile … plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’nun çarpışması sonucu motosiklette yolcu olarak bulunan davacı müvekkilinin yaralandığını, kaza tespit tutanağında kusurun motosiklet sürücüsüne verildiğini, müvekkiline kusur izafe edilmediğini, kaza yaptığı … plaka sayılı motosikletin davalı … Sigorta Şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, , Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6100 sayılı yasanın 107. Maddesi uyarınca belirlenecek maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usul ve yasaya aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile; 14.409,15 TL tazminatın dava tarihi olan ………. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığını, ayağında ciddi sağlık sorunları meydana geldiğini, bu sebeple bir çok ameliyat geçirdiğini ve ayağına platin takıldığını, geçirdiği kaza sonrasında eski sağlığını yitiren müvekkilinin rahatsızlıklarının da halen devam ettiğini, buna rağmen maluliyet oranı belirlenirken bu hususların tam olarak dikkate alınmadan tespit yapıldığını, ATK Üst Kurulu raporuna göre müvekkilinin engellilik oranının %0 olduğu tespit edilmişse de kurul tarafından eksik inceleme ile mevcut deliller değerlendirilmeden maluliyetin belirlendiğini, yanlış hesaplanan maluliyet oranı ile birlikte hesap bilirkişisinin müvekkilinin hak etmiş olacağı tazminatı eksik hesaplaması sonucunu doğurduğunu belirterek eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirket nezdinde düzenlenen poliçenin vadesinin… tarihinde başladığını, dolayısıyla davacı yanın taleplerinin yeni genel şartlar dönemi kriterleri esas alınarak değerlendirilmesi gerekirken mahkemece eksik incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kendisinden beklenebilecek tüm özen ve yükümlülüklere uygun davrandığını, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, genel şartlar gereği geçici iş göremezlik zararından sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığını, bütün sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumunda olduğunu, dava konusu olayda hatır taşıması mevcut olmasına rağmen hatır taşıması indirimi yapılmaksızın hüküm tesis edildiğini, ayrıca kaza neticesinde zararın oluşmasında davacının ağır kusuru bulunduğunu, davacının kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosiklet ile seyahat ettiğini, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, rapor hesap tarihi itibarı ile güncel değerler üzerinden tazminat hesabı yapıldığından davacı tarafın faiz talebine yer olmadığı, ancak rapor tarihinden itibaren faiz talep edebileceğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle davacıda meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacının davasının kısmen kabulü ile; 14.409,15 TL tazminatın dava tarihi olan ……. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekilinin maluliyete ilişkin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili istinaf başvurusunda mahkeme tarafından alınan maluliyet raporunu kabul etmediklerini, ATK raporuna göre müvekkilinin engellilik oranının %0 olduğu tespit edilmişse de kurul tarafından eksik inceleme ile mevcut deliller değerlendirilmeden maluliyetin belirlendiğini belirtmiş ise de, bu iddiasına ilişkin olarak herhangi bir tedavi evrakı, tıbbi belge ya da heyet raporu sunulmamıştır. Dosya içerisinde bulunan ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporun ise davacının kazadan sonraki tüm tedavi evrakları, hastane kayıtları incelenmiş ve gelişen süreçte davacının yeni tarihli film ve grafileri incelenmek sureti ile kaza tarihindeki mevzuat hükümlerine uygun şekilde hazırlanmıştır. Bu nedenle davacının soyut itiraz niteliğindeki yeniden maluliyet raporu alınması yönündeki istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı talebinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar geçici iş göremezlik zararından sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığını, bütün sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumunda olduğunu ileri sürmüş ise de,
Mahkemenin karar tarihinden sonra ……….. günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin ……………. Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı dikkate alındığında davacının zararının belirlenmesinde 01/06/2015 günlü ZMSS genel şartlarının tümü ile dikkate alınamayacağı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davacının tedavi sürecinde uğramış olduğu geçici iş görmezlik zararının davacının gerçek zararı niteliğinde olduğu, dolayısıyla davalı sigorta şirketi tarafından davacının uğramış olduğu bu zararın karşılanması gerektiği anlaşıldığından bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır bu yönü ile buna dair istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.(Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 karar sayılı 03/12/2020 günlü kararı)
Davalı vekilinin kusura yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar sigortalı araç sürücüsünün kendisinden beklenebilecek tüm özen ve yükümlülüklere uygun davrandığını, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de,
Dosya arasında mevcut kazadan hemen sonra düzenlenen kaza tespit tutanağı incelendiğinde davalı sigortalı araç sürücüsü …’nun araçların hızlarını kavşaklara yaklaşırken tepe üstlerine girerken, dönemeçlere girerken azaltmak kuralını ihlal etmesi nedeniyle tam kusurlu olduğu görüşü bildirilmiştir.
Mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından aldırılan … günlü kusur raporunda ise yine motosiklet sürücüsü …’nun %100 oranında kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır
Mahkemece aldırılan kusur raporunun dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olduğu gibi kaza tespit tutanağı ile de uyumlu, raporun hüküm kurmaya elverişli, denetime olanak verir, açıklayıcı ve gerekçeli olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinden %100 oranında kusurlu olduğu araçta yolcu olarak bulunan davacının kazaya etken bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin sigortalı araç sürücüsünü kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığına yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin müterafik kusura yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili davacının kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosiklet ile seyahat ettiğini, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, dosya kapsamından, davacının sunulan maluliyet ölçüsünü belirtir raporun incelenmesinde, rahatsızlığının diz bölgesinde olduğu, ancak Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla, davalı sigorta vekilinin müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine yönelik istinaf sebebi yerinde değildir.
Davalı vekilinin hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili dava konusu olayda hatır taşıması mevcut olmasına rağmen hatır taşıması indirimi yapılmaksızın hüküm tesis edildiğini ileri sürmüş ise de,
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Somut olayda; dosyada mevcut nüfus kayıtları incelendiğinde hatır için taşındığı iddia edilen davacının sigortalı araç sürücüsünün kardeşi olduğu, kardeşler arasında hatır taşıması olamayacağı, bu nedenle mahkemece hükmolunan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamış olmasında herhangi bir yanlışlık olmadığı kanaatine varıldığından davalının hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun da reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin faiz tarihine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar rapor hesap tarihi itibarı ile güncel değerler üzerinden tazminat hesabı yapıldığından davacı tarafın faiz talebine yer olmadığı, ancak rapor tarihinden itibaren faiz talep edebileceğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtmiş ise de,
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır.
Davalı sigorta şirketi bakımından ise Sigorta şirketi poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince kendisine başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Somut olayda davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuru yaptığı ispatlanmadığı gibi davacı yan dava tarihinden itibaren faiz isteminde bulunmaktadır, buna göre davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilmesi gerekmektedir. Bu yönü ile davalı vekilinin rapor tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğine yönelik istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 984,28 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin yatırılan 246,07 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 4,738,21 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.08/11/2021

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır