Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1505 E. 2021/1729 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1505 – 2021/1729
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1505
KARAR NO : 2021/1729

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI :…
VEKİLİ : …

DAVALI :…
VEKİLİ : …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)

KARAR TARİHİ: 01/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş nezdinde … nolu kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan …San. ve Tic. Ltd. Şti’ne ait … plakalı araçta … tarihinde Adana İli … Mahallesinde yolda seyir halindeyken aniden başlayan yağmur sonucu davalı sorumluluğunda bulunan kanalizasyon ve alt yapı sisteminin yetersizliği nedeniyle taşan suların sirayeti sonucu hasar meydana geldiğini belirterek; 5.598,38 TL tazminatın ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul ve yasaya aykırı davanın reddini, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; 5.598,38-TL rücu alacağının … tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı… vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; yağmur suyundan kaynaklanan hasarlardan Adana Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğunu, bu hususta taraflarının herhangi bir yetki ve sorumluluğunun bulunmadığını, meydana gelen aşırı yağışların mücbir olay kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, yağış sonrası meydana gelen zarar ile kamu hizmetinin yürütülmesi arasındaki illiyet bağının kesildiğini, söz konusu durumun müvekkili idarenin kusur ve sorumluluğunu ortadan kaldırdığını, meydana gelen olayn tarihi de düşünüldüğünde bu denli şiddetli yağışın normal olmadığını, gerek tüm tedbirlerin ve önlemlerin alınmasına rağmen afet derecesinde yağış sonucu meydana gelen hasarda illiyet bağının kesiltiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle davalı sigortalı aracın ödediği onarım bedelinin davalı …’den tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile; 5.598,38-TL rücu alacağının … tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı… tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde her ne kadar yağmur suyundan kaynaklanan hasarlardan Adana Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğunu, bu hususta taraflarının herhangi bir yetki ve sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de,
5393 sayılı yasanın 14. ve 15/1-e sayılı bendinde: ” Müktesep haklar saklı kalmak üzere; içme, kullanma ve endüstri suyu sağlamak; atık su ve yağmur suyunun uzaklaştırılmasını sağlamak; bunlar için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek; kaynak sularını işletmek veya işlettirmenin belediyelerin görev yetki ve sorumlulukları arasında olduğu” hükmü düzenlenmiştir.
Ancak 2560 sayılı yasanın 2 nolu maddesi gereğince; “Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek,” görevinin su ve kanalizasyon idarelerince gerçekleştirileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre davalı vekilinin yağmur suyundan kaynaklanan hasarlardan Adana Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğu, kendilerinin herhangi bir yetki ve sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Zira, 2560 sayılı yasanan 2 nolu maddesi gereğince yağmur sularının uzaklaştırılmasına ilişkin görev davalı … verilmiştir. Eldeki dosyada yağmur sularının tahliyesi görevini davalının sorumluluğunda bulunduğu, davacı sigorta şirketine sigortalı aracın olay günü yağmur suyu nedeni ile oluşan selde hasar gördüğü ve zararın davacı tarafından karşılandığı, davalı şirketin, görev ve sorumluluğunda olan yoldaki yağmur suyunun tahliyesi için, yeterli çalışma yapmadığı, alt yapı sistemini hazır hale getirmediği anlaşılmakla davacının uğramış olduğu zararın davalı tarafından karşılanması gerektiği kanaatine varılmış bu nedenle mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir yanlışılık bulunmamaktadır.
Müterafik kusur itirazı bakımından yapılan değerlendirmede ise; Davacı sigorta şirketine sigortalı bulunan aracın hasar görmesine sebebiyet veren kazanın oluşumu incelendiğinde; dosya arasında bulunan Meteoroloji Genel Müdürlüğünün … günlü yazısına göre kazanın meydana gelmiş olduğu 2014 yılı Haziran ayında 18 saatlik periyotta 58,8 mm yağış kayıt edildiği , söz konusu yağışın tekerrür periyodunun ise 25 yıl olduğu, kazanın meydana geldiği 6, 7 Haziran tarihlerinde 2 günde toplam 78,5 mm yağış meydana geldiği, söz konusu yağışın Haziran ayı toplam yağış normalinin yaklaşık 4 katı olduğu bildirilmiştir.
Dosyada tanık olarak dinlenen … ifadesinde “…. şirkete ait … plakalı aracı süren bendim, teknik servis elemanıydım, servise gitmek için aracı kullanıyordum, aslında yağış çok olduğu için çıkmak istemedim fakat şirket acil iş olduğu için gitmemi istedi bu nedenle yola çıktım, kanal boyunda seyir halindeydim, su birikintisi vardı ancak çok yüksek değildi önümde başka araçlar da vardı, ben yola devam ederken zamanla su seviyesi yükseldi ve kullandığım araç kaput seviyesine kadar farlar dahil su içinde kaldı,…” şeklinde beyanda bulunmuştur. Buna göre aracın sürücüsü olan …’nın kabulünde olduğu gibi olay tarihinde aşırı bir şekilde yağış olduğu, bu şartlarda aracı kullanmanın tehlikeli olabileceğinin öngörülmesine rağmen yola çıkıldığı ve seyir esnasında meteoroloji genel müdürlüğünün yazısında belirtildiği gibi haziran ayı toplam yağış normalinin 4 katı miktarında ve 25 yılda bir meydana gelecek şekilde yağan yoğun yağıştan kaynaklı oluşan sel nedeni ile aracın hasar gördüğü anlaşılmaktadır.
Bu noktada davacı sigortalı araç sürücüsünün söz konusu yoğun yağışta trafikte seyretmenin tehlikeli olabileceğini öngörmesi gerektiği halde bundan imtina ederek yolda seyrine devam etmesi sigortalı sürücü ve dolayısıyla davacı yönünden müterafik kusur niteliğindedir. Bu yönü ile sigorta şirketi tarafından ödenen tazminattan bir miktar indirim yapılarak yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı, ancak hükmolunan tazminattan %50 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
1-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
2-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-2.799,19 TL rücu alacağının … tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-a)-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 191,21 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 95,61-TL harcın mahsubu ile bakiye 95,60 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-b)-İlk derece mahkemesince … günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen 382,42 TL harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
3-c)-İlk derece mahkemesince … günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen 382,42 TL karar harcının davalıdan tahsil edilmiş olması halinde söz konusu tahsil edilen harcın, dairemizce davalıdan tahsiline hükmolunan 191,21 TL karar harcından mahsubuna, bakiyenin kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 95,61 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan tebligat gideri, posta masrafı, bilirkişi ücreti vs. olmak üzere toplam 1.108,25 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 554,12 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 2.799,19 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Reddolunan kısım müterafik kusur indiriminden kaynaklandığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

İstinaf giderleri bakımından;
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
12-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
13-Davalı tarafından harcaması yapılan posta masrafı ve tebligat gideri olmak üzere 95,50 TL istinaf giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 47,75 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.01/11/2021

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır